www.ASKmekan.Net
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

www.ASKmekan.Net

Ask, Sevgi, Sohbet
 
AnasayfaGaleriLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre)

Aşağa gitmek 
Sayfaya git : Önceki  1, 2, 3, 4, 5, 6, 7
YazarMesaj
NiLuFeR

NiLuFeR


Mesaj Sayısı : 191
Puan : 231
Kayıt tarihi : 02/05/09

Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 7 Empty
MesajKonu: Geri: Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre)   Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 7 I_icon_minitimeC.tesi Mayıs 02, 2009 7:56 pm

YUSUF

Bismillahirrahmanirrahim

1. Elif, Lâm, Râ. Iste bunlar sana o açik seçik kitabin âyetleridir.

2. Muhakkak ki, biz onu anlayasiniz diye Arapça bir kitap olarak indirdik.

3. Sana bu Kur'ân'i vahyetmekle biz, sana kissalarin en güzelini anlatiyoruz. Gerçek su ki, daha önce senin bundan hiç haberin yoktu.

4. Hani bir vakitler Yusuf, babasina demisti ki: "Babacigim, ben rüyada onbir yildizla günesi ve ayi bana secde ederken gördüm."

5. (Babasi) "Yavrucugum! "dedi, "rüyani kardeslerine anlatma. Sonra sana bir tuzak kurarlar. Çünkü seytan insanin açikça düsmanidir."

6. "Ve iste böyle, Rabbin seni seçecek ve sana rüya tabirinden bilgiler ögretecek. Bundan önce atalarin Ibrahim'e ve Ishak'a tamamladigi gibi, nimetini hem sana, hem de Yakup soyuna tamamlayacaktir. Muhakkak ki, Rabbin alîmdir, hakîmdir."

7. Andolsun ki, Yusuf ve kardesleri kissasinda soranlara ibret alacak âyetler vardir.

8. Hani demislerdi ki: "Yusuf ve kardesi (Bünyamin) babamiza bizden daha sevgili, biz ise güçlü ve tutkun bir grubuz. Dogrusu, babamiz belli ki, çok açik bir yanilgi içindedir."

9. "Yusuf'u öldürün, ya da bir yere atin ki, babanizin yüzü (sevgisi) size kalsin, sonra yine salih bir kavim olursunuz."

10. Içlerinden bir söz sahibi söyle dedi: "Yusuf'u öldürmeyin, bir kuyunun dibine birakin da ordan geçen kafilenin biri onu bulup alsin. Eger yapacaksaniz böyle yapin."

11. Dediler ki: "Ey babamiz! Sen bize Yusuf için neden güvenmiyorsun? Halbuki biz onun iyiligini istiyoruz."

12. "Yarin onu bizimle beraber gönder de gezsin, oynasin. Kesinlikle biz onu koruruz."

13. Babalari dedi ki: "Onu götürmeniz beni üzer, korkarim ki onu kurt yer de sizin haberiniz bile olmaz."

14. Dediler ki: "Vallahi biz böyle güçlü kuvvetli bir topluluk iken, buna ragmen onu kurt yerse, o zaman biz kesinlikle hüsrana ugrayanlardan olmus oluruz."

15. Nihayet kardesleri, Yusuf'u alip götürdüler ve kuyunun dibine birakmaya topluca karar verdiler. Biz de ona söyle vahyettik: "Andolsun ki, sen onlara ilerde hiç beklemedikleri bir sirada bu yaptiklarini haber vereceksin".

16. Ve yatsi vakti, aglayarak babalarina geldiler.

17. Dediler ki: "Ey babamiz! Biz gittik, aramizda yaris yapiyorduk. Yusuf'u da esyamizin yanina birakmistik. Bir de baktik ki, onu kurt yemis. su anda biz dogru da söylesek, yine de sen bize inanacak degilsin."

18. Bir de gömleginin üzerinde yalandan bir kan getirmislerdi. Babalari dedi ki: "Hayir, nefisleriniz aldatmis da size bir is yaptirtmis. Artik bana güzel bir sabir gerekiyor. Bu anlattiklariniza karsilik yardimina siginilacak olan ancak Allah'dir."

19. Daha sonra bir kafile gelmis, sucularini da göndermislerdi. Vardi, kovasini kuyuya saldi, "Müjde hey, müjde! Iste bir çocuk!" dedi. Ve onu satilik bir mal olarak gizleyip korudular. Allah ise onlarin ne yapacaklarini biliyordu.

20. Ve onu düsük bir degerle birkaç dirheme sattilar. Ona fazla önem vermemislerdi.

21. Onu satin alan Misirli, esine dedi ki: "Buna güzel bak. Bize faydali olabilir, ya da evlat ediniriz." Yusuf'u böylece oraya yerlestirdik. Ona rüyalarin tabirini de ögrettik. Allah emrinde galiptir. Fakat insanlarin çogu bunu bilmezler.

22. O, tam erginlik çagina gelince, kendisine ilim ve hüküm verdik. Iste biz, güzel is yapanlari böyle mükafatlandiririz.

23. Derken, evinde bulundugu hanim, onun nefsinden murad alip yararlanmak istedi. Kapilari kilitledi ve "Haydi beri gel!" dedi. Yusuf: "Allah'a siginirim! Muhakkak ki, o (kocan), benim efendim, bana çok güzel bakti. Dogrusu zalimler hiç iflah olmazlar" dedi.

24. O hanim, ona gerçekten niyeti bozmustu. Eger Rabbinin burhanini görmese idi. Yusuf da ona özenip gitmisti. Aslinda ondan fuhsu ve fenaligi uzak tutalim diye böyle olmustu. Çünkü o bizim ihlasa erdirilmis kullarimizdan biriydi.

25. Ikisi de kapiya kostular. Hanim, onun gömlegini arkadan yirtti. Ve kapinin yaninda hanimin efendisiyle karsi karsiya geldiler. Hanim hemen dedi ki: "Senin esine fenalik yapmak isteyenin cezasi, zindana atilmaktan veya aci bir azaba ugratilmaktan baska ne olabilir?"

26. Yusuf: "kendisi benden yararlanmak istedi" dedi. Hanimin akrabasindan biri de söyle sahitlik etti: "Eger gömlegi önden yirtilmis ise hanim dogru söylemistir, o zaman bu, yalancilardandir."

27. "Yok eger gömlegi arkadan yirtilmis ise hanim yalan söylemistir, o zaman bu dogru söyleyenlerdendir."

28. Ne zaman ki, gömlegin arkadan yirtilmis oldugunu gördü, o zaman dedi ki: "Bu is, siz kadinlarin tuzagindandir. Gerçekten de sizin tuzaginiz çok büyüktür".

29. "Yusuf! Sakin sen bundan bahsetme! Kadin! Sen de günahindan dolayi istigfar et. Sen gerçekten günahkarlardan oldun".

30. Sehirde bazi kadinlar da "Azizin karisi, delikanlisindan murad almaya kalkmis, sevgi yüregini yakip kavuruyormus, görüyoruz ki, kadin çildirmis besbelli..." dediler.

31. Azizin karisi, onlarin gizliden gizliye dedikodu yaydiklarini isitince, onlara davetçi gönderdi ve onlara mükellef bir sofra hazirladi. Her birine bir biçak verdi, beri taraftan da Yusuf'a "çik karsilarina" dedi. Görür görmez hepsi onu gözlerinde çok büyüttüler ve (saskinlikla) ellerini kestiler. Dediler ki: "Hâsâ! Allah için, bu bir insan degil, olsa olsa yüce bir melektir."

32. "Iste" dedi, "bu gördügünüz, beni hakkinda kinadiginiz (gençtir). Yemin ederim ki, ben bunun nefsinden yararlanmak istedim de o, namuslu davrandi. Yine yemin ederim ki, emrimi yerine getirmezse, muhakkak zindana atilacak ve kesinlikle zelillerden olacaktir".

33. Yusuf dedi ki: "Ey Rabbim! Zindan bana, bunlarin beni davet ettikleri seyden daha sevimlidir. Eger sen, bu kadinlarin tuzaklarini benden uzak tutmazsan, ben onlarin tuzagina düserim ve cahillik edenlerden olurum".

34. Bunun üzerine Rabbi, onun duasini kabul buyurdu da ondan onlarin tuzaklarini bertaraf etti. Muhakkak ki O, evet O, hakkiyle isiten, hakkiyle bilendir.

35. Bu kadar delili gördükleri halde, sonra yine de Yusuf'u bir süre için zindana atma düsüncesi agir basti.

36. Zindana onunla birlikte iki delikanli daha girdi. Birisi dedi ki: "Rüyada kendimi sarap sikarken gördüm". Öteki de dedi ki: "Ben de basimin üstünde ekmek tasidigimi, kuslarin da ondan yedigini gördüm.

Bize bunun yorumunu haber ver. Çünkü biz seni iyilik edenlerden görüyoruz."

37. Yusuf dedi ki: "Size yiyecek olarak verilecek bir yemek gelmeden önce onun tabirini size bildiririm. Bu, Rabbimin bana ögrettigi ilimlerdendir. Çünkü ben Allah'a inanmayan ve ahireti inkâr eden bir kavmin dinini terkettim."

38. "Atalarim Ibrahim, Ishak ve Yakub'un dinine uydum. Bizim, Allah'a hiçbir seyi ortak tutmamiz olmaz. Bu, bize ve insanlara Allah'in bir lutfudur. Fakat insanlarin çogu sükretmezler."

39. "Ey benim zindan arkadaslarim! Ayri ayri birçok tanrilar mi daha hayirli, yoksa herseye hakim ve galip olan bir tek Allah mi?"

40. "Sizin Allah'i birakip da o taptiklariniz, sizin ve atalarinizin uydurdugu birtakim isimlerden baska bir sey degildir. Bunlara tapmaniz için Allah hiçbir delil indirmis degildir. Hüküm ancak Allah'a aittir: O, size, kendisinden baskasina tapmamanizi emretti. Iste dosdogru din budur. Fakat insanlarin çogu bunu bilmezler."

41. "Ey benim zindan arkadaslarim! Biriniz efendisine yine sarap sunacak. Digeri de asilacak, kuslar basindan yiyecekler. Iste ögrenmek istediginiz is böylece halloldu."

42. Yusuf, hapisten kurtulacagina inandigi o ikiden birine dedi ki: "Beni efendinin yaninda an". (Benden söz et ki, beni kurtarsin). Fakat Seytan, ona, efendisinin yaninda anmayi unutturdu. Bu yüzden Yusuf, daha yillarca zindanda kaldi.

43. Bir gün melik (hükümdar) dedi ki: "Ben rüyamda yedi ciliz inegin yedi semiz inegi yedigini ve yedi yesil basakla yedi kuru basak görüyorum. Ey ileri gelenler! Siz rüya tabir edebiliyorsaniz benim bu rüyamin tabirini bana bildirin."

44. Dediler ki: "Rüya dedigin sey karmakarisik hayallerdir. Biz ise böyle karisik hayallerin yorumunu bilemeyiz."

45. O ikiden kurtulmus olani nice zamandan sonra hatirladi da dedi ki: "Ben size o rüyanin tabirini haber veririm, hemen beni gönderin."

46. "Ey Yusuf, ey dogru sözlü! Bize sunu hallet: Yedi semiz inegi, yedi ciliz inek yiyor. Ve yedi yesil basakla diger yedi kuru basak. Umarim ki, o insanlara dogru cevap ile dönerim, onlar da (senin kadrini) bilirler."

47. Dedi ki: "Yedi sene eskisi gibi ekeceksiniz, biçtiklerinizi basaginda birakiniz, biraz yiyeceginizden baska. "

48. "Sonra onun arkasindan yedi kurak sene gelecek, önceki biriktirdiklerinizin biraz saklayacaginizdan baskasini yiyip bitirecek."

49. "Sonra da onun arkasindan yagisli bir sene gelecek ki, halk onda sikintidan kurtulacak, (üzüm, zeytin gibi mahsülleri) sikip faydalanacak."

50. O hükümdar "Onu bana getirin" dedi. Emir üzerine Yusuf'a gönderilen adam yanina gelince, Yusuf ona dedi ki: "Haydi efendine geri dön de, ona sor bakalim, o ellerini kesen kadinlarin maksatlari ne imis? Hiç süphe yok ki, Rabbim, onlarin oyunlarini çok iyi bilir."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
NiLuFeR

NiLuFeR


Mesaj Sayısı : 191
Puan : 231
Kayıt tarihi : 02/05/09

Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 7 Empty
MesajKonu: Geri: Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre)   Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 7 I_icon_minitimeC.tesi Mayıs 02, 2009 7:56 pm

51. Hükümdar, o kadinlara "Derdiniz neydi ki, o vakit Yusuf'un nefsinden murad almaya kalktiniz?" dedi. Onlar "Hâsâ, Allah için, biz onun aleyhinde hiçbir fenalik bilmiyoruz" dediler. Aziz'in, karisi da: "Simdi hak ve hakikat oldugu gibi ortaya çikti. Aslinda onun nefsinden ben murad almak istedim. O ise seksiz süphesiz dogrulardandir" dedi.

52. (Yusuf dedi ki): Iste bu sunun içindir: Bilsin ki, ben ona arkasindan hainlik etmedim. Gerçekten Allah hainlerin hilesini basariya ulastirmaz.

53. Ben yine de nefsimi temize çikarmiyorum. Çünkü nefis siddetle kötülügü emreder. Ancak Rabbimin rahmetiyle yarligadigi müstesna. Muhakkak ki, Rabbim bagislayici ve merhametlidir.

54. Hükümdar dedi ki: "Onu bana getirin, kendime tahsis edeyim." Sonra onunla konusunca da: "Sen bugün yanimizda gerçekten büyük bir mevki sahibisin, güvenilir birisin" dedi.

55. O da, ona dedi ki: "Beni bu ülkenin hazineleri üzerine getir. Çünkü iyi korurum, iyi bilirim."

56. Ve iste biz böylece Yusuf'u o yerde temkin ettik (yerlestirdik). Neresinde isterse orada makam tutuyordu. Biz rahmetimizi diledigimize nasip ederiz. Ve iyilik edenlerin mükafatini zayi etmeyiz.

57. Iman edip takva yolunu tutanlar için elbette ahiret mükafati daha hayirlidir.

58. (Bir gün) Yusuf'un kardesleri çikageldiler ve onun yanina girdiler. O, onlari görür görmez tanidi, oysa onlar onu taniyamamislardi.

59. Ne zaman ki onlarin bütün hazirliklarini tamamladi, o zaman dedi ki: "Babanizdan olan öbür kardesinizi de bana getirin. Görüyorsunuz ya, ben ölçegi tam ölçüyorum ve ben konukseverlerin en hayirlisiyim."

60. "Siz eger onu bana getirmezseniz, bir daha size hiç kile yok, (bir ölçek bile zahire alamazsiniz) yanima da yaklasmayin".

61. Dediler ki: "Onun için babasindan izin almaya çalisacagiz. Her hâlü kârda bunu yapacagz."

62. Yusuf bir taraftan da adamlarina tenbih etti: "Sermayelerini yüklerinin içine koyuverin, belki ailelerinin yanina dönünce farkina varirlar ve belki yine gelirler" dedi.

63. Böylece dönüp babalarina geldikleri vakit, dediler ki: "Ey babamiz! Bizden ölçek menedildi (bize zahire verilmeyecek). Bu kere kardesimizi de bizimle gönder ki, ölçek alabilelim. Biz onu kesinlikle koruyacagiz."

64. Babalari dedi ki: "Ben onu size nasil emanet ederim? Ya bundan

önce kardesini emanet ettigimde olan gibi olursa! En hayirli koruyucu Allah'dir ve O, merhamet edenlerin en merhametlisidir."

65. Derken yüklerini açtilar ve sermayelerini kendilerine geri verilmis olarak buldular. Dediler ki: "Ey babamiz! Daha ne isteriz? Iste sermayelerimiz de bize iade edilmis. Bununla yine ailemize zahire alir getiririz, kardesimizi de koruruz, üstelik bir yük daha fazla zahire aliriz. Zaten bu aldigimiz pek az bir zahiredir."

66. Babalari dedi ki: "Hepiniz çaresiz kalmadikça onu bana mutlaka getireceginize dair Allah'dan bir yemin vermedikçe, onu, kesinlikle sizinle göndermem". Onlar da Allah'a and içerek babalarina söz verince, babalari dedi ki: "Bu söylediklerinize Allah vekildir".

67. Ve dedi ki: "Ey yavrularim! (sehre) hepiniz bir kapidan girmeyin de ayri ayri kapilardan girin. Gerçi ben ne yapsam, Allah'in takdirini sizden engelleyemem. Hüküm yalnizca Allah'indir. Onun için bütün tevekkül edenler O'na tevekkül etmelidirler."

68. Ne zaman ki, sehre vardilar, o zaman babalarinin kendilerine emrettigi sekilde girdiler. (Gerçi bu sekilde girmeleri) onlar hakinda Allah'in takdir ettigi hiçbir seyi önleyemezdi, bu sadece Yakub'un içinden geçirdigi bir istegin yerine getirilmesi oldu. Süphesiz o, ilim sahibiydi, çünkü ona biz ögretmistik. Fakat insanlarin çogu bunu bilmezler.

69. Yusuf'un yanina girdikleri vakit, o, kardesini (Bünyamin'i) yaninda alikoydu. Dedi ki: "Bilesin, ben, senin kardesinim! Iste bundan dolayi onlarin yapacaklarina sakin üzülme!"

70. Sonra onlarin bütün hazirliklarini görünce, su kabini kardesinin yükünün içine koydu. Sonra bir tellal söyle bagirdi: "Hey kervan! Siz hirsizsiniz, hirsiz!"

71. Bunlara döndüler de dediler ki: "Ne ariyorsunuz?

72. Onlar da dediler ki: "Hükümdarin su kabini ariyoruz. Onu bulup getirene bir yük zahire var. Üstelik o tas bana zimmetlidir".

73. "Allah'a yemin ederiz ki," dediler, "Muhakkak siz de anlamissinizdir ya, biz buraya fesat çikarmak için gelmedik. Biz hirsiz da degiliz."

74. "Peki yalanci çikarsaniz onun (hirsizlik edenin) cezasi nedir?" dediler.

75. "Kimin yükünde çikarsa, o kendisi onun cezasidir. Biz zalimlere iste böyle ceza veririz."

76. Bunun üzerine Yusuf, kardesinin esyalarindan önce onlarin esyalarini aramaya basladi. Sonra su kabini kardesinin yükünün içinden çikardi. Iste Yusuf'a biz böyle bir oyun ögrettik. Melikin kanunlarina göre, kardesini alikoymasina imkan yoktu. Ancak Allah dilerse o baska. Biz diledigimizi derecelerle yükseltiriz. Ve her bilgi sahibinin üstünde bir baska bilen vardir.

77. Dediler ki: "Eger o çalmissa, daha önce bunun kardesi de çalmisti". O vakit Yusuf bunu içine atti, onlara hiç belli etmeden: "Siz çok fena bir mevkidesiniz, ne sifat verdiginizi Allah çok iyi biliyor" dedi.

78. Dediler ki: "Ey vezir! Emin ol ki, bunun çok yasli bir babasi var. Onun için yerine birimizi al. Gerçekten de biz seni iyilik edenlerden görüyoruz."

79. O dedi ki: "Esyamizi yaninda buldugumuzdan baskasini tutuklamaktan Allah korusun. Çünkü öyle yaparsak zalimlerden oluruz."

80. Ne zaman ki, onlar, onu kurtarmaktan ümit kestiler, o zaman fisildasarak oradan uzaklastilar. Büyükleri dedi ki: "Babanizin sizden Allah adina ahit aldigini ve daha önce Yusuf konusunda ettiginiz kusuru bilmiyor musunuz? Babam bana izin verinceye veya Allah hakkimda bir hüküm verinceye kadar ben artik burdan ayrilmam. Allah, hüküm verenlerin en hayirlisidir."

81. "Siz dönün de babaniza deyin ki: Ey babamiz! Inan ki, oglun hirsizlik yapti. Biz ancak bildigimize sahitlik ediyoruz. Yoksa gaybin bekçileri degiliz."

82. "Hem orada bulundugumuz sehir halkina, hem içinde bulundugumuz kervana sor. Ve emin ol ki, biz kesinlikle dogru söylüyoruz."

83. Babalari dedi ki: "Hayir, sizi nefisleriniz altadip bir ise sürüklemis. Artik bana güzel güzel sabretmek düsüyor. Belki Allah hepsini birden bana geri getirir. Çünkü O, her seyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir."

84. Ve onlardan yüz çevirdi de: "Ey Yusuf'un atesi, yetti artik, yetti!" dedi. Ve üzüntüden gözlerine ak düstü. Artik yutkunuyor da yutkunuyordu.

85. Dediler ki: "Hâlâ Yusuf'u sayiklayip duruyorsun. Allah'a yemin

ederiz ki, sonunda eriyip gideceksin, tükenip helak olacaksin. Hayret dogrusu!"

86. Dedi ki: "Ben hüznümü, kederimi ancak Allah'a sikayet ederim ve Allah tarafindan sizin bilmediginiz seyleri de bilirim."

87. "Ey ogullarim, gidin, Yusuf'u ve kardesini arastirin. Allah'in rahmetinden ümit kesmeyin; zira kâfir kavimden baskasi Allah'in rahmetinden ümit kesmez."

88. Sonra (Misir'a gidip) onun huzuruna girince, dediler ki: "Ey sanli vezir! Biz ve çoluk çocugumuz sikinti içindeyiz. Pek az bir sermaye ile geldik. Sen bize yine ölçek (zahire) ver, ayrica sadaka da ihsan eyle. Çünkü Allah sadaka verenleri muhakkak mükafatlandirir."

89. O dedi ki: "Siz cahilliginizde Yusuf'a ve kardesine ne yaptiginizi biliyor musunuz?"

90. Onlar "Yoksa sen, sahiden Yusuf musun?" dediler. O da "Ben Yusuf'um, bu da kardesim" dedi, "Dogrusu Allah, bizi, lutfuyla nimetlendirdi. Gerçekten de kim Allah'dan korkar ve sabrederse, Allah, muhakkak ki, güzel isler yapanlarin mükafatini zayi etmez."

91. Dediler ki: "Allah'a yemin olsun, Allah seni bize üstün kildi. Biz gerçekten de büyük hata islemistik".

92. Yusuf dedi: "Bugün size bir ayiplama ve azarlama yoktur. Allah, sizi, magfiretiyle bagislasin. O, merhamet edenlerin en merhametlisidir."

93. Alin su gömlegimi götürün de babamin yüzüne sürün, gözü açilir. Ve bütün ailenizle toplanip bana gelin."

94. Ne zaman ki, kafile (Misir'dan) ayrildi, öteden babalari dedi ki: "Eger bana bunak demezseniz, dogrusu ben Yusuf'un kokusunu aliyorum."

95. Dediler ki: "Vallahi sen hâlâ o eski saskinligindasin."

96. Fakat ne zaman ki, gerçekten müjdeci geldi, gömlegi Yakub'un yüzüne koydu, hemen gözü açildi. "Ben size demedim mi, ben Allah'dan sizin bilmediklerinizi bilirim." dedi.

97. Dediler ki: "Ey babamiz, bizim için Allah'a istigfar eyle. Biz gerçekten büyük günah islemistik."

98. Dedi ki: "Sizin için Rabbimden ilerde bagislanma dileyecegim. Süphesiz o çok bagislayicidir, çok merhamet edicidir.

99. Ne zaman ki, onlar Yusuf'un yanina vardilar, iste o zaman Yusuf anasini ve babasini kucakladi, yanina aldi ve "Buyurun Allah'in dilemesiyle güven içinde Misir'a girin" dedi.

100. Anasiyla babasini yüksek bir taht üzerine oturttu ve hepsi birden Yusuf için secdeye kapandilar. Bunun üzerine Yusuf dedi ki: "Iste bu durum, o rüyamin çikmasidir. Gerçekten Rabbim onu hak rüya kildi. Seytan benimle kardeslerimin arasini bozduktan sonra, beni zindandan çikarmakla ve sizi çölden getirmekle Rabbim bana hakikaten ihsan buyurdu. Dogrusu Rabbim diledigine lutfunu ihsan eder. Süphesiz O, her seyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir."

101. "Ey Rabbim! Sen bana dünya mülkünden nasip verdin ve bana rüyalarin tabirinden bir ilim ögrettin. Ey gökleri ve yeri yoktan var eden Rabbim! Benim velim sensin, benim canimi müslüman olarak al ve beni salih kullarin arasina kat!"

{*} Hasili, ne zaman ki, Yusuf'a vardilar, yani Yusuf'un daha önce kardeslerine tenbih edip istedigi gibi, basta babalari olmak üzere bütün aile bireyleri topluca Misir'a gelip Yusuf'un yanina vardilar. Rivayet olunur ki, Yusuf ve Melik, yanlarinda dört bin asker, birtakim devlet adamlari ve Misir halkindan çok sayida insan, gelen kafileyi karsilamaya çikmislardi. Yakub Aleyhisselam, oglu Yahuda'ya dayanarak yürüyordu, karsidan gelen kafileye ve atlilara bakip, "Ey Yahuda, su karsidaki adam Misir'in Firavun'u mu?" diye sordu. O da "Hayir, Firavun degil, oglun" dedi. Yaklastiklari zaman Yusuf'dan önce Yakup selam verdi ve "Selam sana ey hüzünleri gideren" dedi{*}ilh.

102. Iste bu, sana vahiyle bildirdigimiz gayb haberlerindendir. Yoksa onlar yapacaklarina karar verip mekir (oyun) yaparlarken sen yanlarinda degildin.

103. Sen ne kadar siddetle arzulasan da, insanlarin çogu iman edecek degildir.

104. Buna karsilik onlardan herhangi bir ücret de istemiyorsun. O Kur'ân, âlemlere ancak bir ögüttür.

105. Bununla beraber göklerde ve yerde ne kadar âyet var ki, onunla yüz yüze gelirler de yine de yüz çevirip geçerler.

106. Onlarin çogu sirk kosmadan Allah'a iman etmezler (imanlarina az çok bir sirk karistirirlar).

107. Yoksa bunlar Allah'in azabindan hepsini saracak bir felaket gelmesinden veya farkinda degillerken ansizin baslarina kiyametin kopuvermesinden güven içinde midirler?

108. De ki: Iste benim yolum budur; basiret üzere Allah'a davet ediyorum. Ben ve bana uyanlar (iste böyleyiz). Ben Allah'i tesbih ederim ve ben müsriklerden degilim.

109. Senden önce gönderdigimiz peygamberler de o memleketlerin halkindandi, onlar da kendilerine vahiy verdigimiz birtakim erkeklerden baskasi degillerdi. Simdi o yerlerde söyle bir gezip görmediler mi? Kendilerinden önce gelip geçenlerin akibetlerinin nasil olduguna bir baksalar ya!... Elbette ahiret yurdu müttakiler için daha hayirlidir. Hâlâ aklinizi basiniza toplamayacak misiniz?

110. Nihayet peygamberleri (onlarin iman etmelerinden) ümit kesecek hale gelince ve kendilerinin yalanci durumuna düstüklerini saninca, onlara yardimimiz geldi, yetisti; dilediklerimiz kurtarildi. Suçlular toplulugundan bizim azabimiz geri çevrilemez.

111. Gerçekten de onlarin kissalarinda üstün akillilar için bir ibret vardir. Bu Kur'ân uydurulmus herhangi bir söz degildir. Lâkin kendisinden önce gelen kitaplarin tasdiki her seyin ayrintilariyla açiklayicisi ve iman edecek bir kavim için hidayet ve rahmettir.
__________________
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
NiLuFeR

NiLuFeR


Mesaj Sayısı : 191
Puan : 231
Kayıt tarihi : 02/05/09

Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 7 Empty
MesajKonu: Geri: Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre)   Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 7 I_icon_minitimeC.tesi Mayıs 02, 2009 7:56 pm

ZARİYAT

Bismillahirrahmanirrahim

1- O tozdurup savuranlara,

2- Derken bir agirlik tasiyanlara,

3- Derken bir kolaylikla akanlara,

4- Derken bir emir taksim edenlere andolsun ki,

5- O size vaad edilen elbette dogrudur.

6- Ceza ve hesap günü süphesiz olacaktir.

7- Yollara sahip göge andolsun ki,

8- Siz elbette çeliskili sözler içindesiniz.

9- Ondan çevrilen (imana) çevrilir.

10- Kahrolsun (o fikir adina) kendi tahminlerini ileri sürenler!

11- Onlar bir sarhosluk ve cehalet içinde suursuzdurlar.

12- Onlar: "Hesap ve ceza günü ne zaman?" diye soruyorlar.

13- O gün, onlarin ates üzerinde azap görecekleri gündür.

14- Onlara: "Tadin inkarinizin cezasini, iste sizin acele istediginiz budur!" denecektir.

15-16- Süphesiz ki takva sahipleri Rablerinin kendilerine verdigi sevabi almis olarak cennet bahçelerinde ve pinar baslarinda bulunacaklardir. Çünkü onlar bundan önce iyilik yapiyorlardi.

17- Onlar geceleyin pek az uyurlardi.

18- Onlar seher vakitlerinde Allah'tan bagislanma dilerlerdi.

19- Onlarin mallarinda isteyen ve istemeyen yoksullar için bir hak vardi.

20-21- Kesin olarak inananlar için, yeryüzünde ve kendi nefislerinde nice ibretler vardir. Hiç görmüyor musunuz?

22- Sizin rizkiniz da size vaad edilen sevap ve ceza da göktedir.

23- Gök ve yerin Rabbine andolsun ki size edilen o vaad, herhalde haktir. O tipki sizin konusmaniz gibi gerçektir.

24- Ey Muhammed! Ibrahim'in serefli misafirlerinin haberi sana geldi mi?

25- Hani onlar Ibrahim'in huzuruna girmislerdi de "Selam sana!" demislerdi. Ibrahim: "Size de selam" demis, ve içinden: "Bunlar taninmamis bir topluluk!" diye geçirmisti.

26- Ibrahim, sonra ailesine giderek semiz bir buzagi (eti) getirdi.

27- Onu önlerine sürerek: "Yemez misiniz?" dedi.

28- Yemediklerini görünce onlardan içine bir korku düstü. Onlar Ibrahim'e: "Korkma!" dediler ve onu çok bilgili bir ogul ile müjdelediler.

29- Bunun üzerine karisi (Sâre) bir çiglik atarak geldi ve elini yüzüne vurarak: "Ben kisir bir kocakariyim, nasil çocugum olur?" dedi.

30- Misafir melekler: "Evet bu böyledir. Rabbin böyle buyurdu. Gerçekten O hüküm ve hikmet sahibidir. Herseyi hakkiyla bilir." dediler.

31- Ibrahim, kendisine misafir olarak gelen meleklere: "Acaba sizin asil önemli isiniz nedir ey elçiler?" dedi.

32- Onlar: "Gerçekten biz günahkâr bir kavim (olan Lût kavmine) gönderildik.

33- Onlarin üzerine çamurdan pisirilmis sert taslar yagdiracagiz.

34- O taslardan herbirinin haddi asanlardan kime isabet edecegi Rabbin katinda isaretlenmistir." dediler.

35- Nihayet biz müminlerden orada bulunan kimseleri çikardik.

36- Fakat biz orada müslümanlardan bir ev halkindan baska kimseyi de bulamadik.

37- Biz orada aci bir azabdan korkan kimseler için bir ibret nisanesi biraktik.

38- Musa'nin kissasinda da ibret vardir. Hani biz onu apaçik bir delille Firavun'a göndermistik.

39- Firavun ise ordusuyla birlikte yüz çevirmis, onun hakkinda: "Bu bir sihirbazdir, ya da bir delidir." demisti.

40- Nihayet biz onu ve ordularini yakalayip hepsini denize attik. Firavun ise o sirada (inadindan dolayi pismanlik duyarak) kendi kendini kiniyordu.

41- Âd kavminin helâkinde de bir ibret vardir. Hani biz onlarin üzerine köklerini kesecek bir rüzgar göndermistik.

42- O rüzgar üzerine ugradigi hiçbir seyi birakmiyor, mutlaka onu kül gibi dagitiyordu.

43- Semud kavminin helâkinde de bir ibret vardir. Hani onlara: "Belirli bir süreye kadar dünyadan yararalanip, geçinin!" denmisti.

44- Onlarsa Rablerinin emrine karsi büyüklük tasladilar. Bunun üzerine kendilerini, bakip dururlarken yildirim yakalayip, çarpti.

45- Artik onlar, ne kendi kendilerine ayaga kalkabildiler, ne de yardim gördüler.

46- Daha önce de Nuh kavmini helâk etmistik. Çünkü onlar yoldan çikmis fâsik bir kavimdiler.

47- Biz gögü kudretimizle bina ettik. Hiç süphesiz biz, çok genislik ve kudret sahibiyiz.

48- Yeryüzünü de biz dösedik. Bakin biz onu ne güzel dösüyoruz!

49- Biz herseyden iki çift yarattik. Umulur ki, iyice düsünürsünüz.

50- Ey Muhammed! de ki: "Öyleyse Allah'a kosun, gerçekten ben size O'nun tarafindan gönderilmis apaçik bir uyariciyim.

51- Allah'la beraber baska bir tanri uydurmayin (O'na ortak kosmayin). Gerçekten ben size O'nun tarafindan gönderilmis apaçik bir uyariciyim."

52- Böylece onlardan öncekilere de herhangi bir peygamber gelince, onun hakkinda da mutlaka: "Bir sihirbazdir veya bir delidir." dediler.

53- Onlar birbirlerine bunu mu tavsiye ettiler? Hayir onlar azgin bir kavimdir.

54- Ey Muhammed! Sen onlardan yüz çevir. Artik sen kinanacak degilsin.

55- Sen ögüt verip hatirlat. Çünkü, hatirlatmak müminlere fayda verir.

56- Ben cinleri ve insanlari ancak bana ibadet etsinler diye yarattim.

57- Ben onlardan herhangi bir rizik istemiyorum. Beni yedirmelerini de istemiyorum.

58- Süphesiz ki, rizik veren O saglam kuvvet sahibi olan Allah'tir.

59- Süphsiz ki, zulmedenlerin geçmis arkadaslarinin payi gibi, dolgun bir azab payi vardir. Ama simdi onu acele istemesinler.

60-Kendilerine vaad edilen günlerinde ugrayacakalari azabdan dolayi vay inkâr edenlerin haline!.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
NiLuFeR

NiLuFeR


Mesaj Sayısı : 191
Puan : 231
Kayıt tarihi : 02/05/09

Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 7 Empty
MesajKonu: Geri: Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre)   Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 7 I_icon_minitimeC.tesi Mayıs 02, 2009 7:57 pm

ZİLZAL

Bismillahirrahmanirrahim

1- Yer o yaman sarsinti ile sarsildigi,

2- Yer, içindeki agirliklari çikarip disari attigi,

3- Ve insan: "Ona ne oluyor?" dedigi zaman.

4,5- O gün yer, Rabbinin ona vahyetmesiyle haberlerini anlatacaktir.

6- O gün insanlar, amellerinin karsiligi kendilerine gösterilmek üzere bölük bölük çikacaklardir.

7- Her kim zerre kadar hayir islemisse onu görecektir.

8-Her kim, zerre kadar ser islemisse onu görecektir
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
NiLuFeR

NiLuFeR


Mesaj Sayısı : 191
Puan : 231
Kayıt tarihi : 02/05/09

Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 7 Empty
MesajKonu: Geri: Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre)   Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 7 I_icon_minitimeC.tesi Mayıs 02, 2009 7:57 pm

ZUHRUF

Bismillahirrahmanirrahim

1- Hâ, mîm.

2,3- Apaçik kitaba andolsun ki biz onu iyice anlayasiniz diye Arapça bir Kur'an yaptik.

4- Gerçekten o bizim nezdimizde bulunan ana kitapta mevcut yüce ve hikmet dolu bir kitaptir.

5- Siz haddi asan bir kavim oldunuz diye Kur'an'i size göndermekten vaz mi geçelim?

6- Biz öncekilere de nice peygamberler göndermistik.

7- Onlar kendilerine gelen her peygamberle mutlaka alay ediyorlardi.

8- Biz onlardan daha kuvvetli olanlari helâk ettik. Kur'an'da öncekilerin örnegi de geçmistir.

9- Eger sen onlara: "Gökleri ve yeri kim yaratti?" diye sorsan elbette: "Onlari çok güçlü ve herseyi bilen Allah yaratti." derler.

10- O, yeryüzünü sizin için bir besik yapti ve dogru gidesiniz diye orada sizin için yollar meydana getirdi.

11- Allah gökten belli bir ölçüye göre su indirdi. Biz onunla ölü bir memlekete yeniden hayat verdik. Iste siz de kabirlerinizden böyle diriltilip çikarilacaksiniz.

12- Allah bütün çiftleri yaratmistir. Sizin için bineceginiz gemiler ve hayvanlar var etmistir.

13- Siz onlarin sirtina binip üzerlerine yerlestiginiz zaman, Rabbinizin nimetini anarak söyle diyesiniz: "Bunlari bizim hizmetimize veren Allah'i tenzih ve tesbih ederiz. Yoksa bizim bunlara gücümüz yetmezdi."

14- "Gerçekten biz Rabbimize dönecegiz."

15- Buna ragmen insanlar, Allah'in kullarindan bir kismini O'nun bir parçasi saydilar. Gerçekten de insan apaçik bir nankördür.

16- Yoksa O, yarattiklarindan kendisine kizlar edindi de erkek çocuklari size mi seçti?

17- Onlardan biri Rahman olan Allah'a isnad ettigi kiz çocugu ile müjdelendigi zaman yüzü simsiyah kesilir de öfkesinden yutkunur durur.

18- Yoksa onlar, süs ve zinet içerisinde yetistirilip de mücadelede erkek gibi kendisini savunmaya açik olmayan kizlari mi O'na isnad ediyorlar?

19- Onlar Rahman olan Allah'in kullari olan melekleri de disi saydilar. Onlar meleklerin yaratilisini gördüler mi? Onlarin sahitlikleri yazilacak ve onlar sorguya çekileceklerdir.

20- Onlar: "Eger Rahman olan, Allah dileseydi, biz o meleklere tapmazdik." dediler. Onlarin bu hususta hiçbir bilgileri yoktur. Onlar sadece yalan söylüyorlar.

21- Yoksa biz kendilerine bundan önce bir kitap verdik de onlar, ona mi sariliyorlar?

22- Hayir, onlar sadece: "Biz babalarimizi bu din üzerinde bulduk, biz de onlarin izinde gidiyoruz." dediler.

23- Ey Muhammed! Yine böyle biz senden önce de hangi memlekete bir uyarici göndermissek, mutlaka oranin simarik varlikli kimseleri: "Biz babalarimizi bir din üzerinde bulduk, biz de onlarin izlerine uyariz." dediler.

24- Gönderilen uyarici; "Eger size babalarinizi üzerinde buldugunuz dinden daha dogrusunu getirmissem de mi bana uymazsiniz?" deyince, onlar: "Gerçekten biz sizin teblig için gönderildiginiz seyi tanimiyoruz." dediler.

25- Biz de onlardan intikam aldik. Bak peygamberleri yalanlayanlarin sonu nasil oldu!

26- Hani Ibrahim babasina ve kavmine: "Gerçekten ben sizin taptiginiz seylerden uzagim.

27- Ben ancak beni yaratana taparim. Süphesiz ki O, beni dogru yola iletecektir." dedi.

28- Ibrahim, bu sözü, ardindan gelecek olanlara devamli kalacak bir miras olarak birakti ki, onlar dogru yola dönsünler.

29- Dogrusu ben bunlari da babalarini da kendilerine hak olan kitap ve gerçegi açiklayan bir peygamber gelinceye kadar faydalandirip geçindirdim.

30- Kendilerine hak geldigi zaman onlar: "Bu bir büyüdür dogrusu biz onu tanimiyoruz." dediler.

31- Yine Onlar: "Bu Kur'an, su iki sehirden bir büyük adama indirilmeli degil miydi?" dediler.

32- Ey Muhammed! Rabbinin rahmetini onlar mi taksim ediyorlar? Dünya hayatinda onlarin geçimliklerini aralarinda biz taksim ettik. Birbirlerine islerini gördürsünler diye biz onlarin bir kismini digerlerinden derecelerle üstün kildik. Rabbinin rahmeti onlarin biriktirdikleri seylerden daha hayirlidir.

33- Eger insanlar küfre sapan bir ümmet haline gelmeyecek olsalardi, biz O Rahman olan Allah'i inkâr eden kimselerin evlerine gümüsten tavanlar ve üzerine çikacaklari merdivenler yapardik.

34- Onlarin evleri için gümüsten kapilar, üzerine yaslanacaklari koltuklar yapardik.

35- Daha nice altin ziynetler verirdik. Çünkü bunlarin bizce hiçbir kiymeti yoktur. Bütün bunlar dünya hayatinin geçici menfaatinden baska bir sey degildir. Ahiret ise Rabbin katinda takva sahipleri içindir.

36- Her kim Rahman olan Allah'in zikrinden yüz çevirirse biz ona bir seytan musallat ederiz. Artik o seytan onun yakin dostudur.

37- Süphesiz ki bu seytanlar onlari yoldan çikarirlar. Onlar da kendilerinin dogru yolda olduklarini sanirlar.

38- Nihayet kiyamet günü bize gelince, arkadasina: "Keske seninle benim aramda dogu ile bati arasindaki kadar bir uzaklik olsaydi. Sen ne kötü arkadasmissin!" der.

39- Onlara: "Bugün pismanlik duymaniz size hiçbir fayda saglamayacaktir. Çünkü siz zulmettiniz. Simdi de hepiniz azapta ortaksiniz." denir.

40- Ey Muhammed! O halde sagirlara sen mi isittireceksin? Yahut körlere ve apaçik bir sapiklik içinde bulunanlara sen mi dogru yolu göstereceksin?

41- Eger biz seni onlara azap gelmeden önce alip götürsek bile onlardan intikam aliriz.

42- Yahut da onlara vaad ettigimiz azabi sana gösteririz. Çünkü bizim onlara azap etmeye gücümüz yeter.

43- Öyleyse sen, sana vahyedilen Kur'an'a saril. Süphesiz ki sen dogru bir yol üzerindesin.

44- Dogrusu o Kur'an, senin için de, kavmin için de bir ögüttür ve siz ondan sorguya çekileceksiniz.

45- Ey Muhammed! Senden önce gönderdigimiz peygamberlerimize de sor, biz Rahman olan Allah'tan baska kendisine ibadet edilecek ilâhlar yapmis miyiz?

46- Andolsun ki, biz Musa'yi mucizelerimizle Firavun'a ve ileri gelen adamlarina gönderdik. Musa: "Ben gerçekten âlemlerin Rabbi olan Allah'in peygamberiyim." dedi.

47- Musa onlara mucizelerimizi getirince onlar hemen bu mucizelere gülüverdiler.

48- Bizim onlara gösterdigimiz her bir mucize digerinden daha büyüktü. Belki dogru yola dönerler diye biz onlari azapla yakaladik.

49- Onlar azâbi görünce: "Ey sihirbaz! Sende olan ahdi hürmetine bizim için Rabbine dua et. Biz gerçekten dogru yola girecegiz." dediler.

50- Fakat azabi kendilerinden kaldirdigimiz zaman hemen sözlerinden dönüverdiler.

51- Firavun kavmine seslenerek dedi ki: "Ey kavmim! Misir hükümdarligi ve altimdan akip giden su irmaklar benim degil mi? Görmüyor musunuz?

52- Yoksa ben, nerede ise meramini anlatamayan su zavallidan daha hayirli degil miyim?

53- Eger O'nun dedigi dogru ise üzerine altin bilezikler atilmali veya kendisiyle beraber onu tasdik eden melekler gelmeli degil miydi?"

54- Firavun kavmini küçümsedi. Onlar da O'na itaat ettiler. Çünkü onlar fâsik bir kavimdi.

55- Nihayet bizi gazaplandirdiklari zaman onlardan intikam aldik. Hepsini suda bogduk.

56- Onlari sonradan gelecekler için ibret ve örnek kildik.

57- Meryem oglu Isâ bir misal olarak anlatilinca, senin kavmin hemen ondan bir delil bulduklarini sanarak bagrismaya basladilar.

58- Onlar dediler ki: "Bizim ilâhlarimiz mi daha hayirlidir, yoksa Isâ mi?" Bu misâli sirf seninle tartismak için ortaya attilar. Dogrusu onlar çok kavgaci bir topluluktur.

59- Isâ, ancak kendisine nimet verdigimiz ve Israilogullarina örnek kildigimiz bir kuldur.

60- Eger biz dileseydik, sizden yeryüzünde yerinize geçecek melekler yaratirdik.

61- Gerçekten o, (Isâ'nin yere inisi) kiyâmetin yaklastigini gösteren bir bilgidir. Sakin kiyâmet hakkinda süpheye düsmeyip, bana uyun, bu dogru yoldur.

62- Sakin seytan sizi dogru yoldan alikoymasin. Gerçekten o sizin için apaçik bir düsmandir.

63- Isâ mucizelerle indigi zaman dedi ki: "Ben size hikmeti getirdim ve hakkinda ihtilâfa düstügünüz seylerin bir kismini size açiklamak için geldim. O halde Allah'tan korkun, ve bana itaat edin.

64- Gerçekten benim de Rabbim sizin de Rabbiniz Allah'tir. Öyle ise O'na kulluk edin. Bu dogru bir yoldur.

65- Fakat aralarindan çikan gruplar, Isâ hakkinda ihtilâfa düstüler. Aci bir günün azâbindan dolayi vay zulmedenlerin hâline!

66- Onlar kendileri farkina varmadan ansizin kiyâmetin baslarina gelmesini mi bekliyorlar?

67- O gün Allah'tan korkanlar hariç dost olanlar birbirlerine düsmandirlar.

68-69- Allah, takva sahiplerine söyle nida eder: "Ey âyetlerimize imân edip müslüman olan kullarim! Bugün size hiçbir korku yoktur ve siz üzülmeyeceksiniz.

70- Siz ve esleriniz cennete girin. Orada agirlanip sevindirileceksiniz."

71- Onlarin etrafinda yiyecek ve içecekler altin tepsiler ve kadehlerle dolastirilir. Orada canlarin çektigi ve gözlerin hoslandigi hersey vardir. Siz orada ebedi olarak kalacaksiniz.

72- Iste yaptiklariniza karsilik size miras verilen cennet budur.

73- Orada sizin için bol bol meyveler vardir. Onlardan yersiniz.

74- Süphesiz ki suçlular, cehennem azâbinda ebedi olarak kalacaklardir.

75- Onlarin azâbi hafifletilmez ve onlar azab içersinde ümitsizdirler.

76- Biz onlara zulmetmedik, fakat onlar kendileri zâlimler oldular.

77- Onlar cehennem bekçisine: "Ey Mâlik! Rabbin artik bizi öldürsün." diye seslenirler. Mâlik de: "Siz böylece kalacaksiniz." der.

78- Andolsun ki biz size hakki getirdik. Fakat sizin çogunuz haktan hoslanmiyorsunuz.

79- Yoksa onlar hakka karsi gelmek için bir is mi kararlastirdilar? Biz de onlari cezalandirmak için kararliyiz.

80- Yoksa onlar bizim sirlarini ve gizli konusmalarini isitmedigimizi mi saniyorlar? Hayir, isitiriz ve yanlarinda bulunan elçi meleklerimiz de her yaptiklarini yaziyorlar.

81- Ey Muhammed! de ki: "Eger Rahman olan Allah'in bir çocugu olsaydi, ona ibâdet edenlerin birincisi ben olurdum."

82- Göklerin ve yerin Rabbi, arsin Rabbi onlarin nitelendirdikleri seyden münezzehtir, yücedir.

83- Simdi sen birak onlari, tehdit edildikleri günlerine kavusuncaya kadar batila dalsinlar oynasinlar.

84- Gökteki ilâh da yerdeki ilâh da O'dur. O hüküm ve hikmet sahibidir herseyi bilir.

85- Göklerin, yerin ve her ikisi arasindakilerin hükümranligi kendisine ait olan Allah'in sani yücedir. Kiyâmet saatinin bilgisi de yalniz onun yanindadir. Siz sadece O'na döndürüleceksiniz.

86- Onlarin Allah'i birakip da tapdiklari putlar sefaat hakkina sahip degillerdir. Ancak bilerek hakka sahitlik edenler sefâat edebilir.

87- Eger sen onlara kendilerini kimin yarattigini sorsan elbette: "Allah" derler. O halde nasil haktan çevriliyorlar?

88- Peygamberin sözü su olmustur: "Ey Rabbim! Bunlar gerçekten imân etmeyen bir kavimdir."

89-Ey Muhammed! Simdilik sen onlara aldirma ve: "Size selâm olsun." de. Onlar yakinda bilecekler!
__________________
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
NiLuFeR

NiLuFeR


Mesaj Sayısı : 191
Puan : 231
Kayıt tarihi : 02/05/09

Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 7 Empty
MesajKonu: Geri: Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre)   Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 7 I_icon_minitimeC.tesi Mayıs 02, 2009 7:58 pm

ZUMER

Bismillahirrahmanirrahim

1- Bu kitabin indirilisi, Azîz ve Hakîm olan Allah tarafindandir.

2- Emin ol, biz sana kitabi hakkiyla indirdik. Onun için dini yalniz kendisine halis kilarak Allah'a ibadet ve kulluk et.

3- Iyi bil ki, halis din ancak Allah'indir. O'ndan baska birtakim dostlar tutanlar da söyle demektedirler: "Biz onlara sadece bizi Allah'a daha çok yaklastirsinlar diye ibadet ediyoruz." Süphe yok ki Allah, onlarin aralarinda ihtilaf edip durduklari seyde hükmünü verecektir. Herhalde yalanci ve nankör olan kimseyi Allah dogru yola çikarmaz.

4- Eger Allah bir çocuk edinmek isteseydi, elbette yaratacagindan, dileyecegini seçecekti. Ama o bundan münezzehtir. O, tek ve kahredici olan Allah'tir.

5- O, gökleri ve yeri hak ile yaratti, geceyi gündüzün üstüne sariyor, gündüzü de gecenin üstüne sariyor. Günesi ve ay'i emrine âmade kilmis,

her biri belli bir süreye kadar akip gitmektedir. Iyi bil ki, çok güçlü ve çok bagislayici olan ancak O'dur.

6- O, sizi bir nefisten yaratti. Hem sonra onun esini de ondan var etti. Sizin için yumusak basli hayvanlardan sekiz çift indirdi. Sizi analarinizin karinlarinda üç karanlik içinde yaratilistan yaratilisa yaratip duruyor. Iste Rabbiniz Allah O'dur. Mülk O'nundur, O'ndan baska tanri yoktur. O halde nasil haktan çevrilirsiniz?

7- Eger inkâr ederseniz, süphe yok ki Allah'in size ihtiyaci yoktur. Bununla beraber kullari hesabina küfre razi olmaz. Eger sükrederseniz sizin hesabiniza ona razi olur. Hiçbir günahkar da digerinin günahini çekecek degildir. Sonra dönüsünüz, Rabbinizedir. O vakit, O size bütün yaptiklarinizi haber verecektir. Çünkü O, bütün kalplerin özünü bilir.

8- Insana bir sikinti dokundugu zaman bütün gönlünü vererek Rabbine dua eder. Sonra kendisine tarafindan bir nimet lütfettigi zaman da önceden O'na dua ettigi hali unutur da, yolundan sapitmak için Allah'a ortaklar kosmaya baslar. Ey Muhammed! De ki: "Küfrünle biraz zevk et, çünkü sen, o atesliklerdensin."

9- Yoksa o, gece saatlerinde kalkan, secdeye kapanip, kiyama durarak daima vazifesini yapan, ahireti hesaba katan ve Rabbinin rahmetini uman kimse gibi olur mu? De ki: "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" Ancak temiz akil sahibi olanlar anlar.

10- Ey Muhammed! Tarafimdan söyle: "Ey iman eden kullarim! Rabbinizden korkun. Bu dünyada güzellik yapanlara bir güzellik vardir. Allah'in yeryüzü genistir. Ancak sabredenlere mükafatlari hesapsiz ödenecektir."

11- De ki: "Bana, dini sadece kendisine halis kilarak Allah'a ibadet etmem emredildi."

12- "Hem O'nun birligine teslim olan müslümanlarin ilki olmam da bana emredildi."

13- De ki: "Eger Rabbime isyan edersem, büyük bir günün azabindan korkarim."

14- De ki: "Ben dinimi kendisine halis kilarak yalniz Allah'a kulluk ederim."

15- "Siz de O'ndan baska dilediginize kul olun." De ki: "Asil hüsrana düsenler, kiyamet günü kendilerine ve mensuplarina ziyan edenlerdir. Evet, iste asil açik hüsran budur."

16- Onlarin üstlerinde atesten tabakalar, altlarinda yine atesten tabakalar vardir. Iste Allah, kullarini bundan korkutuyor, "Ey kullarim! benden korkun." (diyor).

17- Taguttan, ona kulluk etmekten kaçinip da tam gönülle Allah'a yönelenlere gelince, müjde onlaradir. Haydi müjdele kullarimi.

18- O kullarimi ki, onlar sözü dinlerler, sonra da en güzeline uyarlar. Iste onlar, Allah'in kendilerine hidayet verdigi kimselerdir. Iste temiz akillilar da onlardir.

19- Ya üzerine azab kelimesi hak olmus kimse de mi (böyledir)? Artik o atesteki kimseyi sen mi çikaracaksin?

20- Fakat o Rablerine siginarak korunanlar için altlarindan irmaklar akan, üzerlerinden sehnisinler yapilmis, sehnisinli (balkonlu) köskler vardir. Bu, Allah'in vaadidir. Allah vaadinden caymaz.

21- Allah'in gökten bir su indirip de onu bir yoluyla yeryüzündeki menbalara koydugunu görmedin mi? Sonra onunla türlü renklerde bir ekin çikarir, sonra onun olgunlasip sarardigini görürsün. Sonra da onu bir çöpe çevirir. Elbette bunda temiz akillilar için bir ihtar vardir.

22- Allah, kimin bagrini Islâm'a açmis ise iste o, Rabbinden bir nur üzerinde degil midir? Artik Allah'in zikri hususunda kalpleri katilasmis olanlarin vay haline! Iste bunlar, apaçik bir sapiklik içindedirler.

23- Allah, kelamin en güzelini ikizli, ahenkli bir kitap olarak indirdi.(1)

Ondan Rablerine saygisi olanlarin derileri ürperir. Sonra derileri de, kalpleri de Allah'in zikrine karsi yumusar. Iste bu Allah'in rehberidir. Allah, onunla diledigini dogru yola çikarir. Her kimi de Allah sasirtirsa, artik ona dogru yolu gösterecek yoktur.

24- O halde kiyamet günü zalimlere: "Tadin bakalim kazanip durduklarinizi!" denilirken, o kötü azabdan yüzü ile korunacak kimse ne olur?(1)

25- Onlardan öncekiler de yalanladilar da kendilerine, hatirlarina gelmez yönden azab geliverdi.

26- Allah, onlara dünya hayatinda zilleti tattirdi. Ahiret azabi ise elbette daha büyüktür. Keske bilselerdi!

27- Yemin ederim ki, bu Kur'ân'da insanlar için her türlüsünden temsil getirdik. Gerek ki iyi düsünsünler.

28- Pürüzsüz Arapça bir Kur'ân (indirdik ki, Allah'in azabindan) korunsunlar.

29- Allah, söyle bir misal vermistir: Bir adam ve birtakim ortaklari var, hirçin hirçin çekisip duruyorlar. Bir de yalniz bir kisiye bagli selamet içinde olan bir adam var. Bu ikisinin hali hiç bir olur mu? Hamd Allah'indir, fakat pek çoklari bilmezler.

30- Sen elbette öleceksin, onlar da elbette öleceklerdir.

31- Sonra siz muhakkak kiyamet gününde Rabbinizin huzurunda birbirinizden davaci olacaksiniz.

32- Allah'a karsi yalan söyleyen ve dogru kendisine geldigi zaman onu yalan sayandan daha zalim (daha haksiz) kim olabilir? Kâfirlerin yeri cehennemde degil midir?

33- Dogruyu getiren ve onu tasdik edene gelince, iste onlar kötülükten korunan müttakilerdir.

34- Onlara, Rablerinin yaninda ne dilerlerse vardir. Iste bu, iyilik yapanlarin mükafatidir.

35- Çünkü Allah, onlarin önceden yaptiklari amelin en kötüsünü bile keffaretle örtüp, islemekte bulunduklari güzel amellerin en güzeline göre mükafatlarini kendilerine verecektir.

36- Allah, kuluna kâfi degil midir? Durmuslar da seni O'ndan baskalariyla korkutuyorlar. Her kimi ki Allah sasirtirsa, artik ona hidayet edecek yoktur.

37- Her kime de Allah hidayet verirse artik onu da sasirtacak yoktur. Allah aziz (çok güçlü) ve intikam sahibi degil midir?

38- Andolsun ki onlara: "O gökleri ve yeri kim yaratti?" diye soracak olsan: "Elbette Allah!" diyeceklerdir. O halde gördünüz ya Allah'tan baska çagirdiklarinizi! Eger Allah bana bir zarar vermek isterse, onlar O'nun zararini giderebilirler mi? Yahut bana bir rahmet dilerse, onlar O'nun rahmetini tutabilirler mi? De ki: "Allah, bana yeter." Tevekkül edenler, hep O'na dayanirlar.

39- De ki: "Ey kavmim! Haliniz üzere çalisin. Ben de kendi halime göre çalisiyorum. Artik ileride bileceksiniz."

40- "Kendisini rezil edecek azabin kime gelecegini ve sürekli bir azabin kimin üzerine konacagini."

41- Biz bu kitabi sana, insanlar için hak ile indirdik. O halde kim dogru yola gelirse kendi lehinedir. Kim de saparsa, sirf kendi aleyhine olarak sapar. Sen onlarin üzerine vekil degilsin.

42- Allah, o canlari öldükleri zaman, ölmeyenleri de uyuduklarinda alir. Sonra haklarinda ölüm hükmü verdiklerini alikor, digerlerini de takdir edilmis bir süreye kadar saliverir. Süphesiz ki bunda düsünecek bir kavim için nice ibretler vardir.

43- Yoksa Allah'tan baska sefaatçiler mi edindiler? De ki: "Onlar hiçbir seye güç yetiremezler ve akil erdiremezlerse de mi (böyle yapacaksiniz)?"

44- De ki: "Bütün sefaat Allah'indir. Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Sonra hep döndürülüp O'na götürüleceksiniz."

45- Böyle iken, Allah bir olarak anildigi zaman ahirete inanmayanlarin yürekleri burkulur da, O'ndan baskalari anildigi zaman derhal yüzleri güler.

46- De ki: "Ey gökleri ve yeri yaratan, görüleni ve görülmeyeni bilen Allah'im! Kullarin arasinda, o ihtilaf edip durduklari seyler hakkinda sen hüküm vereceksin."

47- Eger bütün yeryüzündekiler ve bir o kadari da beraber o zulmedenlerin olsaydi, kiyamet günü azabin kötülügünden kurtulmak için onu mutlaka feda ederlerdi. Ancak ne var ki, hiç hesaba katmadiklari seyler, Allah tarafindan karsilarina çikarilir.

48- Öyle ki, yaptiklari amellerin kötülükleri karsilarina çikmis ve alay edip durduklari seyler, kendilerini sarmistir.

49- Fakat insana bir sikinti dokunuverince bize yalvarir, sonra kendisine tarafimizdan bir nimet bahsettigimiz zaman da: "O bana bir bilgi üzerine verildi." der. Belki bu bir imtihandir, fakat pek çoklari bilmezler.

50- Onu, bunlardan öncekiler de söyledi. Fakat o kazandiklari, kendilerini kurtarmadi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
NiLuFeR

NiLuFeR


Mesaj Sayısı : 191
Puan : 231
Kayıt tarihi : 02/05/09

Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 7 Empty
MesajKonu: Geri: Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre)   Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 7 I_icon_minitimeC.tesi Mayıs 02, 2009 7:58 pm

51- Neticede kazandiklarinin kötülükleri, baslarina geçti. Sunlardan o zulmedenlerin de kazandiklari kötülükleri baslarina geçecektir. Onlar da bunu atlatacak degillerdir.

52- Hâlâ bilmediler mi ki; Allah, rizki diledigine açar ve kisar. Süphesiz ki bunda iman edecek bir kavim için nice ibretler vardir.

53- De ki: "Ey haddi asarak nefislerine karsi israf etmis olan kullarim! Allah'in rahmetinden ümid kesmeyin. Çünkü Allah, bütün günahlari bagislar. Süphesiz ki O, çok bagislayicidir, çok merhamet edicidir."

54- Onun için ümidi kesmeyin de basiniza azab gelmeden önce tevbe ile Rabbinize yönelin ve O'na teslim olun. Sonra kurtulamazsiniz.

55- Haberiniz olmayarak ansizin basiniza azab gelmeden önce (halis müslüman olun da) Rabbinizden size indirilenin en güzelini takib ve tatbik edin.

56- (O günden sakinin ki günahkar) nefis söyle diyecektir: "Allah'in

yaninda yaptigim kusurlardan dolayi yazik bana! Dogrusu ben alay edenlerdendim."

57- Yahut söyle diyecektir: "Allah bana dogru yolu gösterseydi, her halde ben müttakilerden olurdum."

58- Veya azabi gördügü zaman söyle diyecektir: "Bana bir geri dönüs olsaydi da ben de o iyilik yapanlardan olsaydim."

59- (Ona): "Hayir sana âyetlerim geldi de onlara yalan dedin, kibirlenmek istedin ve kâfirlerden oldun." (denir.)

60- Hem o kiyamet günü görürsün ki, Allah'a karsi yalan söyleyenlerin yüzleri kararmistir. Kibirlenenlerin yeri cehennem degil mi?

61- Kötülükten sakinan müttakileri ise Allah basarilarindan dolayi kurtulusa çikarir. Onlara fenalik dokunmaz ve onlar üzülecek de degillerdir.

62- Allah, her seyin yaraticisidir. Her sey üzerine vekil de O'dur.

63- Bütün göklerin ve yerin kilitleri O'nundur. Allah'in âyetlerini inkâr edenlere gelince, iste onlar, kendilerine yazik edenlerdir.

64- De ki: "Ey cahiller! Simdi bana o Allah'tan baskasina mi kulluk etmemi emrediyorsunuz?"

65- Andolsun ki, sana da, senden öncekilere de su vahyedildi: "Yemin ederim ki, eger sirk kosarsan bütün çalismalarin bosa gider ve mutlaka kendine yazik edenlerden olursun."

66- Hayir, onun için yalniz Allah'a kulluk et ve sükredenlerden ol.

67- Allah'i hakkiyla takdir edemediler. Halbuki bütün yer kiyamet günü O'nun avucundadir. Gökler de kudretiyle dürülmüstür. O, onlarin ortak kostuklarindan münezzeh ve çok yüksektir.

68- Ve sûra üflenmistir. Göklerde kim var, yerde kim varsa çarpilip yikilmistir. Ancak Allah'in diledigi müstesna. Sonra ona bir daha üflenmistir. Bu defa da hep onlar kalkmislar bakiyorlardir.

69- Yer, Rabbinin nuru ile parlamistir. Kitap konmus, peygamberler ve sahitler getirilmis ve aralarinda hak ile hüküm verilmektedir. Hem onlara hiç haksizlik yapilmaz.

70- Herkese ne amel yaptiysa karsiligi tam olarak ödenmistir. O (Allah), onlarin yaptiklarini en iyi sekilde bilmektedir.

71- Inkâr edenler bölük bölük cehenneme sevkedilmektedir. Nihayet oraya vardiklarinda kapilari açilir ve bekçileri onlara: "Içinizden size Rabbinizin âyetlerini okuyan, bu gününüzle karsilasacaginiza dair sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?" derler. Onlar da: "Evet geldi" derler. Fakat kâfirler üzerine azab kelimesi hak oldu.

72- (Onlara): "Ebedî olarak içinde kalmak üzere girin cehennemin kapilarindan" denir. Bak, büyüklük taslayanlarin yeri ne kötüdür!

73- Rablerinden korkanlar da bölük bölük cennete sevk edilmektedir. Nihayet oraya vardiklari zaman kapilari açilir ve bekçileri onlara: "Selâm sizlere, ne hossunuz! Ebedî olarak içinde kalmak üzere haydi girin oraya!" derler.

74- Onlar da: "Hamdolsun o Allah'a ki, bize vaadini dogru çikardi ve bizi cennet arzina varis kildi. Cennette istedigimiz yerde oturuyoruz" derler. Bak ne güzeldir mükafati o iyi amel isleyenlerin!

75-Meleklerin de arsin etrafini kusatarak, Rablerine hamd ile tesbih ettiklerini görürsün. Artik halk arasinda hak ile hüküm icra edilip "âlemlerin Rabbi Allah'a hamdolsun" denilmektedir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
NiLuFeR

NiLuFeR


Mesaj Sayısı : 191
Puan : 231
Kayıt tarihi : 02/05/09

Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 7 Empty
MesajKonu: Geri: Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre)   Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 7 I_icon_minitimeC.tesi Mayıs 02, 2009 7:59 pm

ALLAH`IN SELAMI ÜZERİNİZDE OLMASI DİLEĞİYLE...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre)
Sayfa başına dön 
7 sayfadaki 7 sayfasıSayfaya git : Önceki  1, 2, 3, 4, 5, 6, 7
 Similar topics
-
» KURÂN-I KERÎM OKUMANIN FAZİLETİ
» KUR'AN I KERIM NASIL SEFAAT EDER...

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
www.ASKmekan.Net :: İslam Dünyasi-
Buraya geçin: