www.ASKmekan.Net
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

www.ASKmekan.Net

Ask, Sevgi, Sohbet
 
AnasayfaGaleriLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre)

Aşağa gitmek 
Sayfaya git : Önceki  1, 2, 3, 4, 5, 6, 7  Sonraki
YazarMesaj
NiLuFeR

NiLuFeR


Mesaj Sayısı : 191
Puan : 231
Kayıt tarihi : 02/05/09

Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 5 Empty
MesajKonu: Geri: Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre)   Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 5 I_icon_minitimeC.tesi Mayıs 02, 2009 7:30 pm

MUZZEMMİL

Bismillahirrahmanirrahim

1- Ey örtünen! (Peygamber)

2- Gecenin birazi hariç olmak üzere geceleyin kalk (namaz kil).

3- Gecenin yarisinda kalk, yahut yarisindan biraz eksilt.

4- Veya bunu artir ve agir agir Kur'ân oku.

5- Dogrusu biz, senin üzerine agir bir söz birakacagiz (Kur'an vahyedecegiz).

6- Çünkü gece kalkisi hem daha etkili, hem de söz bakimindan daha saglamdir.

7- Çünkü gündüz senin için uzun bir mesguliyet vardir.

8- Rabbinin adini an ve bütün gönlünle ona yönel.

9- O, dogunun ve batinin Rabbidir. Ondan baska tanri yoktur. O halde yalniz O'nu vekil tut.

10- Baskalarinin diyeceklerine sabret, güzellikle onlardan ayril.

11- O yalanlayici zevk ve refah sahiplerini bana birak, onlara biraz mühlet ver.

12- Zira bizim yanimizda bukagilar var, bir cehennem var.

13- Bogaza duran bir yiyecek, elem verici bir azap var.

14. O gün yer ve daglar sarsilacak, daglar erimis bir kum yiginina dönecek.

15. Dogrusu biz size taniklik edecek bir elçi gönderdik. Nitekim Firavun'a da bir elçi göndermistik.

16. Firavun o elçiye isyan etmisti. Biz de onu agir bir yakalayisla yakaladik.

17. Peki inkâr ederseniz, çocuklari ihtiyarlatacak o günden (kiyamet gününden) kendinizi nasil kurtaracaksiniz?

18. O günün dehsetinden gök yarilir. Allah'in sözü kesinlikle gerçeklesmistir.

19. Iste bu bir ögüttür. Artik dileyen Rabbine bir yol tutar.

20-Rabbin, senin gecenin üçte ikisinden daha azinda, yarisinda ve üçte birinde kalktigini, seninle beraber bulunanlardan bir toplulugun da böyle yaptigini biliyor. Gece ve gündüzü Allah takdir eder. O, sizin onu sayamayacaginizi bildi de sizi affetti. Bundan böyle Kur'ân'dan size ne kolay gelirse okuyun. Allah, içinizden hastalar, yeryüzünde gezip Allah'in lütfunu arayan baska kimseler ve Allah yolunda savasan daha baska insanlar olacagini bilmistir. Onun için Kur'ân'dan kolayiniza geldigi kadar okuyun, namazi kilin, zekati verin ve Allah'a güzel bir borç verin (Hayirli islere mal sarfedin). Kendiniz için gönderdiginiz her iyiligi, Allah katinda daha hayirli ve sevapça daha büyük olarak bulacaksiniz. Allah'tan bagis dileyin. Kuskusuz Allah bagislayandir, merhamet edendir
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
NiLuFeR

NiLuFeR


Mesaj Sayısı : 191
Puan : 231
Kayıt tarihi : 02/05/09

Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 5 Empty
MesajKonu: Geri: Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre)   Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 5 I_icon_minitimeC.tesi Mayıs 02, 2009 7:31 pm

NAHL

Bismillahirrahmanirrahim

1- Allah'in emri geldi, sakin onu acele edip istemeyiniz. Allah, müsriklerin kostuklari ortaklardan münezzeh ve yücedir.

2- Kendi emrinden ruh (vahiy) ile melekleri, kullarindan diledigi peygamberlere indirip su gerçegi insanlara bildirin, buyuruyor: Benden baska hiçbir ilâh yoktur. Ancak benden korkun.

3- Allah gökleri ve yeri hikmeti ile yaratti. O, kâfirlerin ortak kostuklari seylerden çok yücedir.

4- O, insani bir meniden (spermadan) yaratti. Bir de bakarsin ki o, Rabbine karsi apaçik bir düsmandir.

5- Hayvanlari da O yaratti. Onlarda sizi isitacak seyler ve birçok faydalar vardir. Ve siz onlardan bir kismini da yersiniz.

6- O hayvanlari, aksam vakti getirirken ve sabahleyin salarken, onlarda sizin için bir güzellik ve zevk vardir.

7- Bu hayvanlar, ancak güçlükle varabileceginiz bir memlekete yüklerinizi tasir. Rabbiniz, süphesiz çok sefkatlidir, çok merhametlidir.

8- Hem kendilerine binesiniz, hem de zinet olsun diye atlari, katirlari, ve merkepleri yaratti. Ve su anda bilemeyeceginiz daha nice seyler yaratacak.

9- Dogru yolu göstermek Allah'a aittir. Onun egrisi de vardir. Allah dileseydi, sizin hepinizi hidayete erdirirdi.

10- Sizin için gökten su indiren O'dur. Içecek su ondandir; hayvanlarinizi otlattiginiz bitkiler de o su ile yetisir.

11- Allah, sizin için, o su ile ekin, zeytin, hurmaliklar, üzümler ve her

çesit meyveleri bitirir. Süphesiz ki bunda düsünecek bir topluluk için büyük bir ibret vardir.(1)

12- Geceyi, gündüzü, günesi ve ayi sizin hizmetinize O verdi. Bütün yildizlar da O'nun emrine boyun egmislerdir. Süphesiz ki bunda aklini kullanan bir toplum için ibretler vardir.

13- Yeryüzünde sizin için yarattigi degisik renklerdeki seyleri de sizin hizmetinize sunmustur. Elbette bunda ögüt alan kimseler için bir ibret vardir.

14- Yine denizden taze et (balik) yiyesiniz ve ondan takindiginiz süs esyasini çikarasiniz diye, denizi emrinize veren Allah'tir. Gemilerin denizde suyu yararak gittiklerini görüyorsun. Lütfundan rizik aramaniz ve sükretmeniz için Allah böyle yapmistir.

15- Allah, yeryüzü sizi sarsmasin diye oraya sabit daglar yerlestirdi. Yolunuzu bulmaniz için de nehirler ve yollar yaratti.

16- Daha birçok âlametler yaratti. Insanlar geceleyin de Allah'in yarattigi yildizlarla yönlerini bulurlar.

17- Hiç yaratan (Allah), yaratmayan (putlar) gibi olur mu? Artik siz düsünmez misiniz?

18- Halbuki Allah'in nimetlerini teker teker saymaya kalkissaniz, onlari sayamazsiniz. Muhakkak ki Allah çok bagislayicidir, çok merhametlidir.

19- Allah, gizlediginizi de açikladiginizi da bilir.

20- Kâfirlerin Allah'tan baska yalvardiklari (putlar) ise, hiçbir sey yaratamazlar. Çünkü onlar, kendileri yaratilmislardir.

21- O putlar, hep ölüdürler, diri degildirler ve insanlarin öldükten sonra ne zaman dirileceklerini de bilmezler.

22- Ilâhiniz bir tek ilâhtir. Bununla beraber ahirete inanmayanlarin kalbleri inkârci, kendileri de böbürlenen kimselerdir.

23- Süphesiz ki Allah, onlarin gizlediklerini de açiga vurduklarini da bilir. Dogrusu Allah, kendilerini büyük görüp hakki kabul etmeyenleri sevmez.

24- Onlara: "Rabbiniz ne indirdi? denildigi zaman "Öncekilerin efsanelerini" dediler.

25- Bunu söylemelerinin sebebi su: Kiyamet günü, kendi günahlarini tam olarak yüklendikten baska, bilgisizlikleri yüzünden saptirmakta olduklari kimselerin günahlarindan bir kismini da yükleneceklerdir. Dikkat edin, yüklendikleri günah ne kötüdür!

26- Onlardan öncekiler de tuzak kurdular. Fakat Allah onlarin binalarini temelinden sarsti, çati tepelerinden üzerlerine çöktü ve azap onlara farkedemedikleri bir yönden geldi.

27- Sonra kiyamet günü Allah, O kâfirleri rezil rüsvay edecek ve diyecek ki: "Hani ugrunda müminlere karsi düsman kesildiginiz ortaklarim nerede?" Kendilerine ilim verilmis olanlar: "Süphesiz bugünün rezilligi ve kötülügü kâfirleredir." diyeceklerdir.

28- (O kâfirler), kendilerine zulmetmis kimseler olarak, meleklerin, canlarini aldiklari kimselerdir. O vakit onlar söyle diyerek teslim olurlar: "Biz, bir kötülükten dolayi yapmiyorduk." (Onlara): "Hayir, Allah sizin ne maksatla yaptiginizi elbette çok iyi bilendir."

29- "O halde içinde ebedî kalacaginiz cehennemin kapilarindan girin" denir. Kibirlenenlerin yeri ne kötüdür!

30- Kötülüklerden sakinanlara: "Rabbiniz ne indirdi?" denilince: "Hayir indirdi" derler. Bu dünyada güzel amel isleyenlere güzel bir mükafat var. Elbette ahiret yurdu ise daha hayirlidir. Allah'tan korkanlarin yurdu ne güzeldir!

31- O girecekleri yer, Adn cennetleridir ki, altindan irmaklar akar. Orada Allah'tan korkanlara diledikleri nimetler vardir. Iste Allah, takva sahiplerini böyle mükafatlandirir.

32- Takva sahipleri o kimselerdir ki, melekler, canlarini hos ve rahat halde alirlar. "Selam size, yapmis oldugunuz güzel islerin mükafati olarak girin cennet'e..." derler.

33- Ancak kendilerine, ruhlarini alacak meleklerin gelmesini veya Rabbinin azab emrinin (kiyametin) gelip çatmasini bekliyorlar! Kendilerinden öncekiler de böyle yapmislardi. Allah onlara zulmetmedi, fakat onlar kendilerine zulmetmislerdi.

34- Bunun için, sonunda yaptiklarinin cezasi baslarina felaket oldu ve alay edip durduklari o azap, kendilerini kusatti.

35- Allah'a ortak kosanlar dediler ki: "Allah dileseydi, ne biz, ne atalarimiz O'ndan baska hiçbir seye tapmazdik ve O'nun emri disinda hiçbir seyi haram kilmazdik" Kendilerinden öncekiler de böyle yaptilar. Buna karsi peygamberlerin vazifesi, ancak açik-seçik bir tebligden, ibarettir.

36- Andolsun ki biz her ümmete, "Allah'a ibadet edin ve putlara tapmaktan sakinin." diye bir peygamber gönderdik. Allah, bu ümmetlerden

bir kismina hidayet etti, bir kismina da sapiklik hak olmustur. Simdi yer yüzünde bir gezip dolasin da bakin ki, peygamberleri yalanlayanlarin sonunun ne oldugunu bir görün?

37- (Ey Muhammed!) Sen o kâfirlerin hidayete ermelerini ne kadar istesen de Allah, saptirdigi kimseyi hidayete erdirmez. Onlarin hiçbir yardimcisi da yoktur.

38- Kâfirler, "Allah ölen kimseyi diriltmez." diye en kuvvetli yeminleriyle Allah'a yemin ettiler. Hayir, bu ölüleri diriltmek, Allah'in kendisine karsi bir vaadidir. Ancak insanlarin çogu bunu bilmezler.

39- Allah ölüleri diriltecek ki, o kâfirlerin, hakkinda ihtilaf ettikleri seyi onlara açikça göstersin ve bunu inkâr edenler kendilerinin yalanci olduklarini bilsinler.

40- Biz bir seyi diledigimiz zaman, ona sözümüz sadece "ol" dememizdir. O da hemen oluverir.

41- Zulme ugradiktan sonra Allah yolunda hicret edenlere gelince, biz dünyada mutlaka onlari güzel bir yere yerlestiririz. Halbuki bilirlerse ahiretin mükafati elbette daha büyüktür.

42- O Muhacirler, müsriklerin eziyetlerine sabredenler ve Rablerine tevekkül edenlerdir.

43- (Ey Peygamber!) Senden önce de, kendilerine vahyettigimiz erkeklerden baskasini peygamber olarak göndermedik. Eger bunu bilmiyorsaniz Tevrat ve Incil âlimlerine sorun.

44- Biz o peygamberleri mucizelerle ve kitaplarla gönderdik. Ey Peygamberim! Sana da Kur'ân'i indirdik ki, insanlara vahyedileni açiklayasin. Belki onlar da düsünürler.

45- Sinsice kötü tuzaklar kuranlar, Allah'in kendilerini yerin dibine geçiremeyeceginden, yahut bilemeyecekleri bir yerden azabin gelmeyeceginden emin mi oldular?

46- Yahut (rizik için) dolasip dururlarken (Allah'in azabinin) kendilerini yakalayivermesinden emin mi oldular? Üstelik onlar, azabi engelleyici de degillerdir.

47- Yahut ta kendilerini azar azar yakalayip helak etmesinden emin mi oldular? Süphesiz Rabbiniz çok sefkatlidir, çok merhametlidir.

48- Onlar, Allah'in yarattigi birtakim seyleri görmediler mi ki? Gölgeleri Allah'in kudretine boyun egip secde ederek, saga sola döner, dolasir.

49- Göklerde ve yer yüzünde bulunan canlilar ve bütün melekler, kibirlenmeden Allah'a secde ederler.

50- Kendilerine hakim olan Rabblerinden korkarlar ve emrolunduklari her seyi yaparlar.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
NiLuFeR

NiLuFeR


Mesaj Sayısı : 191
Puan : 231
Kayıt tarihi : 02/05/09

Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 5 Empty
MesajKonu: Geri: Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre)   Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 5 I_icon_minitimeC.tesi Mayıs 02, 2009 7:32 pm

51- Allah, buyurmustur ki: Iki ilâh edinmeyin. O, ancak bir ilâhdir. Onun için yalniz benden korkun.

52- Göklerde ve yerde olan her sey yalniz O'nundur. Din de daima O'nundur. Böyle iken, siz Allah'tan baskasindan mi korkarsiniz?

54- Sonra Allah bu sikintiyi sizden kaldirdigi zaman, bir de bakarsiniz

ki, içinizden bir topluluk, hemen Rablerine ortak kosarlar.

55- Bunu kendilerine verdigimiz nimete nankörlük etmek için yaparlar. Simdi eglenin bakalim! Fakat yakinda bileceksiniz.

55- Bunu kendilerine verdigimiz nimete nankörlük etmek için yaparlar. Simdi eglenin bakalim! Fakat yakinda bileceksiniz.

56- Bir de müsrikler kendilerine rizik olarak verdigimiz seylerden tutuyorlar mahiyetini bilmedikleri seylere (putlara) pay ayiriyorlar. Allah'a andolsun ki, siz bu yaptiginiz iftiralardan mutlaka hesaba çekileceksiniz.

57- Onlar, Allah'a kizlar isnad ediyorlar. O, bundan münezzehtir. Kendilerine ise erkek çocuklari isnad ederler.

58- Halbuki onlardan birine, kiz dogum haberi müjdelendigi zaman içi öfkeyle dolar, yüzü kapkara kesilir.

59- Kendisine verilen müjdenin kötülügü, dolayisiyla kavminden gizlenir. Simdi acaba o çocugu zillet ve horluga katlanarak saklayacak mi? Yoksa topraga mi gömecek? Dikkat edin verdikleri hüküm ne kötüdür!

60- Ahirete iman etmeyenler için kötü sifatlar var. En yüce sifatlar ise, Allah'indir. O çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.

61- Eger Allah insanlari zulümleri yüzünden hesaba çekseydi, yeryüzünde kimildayan tek canli birakmazdi. Fakat Allah onlari, belli bir vakte kadar erteler. Müddetleri (ecelleri) geldigi zaman, onu ne bir saat erteleyebilirler, ne de öne alabilirler.

62- Müsrikler, kendilerinin hoslanmadiklari seyleri, Allah'a isnad ediyorlar. Dilleri, en güzel seylerin kendilerine ait oldugunu yalan yere durmadan söyler. Hiç süphesiz onlar için, sadece ates vardir. Oraya en önde gidip kalacaklardir.

63- Allah'a yemin olsun ki, biz senden önce bir çok ümmetlere peygamberler gönderdik. Ne var ki seytan, onlara amellerini bezeyip süslü gösterdi. Bugün de o seytan, kâfirlerin dostudur. Onlar için aci bir azab vardir.

64- (Ey Resulüm!) Biz, sana bu kitabi (Kur'âni) sirf hakkinda ihtilafa düstükleri seyi insanlara açiklaman için ve iman edecek topluma bir hidayet, bir rahmet olsun diye indirdik.

65- Allah gökten bir su indirdi ve onunla yeryüzüne ölümünden sonra hayat verdi. Süphesiz ki bunda dinleyen bir millet için büyük bir ibret vardir.

66- Gerçekten süt veren hayvanlarda da size bir ibret vardir. Size iskembelerindeki yem artiklariyla kandan meydana gelen, içenlere içimi kolay halis bir süt içirmekteyiz.

67- Hurma ve üzüm agaçlarinin meyvalarindan da hem içki, hem de güzel gidalar edinirsiniz. Süphesiz ki bunda aklini kullanan kimseler için büyük bir ibret vardir.

68- Senin Rabbin bal arisina söyle vahyetti: Daglardan, agaçlardan ve insanlarin kuracaklari kovanlardan kendine evler edin.

69- Sonra meyvalarin hepsinden ye de, Rabbinin (sana) kolay kildigi yollara gir, diye ilham etti. Onlarin karinlarindan renkleri çesitli bir bal çikar ki, onda insanlar için sifâ vardir. Süphesiz ki bunda düsünen bir millet için, büyük bir ibret vardir.

70- Allah, sizi yaratti, sonra da sizi öldürecektir. Içinizden kimi de, biraz bilgiden sonra esyayi önceki bildigi gibi bilmesin diye, ömrün en kötü çagina kadar yasatilir. Süphesiz ki Allah çok bilgili ve büyük kudret sahibidir.

71- Allah, rizik yönünden bir kisminizi digerlerinden üstün kildi. Kendilerine bol rizik verilenler, riziklarini ellerinin altindakilere vermiyorlar ki, onda esit olsunlar. Durum böyle iken Allah'in nimetini inkâr mi ediyorlar?

72- Allah, size kendi cinsinizden esler, o eslerinizden de ogullar ve torunlar yaratti. Sizi helal ve güzel gidalarla riziklandirdi. Onlar, hâlâ batila mi inaniyorlar? ve Allah'in nimetini inkâr mi ediyorlar?

73- Müsrikler, Allah'i birakip, göklerden ve yerden kendileri için

hiçbir rizka sahip olmayan ve sahip olmaya da güçleri yetmeyen seylere taparlar.

74- Artik Allah'a ortaklar kosmayin. Çünkü Allah, (esi bulunmadigini) bilir, siz bilmezsiniz.

75- Allah, hiçbir seye gücü yetmeyen, baskasinin mali olmus bir köle ile, kendisine güzel bir rizik verilen ve o rizikdan gizli ve açik olarak harcayan hür bir insani misal verdi. Hiç bunlar esit olur mu? Bütün hamd Allah'a mahsustur. Dogrusu insanlarin çogu bilmezler.

76- Allah su iki adami da misal verdi: Bunlardan biri dilsizdir, hiçbir seye gücü yetmez; efendisine bir yüktür. Onu nereye gönderse bir hayir getiremez. Simdi, bu adamla, adaletle emreden ve dogru yolda bulunan adam esit olur mu?

77- Göklerin ve yerin gaybini bilmek Allah'a aittir. Kiyametin kopusu yalniz bir göz kirpmasi veya daha az bir zamandan baskasi degildir. Süphesiz Allah her seye kadirdir.

78- Allah sizi annelerinizin karnindan çikardigi zaman hiçbir sey bilmiyordunuz. Sükredesiniz diye size isitme (duygusu), gözler ve gönüller verdi.

79- Gögün boslugunda Allah'in emrine boyun egdirilerek uçusan kuslara bakmadilar mi? Süphesiz bunda inanan bir toplum için âyetler (ibretler) vardir.

80- Allah size evlerinizden bir huzur ve dinlenme yeri yapti. Hayvanlarin derilerinden gerek yolculugunuzda ve gerekse konaklama zamanlarinizda kolayca tasiyacaginiz hafif evler (çadirlar v.s.) ve yünlerinden, yapagilarindan ve killarindan bir süreye kadar (giyinecek, kusanacak, serilecek ve dösenecek) bir esya ve ticaret mali yapti.

81- Allah, yarattiklarindan sizin için gölgeler yapti ve sizin için daglarda barinaklar yaratti. Sizi sicaktan koruyacak elbiseler ve savasta sizi koruyan elbiseler (zirhlar) yaratti. Iste böylece Allah müslüman olasiniz diye üzerinize nimetini tamamlamaktadir.

82- Buna ragmen eger yüz çevirirlerse, ey Muhammed! Artik sana düsen sadece açik bir sekilde tebligden ibarettir.

83- Hem Allah'in nimetini bilirler, sonra da onu inkâr ederler. Onlarin çogu kâfir kimselerdir.

84- Her ümmetten bir sahid getirecegimiz gün, artik kâfirlere ne izin verilecek, ne de onlardan özür dilemeleri istenecektir.

85- O zulmedenler, azabi gördükleri zaman, artik onlardan ne azab hafifletilir, ne de onlara süre verilir.

86- Ve o Allah'a ortak kosanlar, ortak kostuklarini (putlari) gördükleri zaman: "Rabbimiz! Iste bunlar, seni birakip da kendilerine taptigimiz ortaklarimizdir" diyecekler. Kostuklari ortaklar da onlara; "Siz mutlaka yalancilarsiniz" diye söz atarlar.

87- O gün Allah'a teslim bayragini çekerler, bütün o uydurduklari seyler kendilerini birakip kaybolup gitmislerdir.

88- Inkâr eden ve (insanlari) Allah yolundan çevirenler, diger kimseleri de bozduklari için onlara azab üstüne azab artirdik.

89- Biz o gün, her ümmet içinde, kendilerinden kendi üzerlerine bir sahit gönderecegiz. Seni de onlarin üzerine sahit getirecegiz. Bu kitabi da, her seyi açiklayan ve müslümanlara dogruyu gösteren bir rehber, bir rahmet kaynagi ve bir müjdeleyici olarak indirdik.

90- Süphesiz ki Allah, size adaleti, iyilik yapmayi ve yakinlara bakmayi emreder; hayasizliktan, fenaliktan ve azginliktan nehyeder. Ögüt almaniz için size böyle ögüt verir.

91- Bir de anlasma yaptiginizda Allah'in ahdini yerine getirin ve pekistirdikten sonra yeminleri bozmayin. Allah'i üzerinize sahid tuttugunuz halde, nasil olur da bozarsiniz! Süphesiz ki Allah yaptiklarinizi bilir.

91- Bir de anlasma yaptiginizda Allah'in ahdini yerine getirin ve pekistirdikten sonra yeminleri bozmayin. Allah'i üzerinize sahid tuttugunuz halde, nasil olur da bozarsiniz! Süphesiz ki Allah yaptiklarinizi bilir.

92- Bir ümmet, diger bir ümmetten (sayica ve malca) daha çok oldugu için, yeminlerinizi aranizda aldatma vasitasi yaparak, ipligini saglamca egirdikten sonra onu söküp bozmaya çalisan kadin gibi olmayin. Allah sizi

bununla imtihan eder ve süphesiz hakkinda ihtilaf ettiginiz seyleri kiyamet günü size mutlaka açiklayacaktir.

93- Allah dileseydi elbette hepinizi tek bir ümmet yapardi. Fakat Allah diledigini saptirir ve diledigine de hidayet verir. Süphesiz ki, (kiyamet gününde) bütün yaptiklarinizdan sorumlu tutulacaksiniz.

94- Yeminlerinizi aranizda aldatma ve fesada vasita edinmeyin, sonra saglam basmisken bir ayak kayar da Allah yolundan saptiginiz için, dünyada kötü azabi tadarsiniz. Ahirette de size büyük bir azab olur.

95- Allah'in ahdini az bir bedel karsiliginda degismeyin. Eger bilirseniz muhakkak ki Allah katindaki sevap sizin için daha hayirlidir.

96- Sizin yaninizdaki dünya mali tükenir, Allah'in katindakiler ise tükenmez. Muhakkak ki biz, Allah yolunda sabredenleri, yaptiklari amelin daha güzeliyle mükafatlandiracagiz.

97- Erkekten ve disiden, mümin olarak kim iyi amel islerse muhakkak onu güzel bir hayat ile yasatacagiz ve yapmakta olduklari amellerin daha güzeliyle mükafatlarini elbette verecegiz.

98- Simdi Kur'ân okumak istedigin zaman önce o kovulmus seytandan Allah'a sigin.

99- Süphesiz ki iman edip de Rablerine tevekkül edenler üzerinde o seytanin hiçbir nüfuzu yoktur.

100- Seytanin nüfuzu, ancak onu dost edinenlere ve Allah'a ortak kosanlaradir.

101- Biz bir âyeti degistirip yerine baska bir âyet getirdigimiz zaman Allah ne indirdigini pek iyi bilmis iken kâfirler Peygambere: "Sen, ancak bir iftiracisin" dediler. Hayir öyle degil; onlarin çogu bilmezler.

102- (Ey Muhammed!) Onlara de ki: "Kur'ân'i Cebrail, iman edenlere sebat vermek, müslümanlara bir hidayet ve bir müjde olmak için Rabbinin katindan hak olarak indirdi.

103- Muhakkak biliyoruz ki kâfirler: "Kur'ân'i Muhammed'e bir insan ögretiyor" diyorlar. Peygambere ögretiyor zanninda bulunduklari kimsenin dili yabancidir. Bu Kur'ân ise apaçik bir Arapçadir.

104- Allah'in âyetlerine iman etmeyenleri, muhakkak ki Allah hidayete erdirmez ve onlara can yakici bir azab vardir.

104- Allah'in âyetlerine iman etmeyenleri, muhakkak ki Allah hidayete erdirmez ve onlara can yakici bir azab vardir.

105- Yalani ancak Allah'in âyetlerine inanmayanlar uydurur. Iste onlar yalancilarin ta kendileridir.

106- Kalbi iman ile sükûnet buldugu halde (dinden dönmeye) zorlananlar disinda, her kim imanindan sonra küfre kalbini açarsa, mutlaka onlarin üzerine Allah'tan bir gazab gelir ve kendilerine çok büyük bir azab vardir.

107- Bu (azab) sundan dolayidir ki, onlar, dünya hayatini sevmis ve onu ahirete tercih etmislerdir. Allah da kâfirler toplulugunu hidayete erdirmez.

108- Bunlar, o kimselerdir ki; Allah kalblerini, kulaklarini ve gözlerini mühürlemistir. Ve onlar, gafillerin ta kendileridir.

109- Hiç süphesiz onlar, ahirette perisan olup hüsrana ugrayanlarin ta kendileridir.

110- Sonra süphesiz Rabbin, eziyet edildikten sonra hicret eden, sonra cihad eden ve sabreden kimselerin yardimcisidir. Bunlardan sonra Rabbin elbette çok bagislayicidir, çok merhametlidir.

111- O gün, herkes nefsini kurtarmak için ugrasarak gelir ve herkese yaptigi isin karsiligi tamamiyle ödenir ve hiç kimseye de zulmedilmez.

112- Allah bir sehri misal olarak verdi: Bu sehir güvenli, huzurlu idi, Oraya her yerden rizki bol bol geliyordu. Ne var ki onlar Allah'in nimetlerine karsi nankörlük ettiler. Allah da onlara, yaptiklari isler yüzünden açlik ve korku elbisesini (felâketini) tattirdi.

113- Andolsun ki, onlara içlerinden bir peygamber geldi de onu yalanladilar. Bunun üzerine zulüm yaparlarken azab da onlari yakalayiverdi.

114- Artik Allah'in size rizik olarak verdigi seylerden helal ve temiz olarak yiyin. Allah'in nimetine sükredin, eger gerçekten O'na ibadet edecekseniz.

115- O size ancak ölü hayvani, kani, domuz etini ve Allah'tan baskasi adina kesilenleri haram kildi. Her kim bu haram seyleri yemeye mecbur kalirsa (baskasinin hakkina) saldirmadan ve asiri gitmeden yiyebilir. Süphesiz Allah, çok bagislayicidir, çok merhametlidir.

116- Dillerinizin yalan vasfetmesi ile: "Su helaldir, su haramdir" demeyin; aksi halde Allah'a iftira etmis olursunuz. Süphesiz Allah'a yalan uyduranlar asla kurtulamazlar.

117- Onlar için dünyada pek az bir menfaat var, ahirette ise çok acikli bir azab vardir.

118- Sana anlattiklarimizi, daha önce yahudilere de haram kilmistik. Biz onlara zulmetmemistik. Fakat onlar kendi kendilerine zulmetmislerdi.

119- Sonra süphe yok ki Rabbin, bir cahillikle günah isleyip ardindan tevbe eden ve durumunu düzelten kimseleri bagislar. Süphesiz ki Rabbin, bu tevbeden sonra Gafurdur, Rahîmdir (çok bagislayicidir, çok merhametlidir.)

120- Süphesiz Ibrahim Allah'a itaat eden, Hakk'a yönelen bir önderdi. Ve hiçbir zaman müsriklerden olmadi.

121- Allah'in nimetlerine sükredendi. Allah onu seçmis ve dogru yola iletmisti.

122- Ve biz ona (Ibrahim'e) iyilik verdik. Süphesiz ki o, ahirette de salihlerdendir.

123- Sonra da (ey Muhammed!) sana: "Hakk'a yönelen ve müsriklerden olmayan Ibrahim'in dinine tabi ol" diye vahyettik.

124- Cumartesi günü (avlanmamak), ancak onda ihtilafa düsenlere farz kilindi. Süphesiz Rabbin onlarin ihtilaf edip durduklari seyler hakkinda kiyamet günü, aralarinda elbette hükmünü verecektir.

125- (Ey Resulüm!) Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel ögütle çagir! Ve onlarla en güzel sekilde mücadele et. Süphesiz Rabbin kendi yolundan sapanlari en iyi bilendir ve O, hidayete kavusanlari da en iyi bilendir.

126- Eger (bir suçtan dolayi) ceza verecek olursaniz size yapilan azab ve cezanin misli ile ceza verin. Ama sabrederseniz, elbette o, sabredenler için daha hayirlidir.

127- (Ey Peygamber!) Sabret! Sabrin da ancak Allah'in yardimi iledir. Onlardan dolayi üzülme! Kurduklari tuzaklardan telas edip sikintiya düsme!

128- Süphesiz Allah, takva sahipleri ile ve iyilikte bulunanlarla beraberdir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
NiLuFeR

NiLuFeR


Mesaj Sayısı : 191
Puan : 231
Kayıt tarihi : 02/05/09

Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 5 Empty
MesajKonu: Geri: Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre)   Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 5 I_icon_minitimeC.tesi Mayıs 02, 2009 7:33 pm

NAS

Bismillahirrahmanirrahim

1- De ki: Sığınırım ben insanların Rabbine,

2- İnsanların hükümdârına,

3- İnsanların ilâhına,

4- O sinsi vesvesecinin şerrinden.

5- O ki, insanların göğüslerine vesveseler fısıldar.

6- Gerek cinlerden, gerek insanlardan
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
NiLuFeR

NiLuFeR


Mesaj Sayısı : 191
Puan : 231
Kayıt tarihi : 02/05/09

Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 5 Empty
MesajKonu: Geri: Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre)   Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 5 I_icon_minitimeC.tesi Mayıs 02, 2009 7:33 pm

NASR

Bismillahirrahmanirrahim

1- Allah'in yardimi ve fetih geldiginde,

2- Ve insanlarin dalga dalga Allah'in dinine girdiklerini gördügünde,

3-Rabbini ögerek tesbih et, O'ndan bagislanmani dile, çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir
__________________
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
NiLuFeR

NiLuFeR


Mesaj Sayısı : 191
Puan : 231
Kayıt tarihi : 02/05/09

Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 5 Empty
MesajKonu: Geri: Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre)   Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 5 I_icon_minitimeC.tesi Mayıs 02, 2009 7:34 pm

NAZİAT

Bismillahirrahmanirrahim

1. Canlari bogarcasina siddetle cekip alanlara and

olsun,

2. Canlari kolaylikla alanlara and olsun,

3. Yuzup yuzup gidenlere and olsun,

4-5. Yaristikca yarisan ve isleri yoneten meleklere

and olsun

6. O gun bir sarsinti sarsar.

7. Pesinden bir digeri gelir.

8. O gun kalbler titrer.

9. Insanlarin gozleri yere doner.

10. Derler ki: "Biz eski halimize mi dondurulecegiz?"

11. "Ufalanmis kemik oldugumuz zaman mi?"

12. Derler ki: "O takdirde bu zararina bir donustur."

13. Dogrusu bir tek ciglik yetecektir.

14. Hepsi hemen bir duzluge dokulecektir.

15. Musa'nin basindan gecen olay sana geldi mi?

16. Tuva'da, kutsal bir vadide, Rabbi ona soyle hitap

etmisti:

17. "Firavun'a git; dogrusu o azmistir."

18. "Ona de ki: Arinmaga niyetin var mi?"

19. "Rabbine giden yolu gostereyim ki O'na saygi duyup

korkasin."

20. Bunun uzerine ona en buyuk mucizeyi gosterdi.

21. Ama Firavun yalanladi ve bas kaldirdi.

22. Geri donup yurudu.

23. Adamlarini toplayip seslendi:

24. "Sizin en yuce rabbiniz benim" dedi.

25. Allah bunun uzerine onu dunya ve ahiret azabina

ugratti.

26. Dogrusu bunda Allah'tan korkan kimseye ders

vardir. *

27-8. Sizi yaratmak mi daha zordur, yoksa gogu

yaratmak mi? Ki onu Allah bina edip yukseltmis ve ona

sekil vermistir.

29. Gecesini karanlik yapmis, gunduzunu

aydinlatmistir.

30. Ardindan yeri duzenlemistir.

31. Suyunu ondan cikarmis ve otlak yer meydana

getirmistir.

32. Daglari yerlestirmistir.

33. Bunlari sizin ve hayvanlarinizin gecinmesi icin

yapmistir.

34-Guc yetirilemeyen en buyuk baskin geldigi zaman,

o gun, insan ne ugurda calistigini anlar.

36. Cehennem her bakanin gorecegi sekilde gosterilir.

37- Iste, azip da dunya hayatini tercih edenin

varacagi yer suphesiz cehennemdir.

40-1. Ama kim Rabbinin azametinden korkup da kendini

kotulukten alikoymussa, varacagi yer suphesiz cennettir.

42.Senden kiyametin ne zaman gelip catacagini

sorarlar.

43. Nerde senden onu anlatmasi?

44. Onun bilgisi Rabbine aittir.

45. Sen sadece kiyametten korkani uyaransin.

46. Kiyameti gordukleri gun dunyada ancak bir aksam

yahut bir kusluk vakti kadar kalmis olduklarini sanirlar.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
NiLuFeR

NiLuFeR


Mesaj Sayısı : 191
Puan : 231
Kayıt tarihi : 02/05/09

Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 5 Empty
MesajKonu: Geri: Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre)   Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 5 I_icon_minitimeC.tesi Mayıs 02, 2009 7:34 pm

NEBE

Bismillahirrahmanirrahim

1- Birbirlerine neyi soruyorlar?

2- O büyük haberden (kiyametten) mi?

3- Ki onlar onda ayriliga düsmektedirler.

4- Hayir, ilerde bilecekler.

5- Hayir hayir, ilerde bilecekler.

6- Biz yeryüzünü bir besik yapmadik mi?

7- Daglari da birer kazik kilmadik mi?

8- Sizleri çift çift yarattik.

9- Uykunuzu bir dinlenme yaptik.

10- Geceyi bir örtü yaptik.

11- Gündüzü de bir geçim zamani yaptik.

12- Üstünüze yedi saglam bina (gök) çattik.

13- Içlerine isik saçan bir kandil astik.

14- Yogunlasmis bulutlardan saril saril bir su indirdik.

15- Onunla taneler ve otlar çikaralim diye.

16- Ve sarmas dolas baglar bahçeler (çikaralim diye).

17- Kuskusuz o hüküm günü kararlastirilmis bir vakit olmustur.

18- O gün Sûr'a üflenir, bölük bölük gelirsiniz.

19- Gök de açilmis, kapi kapi olmustur.

20- Daglar yürütülmüs, serap olmustur.

21- Kuskusuz Cehennem gözetleme yeri olmustur.

22- Azginlar için son varilacak yer olmustur.

23- Orada çaglarca kalacaklardir.

24- Orada ne bir serinlik tadacaklar, ne de içecek bir sey.

25- Ancak bir kaynar su ve irin (içecekler).

26- Bir ceza ki tam yaptiklarina uygun.

27- Çünkü onlar hiçbir hesap ummazlardi.

28- Âyetlerimizi yalanlaya yalanlaya tam bir yalanci olmuslardi.

29- Biz ise herseyi sayip bir kitaba geçirmisiz.

30- (Onlara): "Simdi tadin (cezanizi). Artik size azabinizi artirmaktan baska bir sey yapmayacagiz" (denir).

31- Kuskusuz takva sahipleri için bir kurtulus var.

32- Bahçeler var, baglar var.

33- Memeleri tomurcuklanmis yasit kizlar var.

34- Dopdolu kadehler var.

35- Orada ne bos bir söz isitirler, ne de bir yalan.

36- (Bunlar) Rabbinden yeterli bir bagis olarak (verilir).

37- O, göklerin, yerin ve bu ikisi arasindakilerin Rabbidir. Rah-mân'dir. Hiç kimse ondan bir hitaba mâlik olamaz.

38- O gün Ruh ve melekler sira sira dururlar. Rahmân'in izin verdikleri disinda hiç kimse konusamaz. Izin verilen de dogruyu söyler.

39- Iste bu hak gündür. Artik dileyen Rabbine bir yol tutar.

40-Biz sizi yakin bir azap ile uyardik. O gün kisi ellerinin ne takdim ettigine bakacak ve kâfir diyecek ki: "Ah ne olaydi, ben bir toprak olaydim
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
NiLuFeR

NiLuFeR


Mesaj Sayısı : 191
Puan : 231
Kayıt tarihi : 02/05/09

Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 5 Empty
MesajKonu: Geri: Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre)   Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 5 I_icon_minitimeC.tesi Mayıs 02, 2009 7:35 pm

NECM

Bismillahirrahmanirrahim

1. Inmekte olan yildiza andolsun ki,

2. Arkadasiniz (Muhammed) sapmadi, azmadi.

3. O, hevâdan (arzularina göre) konusmaz.

4. O(nun konusmasi kendisine ) vahyedilenden baskasi degildir.

5. Onu, müthis kuvvetleri olan biri ögretti

6. (Ki o) akil ve görüsünde kuvvetli (bir melek)dir. Hemen (gerçek meleklik sekliyle) dogruldu.

7. O, en yüksek ufukta idi.

8. Sonra (Cebrail ona) yaklasti ve (asagiya dogru) sarkti.

9. Onunla arasindaki mesafe, iki yay kadar, yahut daha az kaldi.

10. (Allah), kuluna verdigi vahyi verdi.

11. Onun gördügünü kalb(i) yalanlamadi.

12. Onun gördükleri hakkinda simdi kendisi ile tartisacak misiniz.

13. Andolsun onu bir kez daha görmüstü.

14. Sidretü'l- Müntehâ'nin yaninda.

15. Ki Cennetü'l- Me'vâ onun yanindadir.

16 Sidre'yi kaplayan kapliyordu.

17. (Peygamberin) gözü sasmadi ve siniri asmadi.

18. Andolsun ki o, Rabbinin âyetlerinden en büyügünü gördü.

19. Siz de gördünüz degil mi o Lât ve Uzza'yi?

20. Ve üçüncü olarak da öteki (put) Menat'i?

21. Size erkek O'na disi öyle mi?

22. Öyle ise bu çok insafsizca bir taksim.

23. Onlar hiçbir sey degil, sirf sizin ve babalarinizin taktiginiz (bos) isimlerdir. Allah onlar hakkinda hiçbir delil indirmedi. Onlar yalniz zanna ve nefislerin sevdasina uyuyorlar. Halbuki onlara Rableri tarafindan yol gösterici gelmistir.

24. Yoksa her arzu ettigi sey, insanin kendisinin mi (olacak) dir?

25. Son da ilk de (ahiret de dünya da) Allah'indir.

26. Göklerde nice melek var ki Allah'in dileyip razi olduguna izin vermeden önce onlarin sefaatlari hiç bir ise yaramaz.

27. Ahirete iman etmeyenler meleklere disilerin adlarini takip duruyorlar

28. Onlarin bu hususta bir bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Zan ise, süphesiz hakikat bakimindan birsey ifade etmez.

29. Onun için bizi anmaktan yüz çeviren ve dünya hayatindan baska bir sey istemeyenlerden yüz çevir.

30. Iste onlarin ilimden erisebilecekleri (son sinir) budur. Süphesiz, Rabbin, yolundan sapani da iyi bilir; O, hidayette olani da iyi bilir.

31. Göklerde ve yerde bulunanlar hep Allah'indir. Akibet (sonuçta) kötülük yapanlari yaptiklari ile cezalandiracak, güzel davrananlari da daha güzeliyle mükafatlandiracaktir.

32. Onlar ki günahin büyüklerinden ve çirkin islerden kaçinirlar, yalniz bazi küçük kusurlar hariç. Süphesiz Rabbinin affi genistir. O, sizi daha topraktan yarattigi zaman ve siz annelerinizin karinlarinda bulundugunuz sirada, sizi en iyi bilendir. Bunun için kendinizi temize çikarmayin. Çünkü O, kötülükten sakinani daha iyi bilir.

33. Simdi gördün mü O yüz çevireni?

34. Azicik verip (sonra vermemekte) direneni?

35. Gaybin bilgisi kendi yanindadir da, o mu görüyor?

36. Yoksa haber verilmedi mi Musa'nin sahifelerinde yazili olanlar?

37. Ve çok vefakâr olan Ibrahim'in sahifelerindekiler?

38. Ki hiçbir günahkâr baskasinin günah yükünü yüklenmez.

39. Dogrusu insana çalismasindan baska bir sey yoktur.

40. Ve çalismasi da yakinda görülecektir.

41. Sonra ona karsiligi tastamam verilecektir.

42. Ve süphesiz en son varis, Rabbinedir.

43. Dogrusu güldüren de aglatan da O'dur.

44. Öldüren de dirilten de O'dur.

45. Süphesiz erkegi, disiyi iki es yaratan O'dur,

46. Atildigi zaman bir nutfeden.

47. Süphesiz tekrar diriltmek de O'na aittir.

48. Süphesiz zengin eden de sermaye veren de O'dur.

49. Dogrusu Si'râ yildizinin Rabbi O'dur.

50. O, helak etti önce gelen Âd'i.

51. Ve Semûd'u da birakmadi.

52. Önceden de Nuh kavmini (helak etmisti), çünkü onlar zulmetmis ve azmisti.

53. Alti üstüne getirilmis sehirleri devirip yikti.

54. Onlari neler kapladi neler!

55. O halde Rabbinin hangi nimetinden kusku duyuyorsun.

56. Bu da ilk uyaricilardan bir uyaricidir.

57. Yaklasan yaklasti.

58. Onu Allah'tan baska açiga çikaracak yoktur.

59. Simdi siz bu sözden mi hayret ediyorsunuz?

60. Gülüyorsunuz da aglamiyorsunuz?

61. Ve siz mi kafa tutuyorsunuz ey gafiller?

62.Haydi Allah için secdeye kapanin ve O'na kulluk edin.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
NiLuFeR

NiLuFeR


Mesaj Sayısı : 191
Puan : 231
Kayıt tarihi : 02/05/09

Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 5 Empty
MesajKonu: Geri: Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre)   Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 5 I_icon_minitimeC.tesi Mayıs 02, 2009 7:35 pm

NEML

Bismillahirrahmanirrahim

1- Tâ, Sîn. Bunlar sana, Kur'ân'in ve apaçik bir kitabin âyetleridir.

2- Iman eden müminler için hidayet rehberi ve müjdeci olmak üzere.

3- Ki o (müminler) namazi dosdogru kilarlar, zekati verirler ve ahirete de kesin olarak iman ederler.

4- Süphesiz biz, ahirete inanmayanlarin islerini kendilerine süslü gösterdik de onlar ilerisini göremezler, kalpleri körelmistir.

5- Iste bunlar, kendileri için oldukça agir bir azab bulunan kimselerdir, ahirette en çok ziyana ugrayacaklar da onlardir.

6- (Resulüm!) Süphesiz ki bu Kur'ân, sana hikmet sahibi ve her seyi bilen Allah tarafindan indirilmektedir.

7- Hani Musa, ailesine söyle demisti: "Gerçekten ben bir ates gördüm, (gidip) size oradan bir haber getirecegim yahut bir kor ates getireyim, umarim ki isinirsiniz."

8- Oraya geldiginde söyle seslenilmisti: "Atesin bulundugu yerdeki ve çevresindekiler mübarek kilinmistir! Âlemlerin Rabbi olan Allah, eksikliklerden münezzehtir!"

9- "Ey Musa! Iyi bil ki, ben, mutlak galip ve hikmet sahibi olan Allah'im!"

10- "Asâni at!" (Asâyi atip) onu yilan gibi deprenir görünce dönüp arkasina bakmadan kaçti. (Dedik ki): "Ey Musa korkma! Çünkü benim huzurumda peygamberler korkmaz."

11- "Ancak, kim haksizlik yapar, sonra yaptigi kötülügü iyilige çevirirse, bilsin ki ben (ona karsi da) çok bagislayiciyim, çok merhamet sahibiyim."

12- "Elini koynuna sok; kusursuz bembeyaz çikacaktir. Dokuz mucize ile Firavun ve kavmine (git), çünkü onlar yoldan çikmis bir kavim olmuslardir."

13- Bu sekilde âyetlerimiz onlarin gözleri önüne serilince, "Bu apaçik bir sihirdir" dediler.

14- Ve vicdanlari bunlar(in dogrulugun)a tam bir kanaat getirdigi halde, zulüm ve kibirlerinden ötürü onlari bile bile inkâr ettiler. Bozguncularin sonunun nice olduguna bir bak!

15- Andolsun ki biz, Davud'a ve Süleyman'a bir ilim verdik. Onlar: "Bizi mümin kullarinin birçogundan üstün kilan Allah'a hamd olsun" dediler.

16- Süleyman Davud'a varis olup dedi ki: "Ey insanlar! Bize kus dili ögretildi ve bize her seyden (nasip) verildi. Dogrusu bu apaçik bir lütuftur."

17- Cinlerden, insanlardan ve kuslardan mütesekkil ordulari Süleyman'in hizmetinde toplandi, hepsi bir arada (onun tarafindan) düzenli olarak sevkediliyordu.

18- Nihayet karinca vâdisine geldikleri zaman, bir karinca: "Ey karincalar! Yuvalariniza girin; Süleyman ve ordusu farkina varmadan sizi ezmesin!" dedi.

19- (Süleyman) onun sözüne gülümseyerek dedi ki: "Ey Rabbim! Bana

ve ana babama verdigin nimete sükretmemi ve hosnut olacagin iyi is yapmami gönlüme getir. Rahmetinle, beni iyi kullarin arasina kat."

20- (Süleyman) Kuslari gözden geçirdikten sonra söyle dedi: "Hüd-hüd'ü niçin göremiyorum? Yoksa kayiplara mi karisti?"

21- "Ya bana (mazeretini gösteren) apaçik bir delil getirecek, ya da onu siddetli bir azaba ugratacagim, yahut bogazliyacagim!"

22- Çok geçmeden (Hüdhüd) gelip: "Ben, dedi, senin bilmedigin bir seyi ögrendim. Sebe'den sana çok dogru (ve önemli) bir haber getirdim.

23- "Gerçekten, onlara (Sebelilere) hükümdarlik eden, kendisine her türlü imkan verilmis ve büyük bir tahta sahip olan bir kadinla karsilastim."

24- "Onun ve kavminin, Allah'i birakip günese secde ettiklerini gördüm. Seytan, kendilerine yaptiklarini süslü göstermis de onlari dogru yoldan alikoymus. Bunun için hidayete giremiyorlar."

25- "Göklerde ve yerde gizleneni açiga çikaran, gizlediginizi ve açikladiginizi bilen Allah'a secde etmezler."

26- "(Halbuki) O büyük Ars'in sahibi olan Allah'tan baska tapilacak yoktur."

27- (Süleyman Hüdhüd'e) dedi ki: "Dogru mu söyledin, yoksa yalancilardan misin, bakacagiz."

28- "Su mektubumu götür, onu kendilerine ver, sonra onlardan biraz çekil de, ne sonuca varacaklarina bak."

29- (Süleyman'in mektubunu alan Sebe melikesi): "Beyler, ulular! Bana çok önemli bir mektup birakildi" dedi.

30- "Mektup Süleyman'dandir, Rahmân ve Rahîm Allah'in adiyla (baslamakta)dir. "

31- "Bana karsi bas kaldirmayin, teslimiyet göstererek bana gelin diye (yazmaktadir)."

32- (Sonra Melike) dedi ki: "Beyler, ulular! Bu isimde bana bir fikir verin. (Bilirsiniz) siz yanimda olmadan hiçbir isi kestirip atmam."

33- Onlar, söyle cevap verdiler: "Biz güçlü kuvvetli kimseleriz, zorlu savas erbabiyiz, buyruk ise senindir; artik ne emredecegini düsün tasin."

34- Melike, "Hükümdarlar bir memlekete girdiler mi orayi perisan ederler ve halkinin ulularini hakir hâle getirirler. (Herhalde) Onlar da böyle yapacaklardir" dedi.

35- "Ben (simdi) onlara bir hediye göndereyim de, bakayim elçiler ne (gibi bir sonuç) ile dönecekler."

36- (Elçiler, hediyelerle) gelince Süleyman söyle dedi: "Siz bana mal ile yardim mi etmek istiyorsunuz? Allah'in bana verdigi, size verdiginden daha iyidir. Ama siz, hediyenizle böbürlenirsiniz."

37- "(Ey elçi) Onlara var (söyle); iyi bilsinler ki, kendilerine asla karsi koyamayacaklari ordularla gelir, onlari, muhakkak surette hor ve hakir halde oradan çikaririz!"

38- (Sonra Süleyman müsavirlerine) dedi ki: "Ey ulular! Onlar teslimiyet gösterip bana gelmeden önce, hanginiz o Melike'nin tahtini bana getirebilir?"

39- Cinlerden bir ifrit, "Sen makamindan kalkmadan ben onu sana getiririm. Gerçekten bu ise gücüm ve güvenim var." dedi.

40- Kitaptan ilmi olan kimse ise, "Gözünü açip kapamadan, ben onu sana getiririm" dedi. (Süleyman) onu (Melike'nin tahtini) yanibasina yerlesivermis görünce, "Bu, dedi, sükür mü edecegim, yoksa nankörlük mü edecegim diye beni sinamak üzere Rabbimin (gösterdigi) lütfundandir. Sükreden ancak kendisi için sükretmis olur; nankörlük edene gelince, o bilsin ki Rabbim müstagnidir, çok kerem sahibidir."

41- (Süleyman devamla) dedi ki: "Onun tahtini bilemeyecegi bir vaziyete sokun; getirin bakalim taniyabilecek mi, yoksa taniyamayanlardan mi olacak?"

42- Melike gelince, "Senin tahtin da böyle mi?" dendi. O söyle cevap verdi: "Tipki o! Zaten bize daha önce bilgi verilmis ve biz teslimiyet göstermistik."

43- O'nu, Allah'tan baska taptigi seyler alikoymustu. Çünkü kendisi inkârci bir kavimdendi.

44- Ona "köske gir!" dendi. Melike onu görünce derin bir su sandi ve etegini çekti. Süleyman "Bu billurdan yapilmis, seffaf bir zemindir" dedi. Melike dedi ki: "Rabbim! Ben gerçekten kendime yazik etmistim. Süleyman'in maiyyetinde, âlemlerin Rabbi olan Allah'a teslim oldum."

45- Andolsun ki, Allah'a ibadet edin diye Semud'a da kardesleri Salih'i gönderdik. Hemen birbirleriyle çekisen iki zümre oluverdiler.

46- Salih dedi ki: "Ey benim kavmim! Iyilik dururken niçin kötülüge kosuyorsunuz? Ne olur Allah'a istigfar etseniz, belki rahmetine ulasirdiniz."

47- Cevap verdiler: "Senin ve beraberindekilerin yüzünden ugursuzluga ugradik." Salih: "Size çöken ugursuzluk (sebebi) Allah katinda (yazili)-dir. Belki siz imtihana çekilen bir kavimsiniz" dedi.

48- O sehirde dokuz çete vardi ki, bunlar yeryüzünde bozgunculuk yapiyorlar, iyilik tarafina hiç yanasmiyorlardi.

49- Allah'a and içerek birbirlerine söyle dediler: "Gece ona ve ailesine baskin yapalim; sonra da velisine, 'Biz o ailenin yok edilisi sirasinda orada degildik, inanin ki dogru söylüyoruz' diyelim."

50- Onlar böyle bir tuzak kurdular, biz de kendileri farkinda olmadan onlarin planlarini altüst ettik.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
NiLuFeR

NiLuFeR


Mesaj Sayısı : 191
Puan : 231
Kayıt tarihi : 02/05/09

Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 5 Empty
MesajKonu: Geri: Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre)   Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 5 I_icon_minitimeC.tesi Mayıs 02, 2009 7:36 pm

51- Iste bak! Tuzaklarinin akibeti nice oldu: Onlari da, kavimlerini de toptan helak ettik.

52- Iste haksizliklari yüzünden çökmüs evleri! Bilen bir kavim için elbette bunda bir ibret vardir.

53- Iman edip Allah'a karsi gelmekten sakinanlari da kurtardik.

54- Lût'u da (peygamber olarak kavmine gönderdik). O, kavmine söyle demisti: "Göz göre göre hala o hayasizligi yapacak misiniz?"

55- "Siz ille de kadinlari birakip sehvetle erkeklere yaklasacak misiniz? Dogrusu siz beyinsizlikte devam edegelen bir kavimsiniz!"

56- Buna kavminin cevabi sadece: "Lût ailesini memleketinizden çikarin; baksaniza onlar (bizim yaptiklarimizdan) temiz kalmak isteyen insanlarmis!" demelerinden ibaret oldu.

57- Bunun üzerine onu ve ailesini kurtardik. Yalniz karisi müstesna; onun geride (azaba ugrayanlarin içinde) kalmasini takdir ettik.

58- Onlarin üzerlerine öyle bir yagmur indirdik ki, ne kötü idi uyarilanlarin yagmuru!

59- (Resulüm!) de ki: "Hamd olsun Allah'a, selam olsun seçkin kildigi kullarina. Allah mi hayirli, yoksa O'na kostuklari ortaklar mi?"

60- (Onlar mi hayirli) yoksa, gökleri ve yeri yaratan, gökten size su indiren mi? Çünkü biz onunla, bir agacini bile bitirmeye gücünüzün yetmedigi güzel güzel bahçeler bitirmisizdir. Allah'la beraber baska bir ilâh mi var! Dogrusu onlar sapiklikta devam eden bir güruhtur.

61- (Onlar mi hayirli) yoksa, yeryüzünü oturmaya elverisli kilan, aralarinda nehirler akitan, onun için sabit daglar yaratan, iki deniz arasina engel koyan mi? Allah'in yaninda baska bir ilâh mi var? Hayir onlarin çogu (hakikatlari) bilmiyorlar.

62- (Onlar mi hayirli) yoksa, kendine yalvardigi zaman bunalmisa karsilik veren ve basindaki sikintiyi gideren, sizi yeryüzünün hakimleri yapan mi? Allah'in yaninda baska bir ilâh mi var? Ne kit düsünüyorsunuz!

63- (Onlar mi hayirli) yoksa, karanin ve denizin karanliklari içinde size yolu bulduran, rahmetinin (yagmurun) önünde rüzgarlari müjdeci olarak gönderen mi? Allah'in yaninda baska bir ilâh mi var? Allah onlarin kostuklari ortaklardan çok yücedir, münezzehtir.

64- (Onlar mi hayirli) yoksa, önce yaratan, sonra yaratmayi tekrar eden ve sizi hem gökten, hem yerden riziklandiran mi? Allah ile beraber baska bir ilâh mi var? De ki: Eger dogru söylüyorsaniz, siz kesin delilinizi getirin haydi!

65- De ki: Göklerde ve yerde Allah'tan baska kimse gaybi bilmez. Ne zaman diriltileceklerini de bilmezler.

66- Fakat ahiret hakkinda bilgiler onlara ardarda gelmektedir. Ama onlar bundan bir süphe içindedirler. Çünkü onlar bundan yana kördürler.

67- Inkârcilar dediler ki: "Sahi biz ve atalarimiz toprak olduktan sonra gerçekten (diriltilip) çikarilacak miyiz?"

68- "And olsun ki, bu tehdit bize yapildigi gibi, daha önce atalarimiza da yapilmistir. Bu öncekilerin masallarindan baska bir sey degildir."

69- De ki: "Hele bir yeryüzünde gezin de, günahkarlarin sonu nice oldu, bir bakin!"

70- (Habibim!) Onlara karsi mahzun olma, kurmakta olduklari tuzaklardan ötürü de sikinti duyma!

71- Bir de, "Eger dogru söylüyorsaniz bu vaad (ettiginiz azab) hani, ne zaman?" derler.

72- De ki: "Çabucak gelmesini istediginiz seyin (azabin) bir kismi herhalde yakinda ensenize binecektir."

73- Süphesiz Rabbin, insanlara karsi lütuf sahibidir; fakat insanlarin çogu sükretmezler.

74- Rabbin elbette onlarin sinelerinin gizlediklerini de, açiga vurduklarini da bilir.

75- Gökte ve yerde gizli hiçbir sey yoktur ki apaçik bir kitapta (Lehv-i mahfuzda) bulunmasin.

76- Haberiniz olsun ki bu Kur'ân, Israil ogullarina, hakkinda ihtilaf edegeldikleri seylerin pek çogunu anlatmaktadir.

77- Ve o, müminler için gerçekten bir hidayet rehberi ve rahmettir.

78- Rabbin süphesiz, onlar arasinda kendi hükmünü verecektir. O, mutlak galiptir, hikmet sahibidir.

79- Ve o halde sen Allah'a güven. Çünkü sen, apaçik hakikatin üzerindesin.

80- Bil ki sen, ölülere isittiremezsin, arkasini dönüp kaçmakta olan sagirlara da daveti duyuramazsin.

81- Sen körleri sapikliklarindan çevirip dogru yola getirecek degilsin. Ancak (gönülden) teslim olarak âyetlerimize iman edenlere duyurabilirsin.

82- Söylenen baslarina gelecegi vakit, bunlar için yerden bir "dâbbe" (canli) çikaririz ki bu, onlara insanlarin âyetlerimize kesin bir iman getirmemis olduklarini söyler.

83- Ve her ümmetin âyetlerimizi yalan sayanlarindan bir cemaati toplayacagimiz gün, artik onlar bir arada tutulup (hesap yerine) sevkedilirler.

84- Nihayet (oraya) geldikleri vakit Allah buyurur: "Siz benim âyetlerimi, ne oldugunu kavramadan yalan saydiniz öyle mi? Yoksa yaptiginiz baska neydi?"

85- Yaptiklari haksizliktan dolayi, o söz gerçeklesmistir; artik onlar konusamazlar.

86- Görmediler mi ki, dinlensinler diye geceyi yarattik ve (çalissinlar diye) gündüzü apaydinlik yaptik. Iman eden bir kavim için elbette bunda ibretler vardir.

87- Sûr'a üfürüldügü gün Allah'in diledikleri müstesna göklerde ve yerde bulunanlar hep dehsete kapilir. Hepsi boyunlari bükük olarak O'na gelirler.

88- Sen daglari görürsün de, yerinde durur sanirsin. Oysa onlar bulutun yürümesi gibi yürümektedirler. Bu, her seyi sapasaglam yapan Allah'in sanatidir. Süphesiz ki O, yaptiklarinizdan tamamiyla haberdardir.

89- Kim iyilikle gelirse, ona daha iyisi verilir ve onlar o gün korkudan da emin kalirlar.

90- Her kim de kötülükle gelirse artik yüzleri ateste sürtülür. "Baska degil ancak yaptiginiz amellerin cezasini çekeceksiniz." (denir).

91- (De ki): "Ben ancak her seyin sahibi olan ve burayi kutlu kilan bu sehrin (Mekke'nin) Rabbine kulluk etmekle emrolundum. Yine bana müslümanlardan olmam emredildi."

92- "Ve Kur'ân'i okumam emredildi." Artik kim dogru yola gelirse, yalniz kendisi için gelmis olur; kim de saparsa ona de ki: "Ben sadece uyaricilardanim."

93- Ve söyle de: Hamd, Allah'a mahsustur. O, âyetlerini size gösterecek, siz de onlari görüp taniyacaksiniz. Rabbin, yaptiklarinizdan habersiz degildir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
NiLuFeR

NiLuFeR


Mesaj Sayısı : 191
Puan : 231
Kayıt tarihi : 02/05/09

Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 5 Empty
MesajKonu: Geri: Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre)   Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 5 I_icon_minitimeC.tesi Mayıs 02, 2009 7:36 pm

NİSA

Bismillahirrahmanirrahim

1- Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan esini yaratip ikisinden bir çok erkekler ve kadinlar üreten Rabbinizden korkun; kendi adina birbirinizden dilekte bulundugunuz Allah'dan ve akrabalik (baglarini kirmak)tan sakinin. Süphesiz Allah sizin üzerinizde gözeticidir.

2- Öksüzlere mallarini verin ve kötüsünü (onlara vererek) iyisiyle degistirmeyin. Onlarin mallarini, kendi mallariniza karistirip yemeyin. Zira bu, büyük bir günahtir.

3- Eger öksüz kizlarla evlendiginizde onlara karsi adaletli davranamamaktan korkarsaniz, hosunuza giden diger kadinlardan iki, üç ve dörde kadar evlenebilirsiniz. Eger adaleti gözetmemekten korkarsaniz, o zaman bir tane ile veya elinizin altindakiyle (sahip oldugunuz câriye ile) yetinin. Dogruluktan ayrilmamak için bu daha elverislidir.

4- Kadinlara mehirlerini gönül hosluguyla verin. Eger onlar gönül rizasiyla size bir sey bagislarlarsa onu afiyetle yiyin.

5- Allah'in, sizi basina diktigi mallarinizi akli ermezlere vermeyin; o mallarla onlari besleyin, giydirin ve onlara güzel söz söyleyin.

6- Evlenme çagina gelinceye kadar yetimleri gözetip deneyin. Onlarin akilca olgunlastiklarini görürseniz, mallarini kendilerine teslim edin. "Büyüyecekler de mallarina sahip olacaklar" endisesiyle onlari israf ederek, tez elden yemeyin. Zengin olan, onlarin malini yemekten çekinsin. Fakir olan ise, mesrû sûrette yesin. Mallarini kendilerine verdiginiz zaman, bunu sahitler karsisinda yapin. Hesap görücü olarak Allah yeter.

7- Ana, baba ve akrabalarin miras olarak biraktiklarinda erkeklerin hissesi vardir. Kadinlarin da ana, baba ve akrabalarin biraktiklarinda hisseleri vardir. Bunlar, az olsun çok olsun, farz kilinmis bir hissedir.

8- Paylasma sirasinda akrabalar, öksüzler, yoksullar hazir bulunurlarsa, onlara da bir sey verin ve onlara güzelce sözler söyleyerek gönüllerini alin.

9- Kendileri, geriye zayif çocuklar biraktiklari takdirde, onlarin geleceginden endise duyacak olanlar, (yetimler hakkinda da ayni) endiseyi duysunlar, Allah'dan sakinsinlar ve dogru söz söylesinler.

10- Yetimlerin mallarini haksiz yere yiyenler, muhakkak ki karinlarini atesle doldurmus olurlar ve cehennemi boylarlar.

11- Allah size evlatlarinizin miras taksimini söyle emrediyor: Çocuklarinizda, erkege iki kadin payi kadar, eger hepsi kadin olmak üzere ikiden de fazla iseler, bunlara mirasin üçte ikisi ve eger bir tek kadin ise o zaman ona malin yarisi vardir. Eger ölen, ana ve baba ile birlikte çocuklar da birakmissa ana babanin her birine ölenin terekesinden altida bir; sâyet ölenin çocugu yok da, mirasçi olarak ana ve babasi kalmissa, ananin payi üçte birdir. Eger ölenin kardesleri varsa terekenin altida biri ananindir. Bu paylar, ölenin borçlari ödenip, vasiyeti de yerine getirildikten sonra hak sahiplerine verilir. Baba ve çocuklardan, hangisinin size fayda bakimindan daha yakin oldugunu, siz bilmezsiniz. Bütün bunlar Allah tarafindan farz kilinmistir. Süphesiz Allah alîmdir, hakîmdir.

12- Eger hanimlarinizin çocuklari yoksa, biraktiklari mirasin yarisi sizindir. Sâyet bir çocuklari varsa o zaman mirasin dörtte biri sizindir. Bu paylar, ölenin vasiyeti yerine getirildikten ve varsa, borcu ödendikten sonra verilir. Eger siz çocuk birakmadan ölürseniz, geriye biraktiginiz mirasin dörtte biri hanimlarinizindir. Sâyet çocuklariniz varsa o zaman biraktiginiz mirasin sekizde biri hanimlarinizindir. Bu paylar, yaptiginiz vasiyetler yerine getirilip ve varsa borcunuz ödendikten sonra verilir. Eger ölen bir erkek veya kadinin çocugu ve babasi bulunmadigi halde kelâle olarak (yan koldan) mirasina konuluyor ve kendisinin bir erkek veya kizkardesi bulunuyorsa, bunlardan herbirinin miras payi terekenin altida biridir. Eger mevcut olan kardesler bundan daha çok iseler, bu takdirde kardesler mirasin üçte birini zarara ugratilmaksizin aralarinda esit olarak taksim ederler. Bu paylar ölenin vasiyeti yerine getirilip ve varsa borcu ödendikten sonra verilir. Bunlar, Allah tarafindan bir emirdir. Allah her seyi bilen ve yarattiklarina çok yumusak davranandir.

13- Iste bütün bu hükümler, Allah'in koydugu hükümler ve çizdigi sinirlardir. Kim Allah'a ve Peygamberine itâat ederse Allah onu altlarindan irmaklar akan cennetlere koyar. Onlar, orada ebedî olarak kalacaklardir. Iste büyük kurtulus budur.

14- Kim de Allah'a ve Peygamberine isyan eder ve Allah'in koydugu sinirlari asarsa Allah onu da ebedî kalacagi cehennem atesine koyar. Onun için alçaltici bir azab vardir.

15- Kadinlarinizdan zina edenlere karsi, içinizden dört sahit getirin. Eger onlar, sahitlik yaparlarsa, bu kadinlari, ölüm alip götürünceye kadar veya Allah onlara bir çikis yolu açincaya kadar evlerde hapsedin.

16- Sizlerden zina edenlerin her ikisine de eziyet edin. Eger onlar tevbe edip kendilerini islah ederlerse onlardan vazgeçin. Çünkü Allah tevbeleri kabul eden ve çok merhamet edendir.

17- Ancak Allah'in kabul etmesini vaad buyurdugu tevbe, o kimseler içindir ki, bilmeyerek günah isleyip hemen tevbe edenlerin tevbesidir. Iste Allah bunlarin tevbelerini kabul eder. Allah alîmdir hakîmdir. (Her seyi bilendir, hikmet sahibidir).

18- Yoksa günah isleyip de kendisine ölüm gelince: "Iste ben simdi tevbe ettim." diyen kimselerin tevbesi kabul edilmez. Kâfir olarak ölenlerin de tevbeleri kabul edilmez. Iste bunlara ahirette can yakici bir azap hazirlamisizdir.

19- Ey iman edenler! Kadinlara zorla varis olmaniz size helal degildir. Verdiginiz mehrin bir kismini kurtaracaksiniz diye, onlari sikistirmaniz da helal degildir. Ancak açik bir hayasizlik yapmis olurlarsa baska. Onlarla iyi geçinin. Eger kendilerinden hoslanmadinizsa, olabilir ki, siz bir seyden hoslanmasaniz da Allah onda bir çok hayir takdir etmis bulunur.

20- Eger bir esi birakip da yerine diger bir es almak isterseniz, öncekine yüklerle mehir vermis de bulunsaniz, ondan bir sey geri almayin. O mali bir iftira ve açik bir günah isnadi yaparak geri alir misiniz?

21- Birbirinizle kaynasip basbasa kalmisken ve onlar sizden kuvvetli bir teminat almisken verdiginizi nasil geri alabilirsiniz?

22- Cahiliye devrinde geçenler müstesna, babalarinizin nikahladigi kadinlarla evlenmeyiniz. Süphe yok ki o, pek çirkindi, igrenç idi, o ne fena bir âdetti.

23- Size sunlari nikahlamak haram kilindi: Anneleriniz, kizlariniz, kiz kardesleriniz, halalariniz, teyzeleriniz, erkek ve kiz kardeslerinizin kizlari, sizi emziren süt anneleriniz, süt kizkardesleriniz ve karilarinizin anneleri, ve kendileri ile zifafa girdiginiz kadinlarinizdan olan ve evlerinizde bulunan üvey kizlariniz. Eger üvey kizlarinizin anneleri ile zifafa girmemisseniz onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Sulbünüzden gelen (öz) ogullarinizin hanimlari ile evlenmeniz ve iki kiz kardesi birlikte nikahlamaniz da haramdir. Ancak cahiliyyet devrinde geçen geçmistir. Süphesiz ki Allah gafur (çok bagislayici) ve çok merhamet edicidir.

24- Bir de harb esiri olarak sahibi bulundugunuz cariyeler müstesna, evli kadinlarla evlenmeniz de size haram kilindi. Bütün bunlar Allah'in üzerinize farz kildigi hükümlerdir. Bunlarin disinda kalanlar ise iffetli olarak zina etmeksizin mallarinizla mehir vermek suretiyle evlenmek istemeniz size helal kilindi. O halde onlardan nikah ile faydalanmaniza karsilik mehirlerini kendilerine verin ki, bu farzdir. O mehri takdir edip kesinlestirdikten sonra birbirinizi razi etmenizde bir mahzur yoktur. Süphesiz ki Allah her seyi çok iyi bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

25- Sizden her kim hür mümin kadinlari nikah edecek bir zenginlige gücü yetmiyorsa, ona da ellerinizin altindaki mümin cariyelerinizden efendilerinin rizasi ile nikahlamak var. Allah sizin imaninizi daha iyi bilir. Siz birbirinizdensiniz. O halde sahiplerinin izni ile ve mehirlerini örfe göre vermek suretiyle cariyelerden iffetli olan, zina etmeyen, dost da edinmeyenlerle evlenin. Evlendikten sonra bir fuhus yaparlarsa, o vakit hür kadinlar hakkinda gerekli bulunan cezanin yarisi kendilerine lazim gelir. Bu hükümler, içinizden günah islemekten korkanlaradir. Sabretmeniz ise, sizin için daha hayirlidir. Allah Gafûrdur, Rahimdir (çok bagislayicidir, çok merhamet edicidir).

26- Allah, sizlere bilmediklerinizi bildirmek, sizden öncekilerin yollarini size göstermek ve tevbenizi kabul etmek istiyor. Allah, her seyi çok iyi bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

27- Allah sizin tevbenizi kabul etmek istiyor. Halbuki sehvetlerine uyanlar ise, sizin dogru yoldan büyük bir meyl ile sapmanizi istiyorlar.

28- Allah, din hususundaki agir teklifleri sizden hafifletmek istiyor. Çünkü insan sabir ve tahammül bakimindan zayif yaratilmistir.

29- Ey iman edenler! Mallarinizi aranizda haksizlikla yemeyin. Ancak kendi rizanizla yaptiginiz ticaretle yemeniz helaldir. Birbirinizin canina kiymayin. Süphesiz Allah, size karsi çok merhametlidir.

30- Kim, zulüm ve tecavüz yolu ile bu yasaklari islerse, yakinda onu cehennem atesine atacagiz. Onu atese atmak da Allah'a pek kolaydir.

31- Eger siz, yasaklandiginiz büyük günahlardan sakinirsaniz, diger kusurlarinizi örter, sizi güzel bir makama koyariz.

32- Bir de Allah'in baziniza, digerinden fazla verdigi seyleri temenni etmeyin. Erkeklere hak ettiklerinden bir pay vardir. Kadinlara da kendi kazandiklarindan bir pay vardir. Isteklerinizi Allah'in fazlindan ve kereminden isteyin. Gerçekten Allah her seyi hakkiyla bilendir.

33- Anne, baba ve akrabalarin biraktiklari her sey için bir mirasçi tayin ettik. Yemin akdiyle mirasçi kildiklarinizin paylarini da verin. Süphesiz Allah, her seye sahittir.

34- Erkekler, kadin üzerine idareci ve hakimdirler. Çünkü Allah birini (cihad, imamet, miras gibi islerde) digerinden üstün yaratmistir. Bir de erkekler mallarindan (aile fertlerine) harcamaktadirlar. Iyi kadinlar, itaatkar olanlar ve Allah'in korunmasini emrettigi seyleri kocalarinin bulunmadigi zamanlarda da koruyanlardir. Fenalik ve geçimsizliklerinden korktugunuz kadinlara gelince: Önce kendilerine ögüt verin, yataklarindan ayrilin. Bunlar da fayda vermezse dövün. Eger size itaat ederlerse kendilerini incitmeye baska bir bahane aramayin. Çünkü Allah çok yücedir, çok büyüktür.

35- Eger kari-koca arasinin açilmasindan endiseye düserseniz bir hakem erkegin tarafindan, bir hakem de kadinin ailesinden kendilerine gönderin. Bu arabulucu hakemler gerçekten baristirmak isterlerse, Allah kari-koca arasindaki darginlik yerine geçim verir. Süphesiz ki Allah hakkiyla bilendir, her seyin aslindan haberdardir.

36- Allah'a ibadet edin ve O'na hiçbir seyi ortak kosmayin. Sonra anaya, babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, akraba olan komsulara, yakin komsulara, yaninda bulunan arkadasa, yolda kalanlara, sahip oldugunuz kölelere iyilik edin. Süphesiz Allah, kibirlenen ve övünen kimseyi sevmez.

37- Onlar ki hem kiskanir, cimrilik ederler, hem de herkese cimrilik tavsiye ederler ve Allah'in kendilerine lütfundan verdigi nimeti gizlerler. Biz kâfirlere alçaltici bir azap hazirladik.

38- Bunlar, Allah'a ve ahiret gününe iman etmedikleri halde mallarini, insanlara gösteris yapmak için harcarlar. Seytan kimin arkadasi olursa, o ne kötü arkadastir!

39- Bunlar, Allah'a ve ahiret gününe iman etselerdi ve Allah'in verdigi riziktan gösterissiz harcasalardi kendilerine ne zarar gelirdi? Allah onlarin söz ve islerini çok iyi bilendir.

40- Süphesiz ki Allah, hiç kimseye zerre kadar zulüm etmez. Eger yapilan iyilik zerre kadar da olsa, onun sevabini kat kat artirir. Ve kendi katindan büyük bir mükafat verir.

41- Her ümmetten bir sahit getirdigimiz ve seni de onlarin üzerine bir sahit yaptigimiz zaman bakalim kâfirlerin hali ne olacak!..

42- Allah'i, inkar edip peygambere isyan edenler, o kiyamet günü yerle bir olmayi isterler. Allah'tan hiçbir sözü gizleyemezler.

43- Ey iman edenler! Sarhos iken ne söylediginizi bilinceye kadar namaza yaklasmayin. Cünüb iken de yolcu olanlar müstesna gusül edinceye kadar namaza yaklasmayin. Eger hasta olur, veya yolculukta bulunursaniz veyahut biriniz abdest bozmaktan gelince veya cinsî münasebette bulunup, su da bulamazsaniz o zaman tertemiz bir toprak ile teyemmüm edin. Niyetle yüzlerinize ve ellerinize sürün. Süphesiz ki Allah çok affedicidir, çok bagislayicidir.

44- Kendilerine kitaptan bir nasib verilmis olanlari görmüyor musun? Onlar, sapikligi satin aliyorlar ve sizin de yoldan sapmanizi istiyorlar.

45- Allah sizin düsmanlarinizi çok iyi bilir. Gerçek bir dost olarak Allah yeter. Ve yardimci olarak da Allah yeter.

46- Yahudilerden bir kismi, (Allah'in kitabindaki) kelimeleri esas mânâsindan kaydirip; dillerini egerek ve dine saldirarak, "Sözünü isittik, emirlerine isyan ettik, dinle, dinlemez olasi ve râinâ (bizi gözet)" diyorlar. Halbuki onlar, "Isittik ve itaat ettik; dinle ve bize de bak" deselerdi bu, kendileri için daha hayirli ve daha dogru olurdu. Fakat Allah, küfürleri yüzünden kendilerini lanetlemistir. Artik onlar, pek azi müstesna, iman etmezler.

47- Ey kendilerine kitap verilenler! Gelin yaninizda bulunan (Tevrat)i tasdik etmek üzere indirdigimiz bu kitaba iman edin. Biz birtakim yüzleri silip de enselerine çevirmeden yahut cumartesi halkini (yahudileri) lanetledigimiz gibi onlari lanetlemeden önce iman edin. Yoksa Allah'in emri mutlaka yerine gelecektir.

48- Dogrusu Allah, kendisine ortak kosulmasini asla affetmez. Ondan baskasini (diger günahlari) ise, diledigi kimseler için bagislar ve magfiret buyurur. Her kim Allah'a sirk kosarsa gerçekten pek büyük bir günah ile iftira etmis olur.

49- Kendi nefislerini temize çikaranlari görmüyor musun? Hayir! Ancak Allah, diledigini temize çikarir. Onlara kil kadar zulmedilmez.

50- Bak nasil da Allah'a yalan uyduruyorlar. Apaçik bir günah olarak bu yeter.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
NiLuFeR

NiLuFeR


Mesaj Sayısı : 191
Puan : 231
Kayıt tarihi : 02/05/09

Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 5 Empty
MesajKonu: Geri: Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre)   Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 5 I_icon_minitimeC.tesi Mayıs 02, 2009 7:37 pm

51- "Su kendilerine kitaptan (okuma yazmadan) bir nasib verilmis olanlari görmüyor musun! Onlar puta ve seytana inaniyorlar. Ve Allah'i tanimayanlara, "Bunlar, müminlerden daha dogru yoldadir." diyorlar.

52- Onlar, Allah'in lanet ettigi kimselerdir. Allah kime lanet ederse artik ona asla bir yardimci bulamazsin.

53- Yoksa onlarin mülkten bir payi mi vardir. Eger öyle olsaydi, insanlara bir çekirdegin zerresini bile vermezlerdi.

54- Yoksa onlar, Allah'in lütuf ve kereminden insanlara verdigi nimetleri kiskaniyorlar mi? Süphesiz biz, Ibrahim ailesine de kitap ve hikmeti vermistik. Hem de onlara büyük bir mülk ve saltanat ihsan ettik.

55- Iste o yahudilerden bir kismi ona iman etti. Bir kismi da ondan yüz çevirdi. O iman etmeyenlere cehennem alevi yeter.

56- Süphesiz ki âyetlerimizi inkâr eden kâfirleri biz yarin bir atese atacagiz. Derileri pistikçe azabi duysunlar diye, kendilerine baska deriler verecegiz. Çünkü, Allah gerçekten çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.

57- Iman edip salih ameller isliyenleri ise, altlarindan irmaklar akan cennetlere koyacagiz. Orada ebedî olarak kalacaklar. Onlara orada tertemiz esler vardir. Onlari, koyu gölgeler altinda bulunduracagiz.

58- Allah size, emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasinda hükmettiginiz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Allah, bununla size ne güzel ögüt veriyor. Süphesiz ki Allah her seyi hakkiyla isiten, hakkiyla görendir.

59- Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Peygambere de itaat edin ve sizden olan emir sahibine de itaat edin. Eger herhangi bir seyde anlasmazliga düserseniz; Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inaniyorsaniz, onu Allah ve Resulüne arz edin. Bu, daha iyidir ve sonuç bakimindan da daha güzeldir.

60- Sunlari görmüyor musun? Kendilerinin sana indirilene ve senden önce indirilene inandiklarini ileri sürüyorlar da taguta inanmamalari kendilerine emrolundugu halde, tagut önünde muhakemelesmek istiyorlar. Seytan da onlari bir daha dönemeyecekleri kadar iyice sapikliga düsürmek istiyor.

61- Onlara: "Allah'in indirdigine ve Peygambere gelin!" denince, münafiklarin senden büsbütün uzaklastiklarini görürsün.

62- Ya nasil, elleriyle yaptiklari yüzünden baslarina bir felaket gelince, hemen sana geldiler de: "Biz sadece iyilik etmek ve arayi bulmak istedik." diye Allah'a yemin ediyorlar.

63- Onlar, Allah'in kalblerindekini bildigi kimselerdir; Onlara aldirma, onlara ögüt ver ve onlarin içlerine tesir edecek güzel söz söyle!

64- Biz hangi peygamberi gönderdikse, sirf Allah'in izni ile itaat edilmek üzere gönderdik. Eger onlar kendilerine zulmettikleri zaman sana gelseler de Allah'tan günahlarinin bagislanmasini dileselerdi ve Resul de onlarin bagislanmasini dileseydi, elbette Allah'i affedici, merhametli bulurlardi.

65- Hayir! Rabbine andolsun ki is bildikleri gibi degil, onlar aralarinda çikan çekismeli islerde seni hakem yapip sonra da senin verdigin hükme karsi içlerinde hiçbir sikinti duymaksizin, tam bir teslimiyetle boyun egmedikçe iman etmis olamazlar.

66- Eger biz onlara: "Kendinizi öldürün, veya yurtlarinizdan çikin." diye yazmis olsaydik, içlerinden pek azi hariç, bunu yapamazlardi. Fakat kendilerine verilen ögütleri tutsalardi, elbette haklarinda hem daha hayirli, hem de daha saglam olurdu.

67- Ve o zaman elbette kendilerine katimizdan büyük mükafat verirdik.

68- Ve onlari elbette dogru yola iletirdik.

69- Kim Allah'a ve Peygambere itaat ederse iste onlar, Allah'in kendilerine nimet verdigi peygamberlerle, siddiklarla, sehidlerle, iyilerle birliktedir. Bunlar ne güzel arkadastir!

70- Bu lütuf Allah'tandir. Bilen olarak Allah yeter.

71- Ey iman edenler! Düsmana karsi her türlü savunma tedbirinizi aliniz. Onlara karsi ya küçük birlikler halinde hareket ediniz veya topyekün seferber olunuz.

72- Süphesiz içinizden bir kismi vardir ki, pek agir davranir. Eger basiniza bir musibet gelirse: "Allah bana lutfetti de onlarla beraber bulunmadim." der.

73- Ve eger Allah'tan size bir lütuf ve zafer erisecek olsa, sizinle kendisi arasinda hiç sevgi yokmus gibi, bu sefer de hiç süphesiz söyle diyecek: "Ah ne olurdu, onlarla beraber olaydim da büyük murada ereydim."

74- O halde geçici dünya hayatini, ebedî ahiret hayati karsiliginda satacak olanlar, Allah yolunda savassinlar. Her kim Allah yolunda savasir da öldürülür veya galip gelirse, her iki durumda da biz ona yarin pek büyük bir mükafat verecegiz.

75- Hem size ne oluyor ki, Allah yolunda: "Ey Rabbimiz! bizleri bu halki zâlim olan memleketten çikar, tarafindan bizi iyi idare edecek bir sahip ve bize katindan bir kurtarici gönder" diye yalvarip duran zayif ve zavalli erkekler, kadinlar ve çocuklarin kurtarilmasi ugrunda savasa çikmiyorsunuz?

76- Iman edenler, Allah yolunda savasirlar. Inkâr edenler de tagut yolunda savasirlar. O halde siz seytanin taraftarlarina karsi savasin. Çünkü seytanin hilesi zayiftir.

77- Kendilerine, "Ellerinizi savastan çekin, namazi kilin, zekati verin" denilenleri görmedin mi? Üzerlerine savas yazilinca hemen içlerinden bir kismi insanlardan, Allah'tan korkar gibi, hatta daha çok korkarlar ve "Rabbimiz! Niçin bize savas yazdin? Ne olurdu bize azicik bir müddet daha tanimis olsaydin da biraz daha yasasaydik?" derler. Onlara de ki: "Dünya zevki ne de olsa azdir, ahiret, Allah'a karsi gelmekten sakinan için daha hayirlidir ve size kil kadar haksizlik edilmez."

78- Her nerede olursaniz olun ölüm size yetisir, son derece saglam kaleler içinde de bulunsaniz yine kurtulamazsiniz. Onlara bir iyilik erisirse "Bu, Allahtandir" derler, bir kötülüge ugrarlarsa, "Bu, senin yüzündendir." derler. Ey Muhammed! De ki: "Hepsi Allah'tandir." Bu topluma ne oluyor ki, hiç söz anlamaya yanasmiyorlar?

79- (Ey insanoglu!) sana gelen her iyilik Allah'tandir, sana ne kötülük dokunursa kendindendir. Ey Muhammed! Biz seni bütün insanlara bir elçi olarak gönderdik. Buna sahit olarak da Allah yeter.

80- Kim peygambere itaat ederse Allah'a itaat etmis olur. Kim de yüz çevirirse, biz seni onlara bekçi olarak göndermedik.

81- Sana "Peki" derler, fakat senin yanindan çiktiklarinda, içlerinden birtakimi, geceleyin (gündüz) söylemis olduklarinin tersini kurarlar. Allah onlarin geceleyin tasarladiklarini yaziyor. Sen onlara aldirma. Allah'a güven. Vekil olarak Allah yeter.

82- Onlar hâlâ Kur'ân'i geregi gibi düsünüp anlamaya çalismazlar mi? Eger o Allah'tan baskasi tarafindan indirilmis olsaydi mutlaka onda birçok çeliskiler bulurlardi.

83- Kendilerine güven veya korku hususunda bir haber geldiginde onu hemen yayiverirler. Halbuki onu peygambere ve aralarinda yetkili kimselere götürselerdi, onlardan sonuç çikarmaya gücü yetenler, onu anlarlardi. Allah'in üzerinizdeki lütfu ve rahmeti olmasaydi, pek aziniz hariç, seytana uyardiniz.

84- (Ey Muhammed) Allah yolunda savas! Sen ancak kendi yaptigindan sorumlusun. Müminleri de savasa tesvik et. Umulur ki, Allah kâfirlerin gücünü kirar. Hiç süphesiz ki Allah kuvvet ve kudretçe çok daha güçlü, ve cezasi daha çetindir.

85- Kim güzel bir iste aracilik ederse, ona o isin sevabindan bir pay vardir. Kim de kötü bir seyde aracilik yaparsa, ona da o kötülükten bir pay vardir. Allah her seyi gözetip karsiligini verir.

86- Siz bir selam ile selamlandiginiz zaman, siz de ondan daha güzeliyle karsilik verin veya verilen selami aynen iade edin. Süphesiz Allah, her seyin hesabini geregi gibi yapandir.

87- Kendinden baska ilâh olmayan Allah, sizi kiyamet gününde mutlaka biraraya toplayacaktir. Bunda asla süphe yoktur. Allah'tan daha dogru sözlü kim olabilir?

88- O halde, siz niçin münafiklar hakkinda iki gruba ayriliyorsunuz? Allah onlari kazandiklari günah yüzünden terslerine döndürdügü halde Allah'in saptirdigini yola getirmek mi istiyorsunuz? Allah kimi saptirirsa, sen onun için bir çikis yolu bulamazsin.

89- Onlar, küfür isledikleri gibi, sizin de küfür isleyip kendileriyle bir olmanizi arzu ettiler. Onun için, onlar Allah yolunda hicret edinceye kadar içlerinden dost edinmeyin. Eger bundan yüz çevirirlerse onlari yakalayin ve buldugunuz yerde öldürün; Onlardan ne bir dost, ne de bir yardimci edinmeyin.

90- Ancak o kimselere dokunmayin ki, sizinle aralarinda anlasma olan bir kavme siginmis bulunurlar. Yahut ne sizinle, ne de kendi kavimleriyle savasmayi gönüllerine sigdiramayip tarafsiz olarak size gelmislerdir. Eger Allah dileseydi, onlari size musallat kilardi, onlar da sizinle savasirlardi. Eger onlar sizden uzak dururlar, sizinle savasmayip size baris teklif ederlerse, Allah, sizin için onlar aleyhine bir yol vermemistir.

91- Diger birtakim kimseleri de bulacaksiniz ki; hem sizden emin olmak, hem de kavimlerinden emin olmak isterler. Fitne için her davet olunuslarinda onun içine basasagi dalarlar. Eger bunlar sizden çekinmezlerse, kendilerini buldugunuz yerde yakalayin ve öldürün. Iste bunlar aleyhinde size açik bir ferman verdik.

92- Hata disinda bir mümin, diger bir mümini öldüremez. Ve kim bir mümini yanlislikla öldürürse, mümin bir köle azad etmesi ve ölenin ailesine (varislerine) teslim edilecek bir diyet vermesi gerekir. Ancak ölünün ailesinin bagislamasi müstesnadir. Eger öldürülen, mümin olmakla beraber size

düsman bir kavimden ise, o zaman, öldürenin bir köle azad etmesi gerekir. Eger öldürülen sizinle aralarinda antlasma olan bir kavimden ise, öldürenin, ölenin ailesine diyet vermesi ve mümin bir köle azad etmesi gerekir. Bunlara gücü yetmeyenin de Allah tarafindan tevbesinin kabulü için arka arkaya iki ay oruç tutmasi gerekir. Allah, Alimdir (her seyi bilendir), Hakimdir (hüküm ve hikmet sahibidir).

93- Kim bir mümini kasten öldürürse, cezasi, içinde ebedî olarak kalacagi cehennemdir. Allah ona gazab ve lanet etmis ve onun için büyük bir azab hazirlamistir.

94- Ey Iman edenler! Allah yolunda cihada çiktiginiz zaman, mümini kâfirden ayirmak için iyice arastirin. Size selam veren kimseye, dünya hayatinin menfaatini gözeterek, "Sen mümin degilsin" demeyin. Allah katinda çok ganimetler var. Islâm'a ilk önce girdiginiz zaman siz de öyle idiniz. Sonra Allah size lutufta bulundu. Onun için iyice arastirin. Süphesiz ki Allah, yaptiklarinizdan haberdardir.

95- Müminlerden özür sahibi olmaksizin oturanlarla Allah yolunda mallariyla, canlariyla cihad edenler esit olamazlar. Allah, mallariyla, canlariyla cihad edenleri, derece itibariyle, oturanlardan üstün kildi. Allah onlarin hepsine de cenneti vaad etmistir. Bununla beraber Allah mücahitlere, oturanlarin üzerinde büyük bir ecir vermistir.

96- Kendi katindan derece derece rütbeler, bir magfiret ve rahmet vermistir. Öyle ya, O çok bagislayici, çok merhamet edicidir.

97- Melekler, kendilerine zulmeden kisilerin canlarini aldiklarinda, onlara, "Ne iste idiniz?" derler. Onlar da: "Biz yer yüzünde zayif kimselerdik." derler. Melekler: "Allah'in yeryüzü genis degil miydi, siz de orada hicret etseydiniz ya?" derler. Iste bunlarin varacaklari yer cehennemdir. O ne kötü gidis yeridir.

98- Ancak gerçekten aciz ve zayif olan, çaresiz kalan ve hicret etmeye yol bulamayan erkekler, kadinlar ve çocuklar hariç...

99- Umulur ki, Allah bu kimseleri affeder. Allah çok affedici, çok bagislayicidir.

100- Her kim Allah yolunda hicret ederse, yeryüzünde gidecek çok yer de bulur, genislik de bulur. Her kim Allah'a ve Peygamberine hicret etmek maksadiyla evinden çikar da sonra kendisine ölüm yetisirse, kuskusuz onun mükafati Allah'a düser. Allah çok bagislayicidir, çok merhamet edicidir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
NiLuFeR

NiLuFeR


Mesaj Sayısı : 191
Puan : 231
Kayıt tarihi : 02/05/09

Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 5 Empty
MesajKonu: Geri: Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre)   Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 5 I_icon_minitimeC.tesi Mayıs 02, 2009 7:37 pm

101- Yeryüzünde sefere çiktiginizda kâfirlerin size bir kötülük yapacagindan korkarsaniz namazi kisaltmanizda size bir vebal yoktur. Kuskusuz kâfirler sizin apaçik düsmaninizdir.

102- Sen onlarin aralarinda bulunup da onlara namaz kildirdiginda içlerinden bir kismi seninle beraber namaza dursun. Silahlarini da yanlarina alsinlar. Bunlar secdeye vardiklarinda diger bir kismi arkanizda beklesin. Sonra o namaz kilmamis olan diger kisim gelsin seninle beraber kilsinlar ve ihtiyatli bulunsunlar, silahlarini yanlarina alsinlar. Kâfirler arzu ederler ki, silahlarinizdan ve esyanizdan bir gafil olsaniz da size ani bir baskin yapsalar. Eger size yagmur gibi bir eziyet erisir veya hasta olursaniz silahlarinizi birakmanizda bir vebal yoktur. Bununla beraber ihtiyati elden birakmayin. Kuskusuz Allah kâfirlere alçaltici bir azap hazirlamistir.

103- O korkulu zamanda namazi kildiniz mi gerek ayakta, gerek otururken ve gerek yanlariniz üzerinde hep Allah'i zikredin. Korkudan kurtuldugunuzda namazi tam erkani ile kilin. Çünkü namaz müminlere belirli vakitlerde yazili bir farzdir.

104- Düsman toplulugunu takip etmede gevseklik göstermeyin. Eger siz aci duyuyorsaniz, kuskusuz onlar da sizin aci duydugunuz gibi aci çekiyorlar. Oysa siz Allah'tan onlarin ümit edemeyecekleri seyleri umuyorsunuz. Kuskusuz Allah her seyi bilendir, hikmet sahibidir.

105- Biz sana Kitab (Kur'ân)i hak olarak indirdik ki, insanlar arasinda Allah'in sana gösterdigi sekilde hüküm veresin. Sakin hainlerin savunucusu olma!

106- Allah'tan bagislanmani dile. Süphesiz, Allah bagislayicidir, esirgeyicidir.

107- Kendilerine hainlik edenleri savunma. Muhakkak Allah hain günahkârlari sevmez.

108- Bunlar, insanlardan (hainliklerini) gizlerler de, Allah'tan gizlemezler. Oysa O, geceleyin istemedigi seyi kurarlarken onlarin yani baslarindadir. Allah, onlarin yaptiklarini (ilmiyle) kusatmistir.

109- Haydi siz dünya hayatinda onlari savunuverdiniz (diyelim). Peki kiyamet gününde Allah'in huzurunda onlari kim savunacaktir? Yahut onlara kim vekil olacaktir?

110- Kim bir kötülük isler, yahut nefsine zulmeder, sonra da Allah'tan bagislanmasini dilerse, Allah'i bagislayici ve esirgeyici bulur.

111- Kim bir kötülük islerse, kendi nefsine kötülük etmis olur. Allah her seyi hakkiyle bilendir, hikmet sahibidir.

112- Kim bir hata veya bir günah isler de sonra onu bir suçsuzun üzerine atarsa, muhakkak iftira etmis ve apaçik bir günah yüklenmis olur.

113- Eger Allah'in sana lütuf ve merhameti olmasaydi, onlardan bir güruh seni sapitmaya çalisirdi. Halbuki onlar, ancak kendi nefislerini saptirirlar, sana hiçbir zarar veremezler. Allah, sana Kitab (Kur'an)i ve hikmeti indirmis ve sana bilmedigin seyleri ögretmistir. Allah'in sana olan lütfu büyüktür.

114- Bir sadaka vermeyi yahut iyilik yapmayi veyahut da insanlar arasini düzeltmeyi emreden(ler)inki hariç, onlarin aralarindaki gizli gizli konusmalarinin çogunda hiçbir hayir yoktur. Kim bunlari sirf Allah'in rizasini kazanmak için yaparsa, yakinda ona büyük bir mükafat verecegiz.

115- Kim kendisine dogru yol besbelli olduktan sonra Peygamber'e karsi çikar, müminlerin yolundan baskasina uyup giderse onu döndügü yolda birakiriz ve cehenneme sokariz. Orasi ne kötü bir gidis yeridir.

116- Süphesiz Allah kendisine ortak kosulmasini bagislamaz. Bunun disinda diledigini bagislar. Allah'a ortak kosan, muhakkak ki, derin bir sapikliga düsmüstür.

117- Onlar, Allah'i birakirlar da, yalniz disilere taparlar. Böylece ancak inatçi seytana tapmis olurlar.

118, 119- Allah o seytana lanet etti. Ve o da: "Elbette senin kullarindan belirli bir pay alacagim, onlari mutlaka saptiracagim, onlari bos kuruntulara sokacagim, ve onlara emredecegim de hayvanlarin kulaklarini yaracaklar, onlara emredecegim de Allah'in yaratisini degistirecekler" dedi. Kim Allah'i birakip da seytani dost edinirse, süphesiz o, apaçik bir ziyana ugramis olur.

120- Seytan onlara vaad eder ve onlari bos umutlarla oyalar. Oysa seytanin onlara vaadi, aldatmadan baska bir sey degildir.

121- Bunlarin varacaklari yer cehennemdir. Ondan kurtulmak için çare bulamazlar.

122- Iman edip iyi isler yapanlari da altlarindan irmaklar akan cennetlere sokacagiz, orada ebedî olarak kalacaklardir. Bu, Allah'in gerçek vaadidir. Allah'dan daha dogru sözlü kim olabilir?

123- (Is), ne sizin kuruntunuza, ne de kitap ehlinin kuruntusuna göredir. Kötülük yapan, o yüzden cezalandirilir. O, kendisine Allah'tan baska ne bir dost, ne de bir yardimci bulabilir.

124- Erkek veya kadin, kim mümin olur da güzel amellerden islerse, iste onlar cennete girerler. Zerre kadar da haksizliga ugratilmazlar.

125- Iyilik yaparak kendisini Allah'a teslim eden ve Ibrahim'in dinine dosdogru olarak tâbi olan kimseden, din bakimindan daha iyi kim olabilir? Allah, Ibrahim'i dost edinmisti.

126- Göklerde ve yerde olanlarin hepsi Allah'indir. Allah, her seyi kusaticidir.

127- Kadinlar hakkinda senden fetva isterler. De ki: Onlar hakkindaki fetvayi size Allah veriyor: Yazilmis haklari olan mirasi kendilerine vermediginiz ve nikahlanmayi istemediginiz öksüz kizlar ve zavalli çocuklara ve bir de yetimlere adaletle davranmaniz hakkinda Kitap'ta size okunan âyetler vardir. Sizin her yaptiginiz iyiligi, muhakkak Allah bilir.

128- Eger bir kadin kocasinin geçimsizliginden, yahut kendisinden yüz çevirmesinden endise ederse, aralarinda bir sulh yapmalarinda, onlara bir günah yoktur. Sulh hep hayirlidir. Zaten nefisler kiskançliga hazirdir. Eger iyi geçinir ve geçimsizlikten sakinirsaniz, süphesiz Allah yaptiklarinizdan haberdardir.

129- Kadinlariniz arasinda her yönden adaletli davranmaya ne kadar ugrassaniz buna güç yetiremezsiniz. Bari birisine tamamen kapilip da digerini askiya alinmis gibi birakmayin. Eger arayi düzeltir ve haksizliktan korunursaniz, süphesiz Allah çok bagislayici ve esirgeyicidir.

130- Eger kari-koca birbirlerinden ayrilacak olurlarsa, Allah, onlarin her birini genis lutfuyla muhtaç birakmaz. Allah'in lutfu genistir, hikmeti büyüktür.

131- Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'indir. Sizden önce kendilerine kitap verilenlere ve size Allah'tan korkmanizi emrettik. Eger inkâr ederseniz, biliniz ki, göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'indir. Allah hiçbir seye muhtaç degildir, hamd ve senâ O'na yakisir.

132- Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'indir. Vekil olarak Allah yeter.

133- Ey insanlar! Eger Allah dilerse sizi giderir de baskalarini getirir. Ve Allah, buna kadirdir.

134- Kim dünya nimetini isterse, bilsin ki dünya ve ahiret nimeti Allah katindadir. Allah her seyi çok iyi isiten ve çok iyi görendir.

135- Ey iman edenler! Adaleti ayakta tutan ve kendiniz, ana-babaniz ve yakin akrabaniz aleyhine de olsa, yalniz Allah için sahitlik eden kimseler olunuz. Zira zengin de olsa, fakir de olsa, Allah ikisine de (sizden) daha yakindir. Nefsinizin arzusuna uyarak adaletten uzaklasmayin. Eger (sahitlik ederken) dilinizi eger, bükerseniz veya çekinirseniz, süphesiz Allah yaptiklarinizdan haberdardir.

136- Ey iman edenler! Allah'a, Peygamberine, Peygamberine indirdigi Kitab'a, ve daha önce indirdigi kitaba iman edin. Kim Allah'i, meleklerini, kitaplarini, peygamberlerini ve ahiret gününü inkâr ederse sapikligin en koyusuna düsmüs olur.

137- Iman edip sonra inkâr eden, sonra iman edip tekrar inkâr eden, sonra da inkârlarinda ileri gidenleri Allah ne bagislayacak, ne de dogru yola eristirecektir.

138- Münafiklara da haber ver ki, kendileri için çok aci bir azab vardir.

139- Onlar, müminleri birakip kâfirleri dost ediniyorlar. Onlarin yaninda izzet ve seref mi ariyorlar? Halbuki bütün izzet ve seref Allah'a aittir.

140- Allah size Kitab (Kur'an)da: "Allah'in âyetlerinin inkâr edildigini ve onlarla alay edildigini isittiginiz zaman, baska bir söze geçmedikleri müddetçe, o kâfirlerle oturmayin. Aksi halde siz de onlar gibi olursunuz" diye hüküm indirdi. Muhakkak ki Allah, münafiklarin ve kâfirlerin hepsini cehennemde toplayacaktir.

141- Onlar sizi gözetleyip dururlar. Eger Allah tarafindan size bir zafer nasip olursa: "Biz sizinle beraber degil miydik?" derler. Sayet kâfirlerin zaferden bir payi olursa: (Bu defa da onlara): "Size üstünlük saglayarak sizi müminlerden korumadik mi?" derler. Allah, kiyamet gününde aranizda hükmünü verecektir. Allah, müminlerin aleyhine kâfirlere hiçbir yol vermeyecektir.

142- Münafiklar, Allah'i aldatmaya çalisirlar. Halbuki Allah, onlarin oyunlarini baslarina geçirecektir. Onlar, namaza kalktiklari zaman tembel tembel kalkarlar. Insanlara gösteris yaparlar. Allah'i pek az anarlar.

143- Münafiklar, küfür ile iman arasinda bocalamaktadirlar. Ne bu müminlere baglanirlar, ne de su kâfirlere. Allah kimi dogru yoldan saptirirsa, sen artik ona kurtulus yolu bulamazsin.

144- Ey iman edenler! Müminleri birakip da kâfirleri dost edinmeyin. Kendi aleyhinizde Allah'a apaçik bir delil mi vermek istiyorsunuz?

145- Süphesiz ki münafiklar, cehennem atesinin en asagi tabakasindadirlar. Onlara bir yardim edici de bulamazsin.

146- Ancak tevbe edenler, durumlarini düzeltenler, Allah'a sarilanlar ve Allah için dinlerine samimi olarak baglananlar müstesna. Iste bunlar müminlerle beraberdirler. Allah, müminlere büyük bir mükafat verecektir.

147- Eger sükreder ve iman ederseniz Allah size azabi ne yapar? Allah, sükredenlerin mükafatini veren ve her seyi bilendir.

148- Allah, zulme ugrayanlarin disinda, çirkin sözün açikça söylenmesinden hoslanmaz. Allah her seyi hakkiyla isiten, hakkiyla bilendir.

149- Bir hayri açiklar yahut gizlerseniz, yahut da bir kötülügü bagislarsaniz, biliniz ki, Allah da çok bagislayicidir, her seye hakkiyla kadirdir.

150- Onlar, Allah'i ve peygamberlerini inkâr ederler, Allah ile peygamberlerinin arasini ayirmak isterler. "Kimine inaniriz, kimini inkâr ederiz" derler. Bu ikisinin (imanla küfrün) arasinda bir yol tutmak isterler.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
NiLuFeR

NiLuFeR


Mesaj Sayısı : 191
Puan : 231
Kayıt tarihi : 02/05/09

Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 5 Empty
MesajKonu: Geri: Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre)   Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 5 I_icon_minitimeC.tesi Mayıs 02, 2009 7:38 pm

151- Iste onlar gerçek kâfirlerdir. Biz de kâfirlere alçaltici bir azab hazirlamisizdir.

152- Allah'a ve peygamberlerine iman edenler ve onlar arasinda ayirim yapmayanlara (Allah) pek yakinda mükafatlarini verecektir. Allah çok bagislayicidir, çok merhametlidir.

153- Kitap ehli, senden, kendilerine gökten bir kitap indirmeni istiyorlar. Musa'dan bundan daha büyügünü istemisler ve: "Allah'i bize açikça göster" demislerdi. Haksizliklari sebebiyle onlari yildirim çarpti. Sonra kendilerine açik deliller geldigi halde buzagiyi (tanri) edinmislerdi. Onlari bundan dolayi da affettik. Ve Musa'ya açik bir delil (yetki) verdik.

154- Söz vermeleri için Tur dagini üzerlerine kaldirdik. Onlara: "O kapidan secde ederek girin" dedik. Yine onlara: "Cumartesi yasagini çignemeyin" dedik ve onlardan saglam bir söz aldik.

155- Verdikleri sözden dönmeleri, Allah'in âyetlerini inkâr etmeleri, haksiz yere peygamberlerini öldürmeleri ve "kalblerimiz kiliflidir" demelerinden dolayi (baslarina türlü belalar verdik). Dogrusu Allah, inkârlari sebebiyle onlarin kalplerini mühürlemistir. Pek azi hariç onlar inanmazlar.

156-(Kalblerinin mühürlenmesinin diger bir sebebi de Isa'yi) inkâr etmeleri ve Meryem'e büyük bir iftirada bulunmalaridir.

157- Bir de "Biz Allah'in peygamberi Meryem oglu Isa Mesih'i öldürdük" demeleridir. Oysa onu ne öldürdüler, ne de astilar. Fakat öldürdükleri kimse, onlara Isa gibi gösterildi. Onun hakkinda anlasmazliga düsenler, ondan yana tam bir kusku içindedirler. O hususta bir bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Onu kesinlikle öldürmediler.

158- Fakat Allah onu kendisine yükseltmistir. Allah, aziz (daima üstün)dir, hikmet sahibidir.

159- Kitap ehlinden hiçbir kimse yoktur ki, ölmeden önce ona (Isa'ya) iman etmis olmasin. Kiyamet gününde o, onlara sahitlik edecektir.

160/161- Yahudilerin zulmetmeleri ve birçok kimseleri Allah yolundan alikoymalari, yasaklandiklari halde faiz almalari ve insanlarin mallarini haksiz yere yemeleri sebebiyle daha önce kendilerine helâl kilinan temiz seyleri haram kildik. Onlardan kâfir olanlara can yakici bir azap hazirladik.

162- Fakat onlardan ilimde derinlesmis olanlar ve iman edenler, sana indirilene ve senden önce indirilenlere iman ederler. Onlar, namazi kilan, zekati veren, Allah'a ve ahiret gününe iman edenlerdir. Iste onlara büyük bir mükafat verecegiz.

163- Muhakkak biz, Nuh'a ve ondan sonra gelen peygamberlere vahyettigimiz gibi, sana da vahyettik. Ibrahim'e, Ismail'e, Ishak'a, Yakub'a, torunlarina, Isa'ya, Eyyûb'a, Yunus'a, Harun'a ve Süleyman'a da vahyettik. Davud'a da Zebur'u verdik.

164- Daha önce sana anlattigimiz peygamberlerle, anlatmadigimiz baska peygamberlere de (vahyettik). Ve Allah Musa ile de konustu.

165- Peygamberleri müjdeciler ve azab habercileri olarak gönderdik ki, peygamberlerden sonra insanlarin Allah'a karsi bir bahaneleri olmasin. Allah mutlak üstündür, yegane hikmet sahibidir.

166- Fakat Allah, sana indirdigini kendi ilmiyle indirmis olduguna sahitlik eder. Melekler de buna sahitlik ederler. Allah'in sahitligi de kafidir.

167- Süphesiz inkâr edip, insanlari Allah yolundan alikoyanlar, derin bir sapikliga düsmüslerdir.

168- Muhakkak Allah, inkâr edenleri ve zulmedenleri ne bagislar, ne de dogru bir yola eristirir.

169- Onlari ancak cehennemin yoluna (iletecek ve) onlar orada ebedî olarak kalacaklardir. Bu ise Allah'a çok kolaydir.

170 - Ey insanlar, Resul size, Rabbi'nizden hakki (gerçegi) getirdi. Kendi yarariniza olarak ona inanin. Eger inkâr ederseniz, bilin ki göklerde ve yerde olanlarin hepsi Allah'indir. Allah bilendir, hikmet sahibidir.

171- Ey kitab ehli! Dininizde taskinlik etmeyin ve Allah hakkinda ancak dogru olani söyleyin! Meryem oglu Isa Mesih, sadece Allah'in elçisi, Meryem'e atmis oldugu kelimesi ve O'ndan bir ruhtur. Allah'a ve peygamberlerine inanin (Allah) üçtür demeyin. Kendi yarariniz için buna son verin. Muhakkak ki Allah tek bir ilâhtir. O, çocuk sahibi olmaktan yüce (münezzeh)dir. Göklerdeki ve yerdekilerin hepsi O'nundur. Vekil olarak Allah yeter.

172 - Hiçbir zaman Mesih de Allah'in bir kulu olmaktan çekinmez, Allah'a yakin melekler de. Kim O'na kulluk etmekten çekinir ve büyüklük taslarsa bilsin ki O, onlarin hepsini huzuruna toplayacaktir.

173- Inanip güzel isler yapanlara gelince, onlarin mükafatlarini eksiksiz ödeyecek ve lütfundan onlara daha fazlasini da verecektir. Allah'a kulluktan çekinip büyüklük taslayanlara da siddetli bir sekilde azab edecek ve onlar Allah'dan baska kendilerine ne bir dost, ne de bir yardimci bulamayacaklardir.

174 - Ey insanlar! Size Rabbinizden bir delil (Muhammed) geldi ve size apaçik bir nur indirdik.

175 - Allah'a inanip O'na simsiki sarilanlari (Allah), kendisinden bir rahmet ve lutfa sokacak ve kendisine varan dosdogru yola iletecektir.

176- Senden fetva istiyorlar. Deki: "Allah size kelâle (babasiz ve çocuksuz kimse) nin mirasi hakkinda hükmünü açikliyor: Çocugu olmayan, fakat kiz kardesi bulunan bir kisi ölürse, biraktigi malin yarisi o (kiz kardesi)nundur. Çocugu olmayan kiz kardes ölürse, erkek kardes ona varis olur. Eger (ölenin) iki kiz kardesi varsa, biraktiginin üçte ikisi onlarindir. Eger kardesler erkek ve kiz olurlarsa, erkegin hissesi, iki kizin hissesi kadardir. Sasirmamaniz için Allah size (hükümlerini) açikliyor. Allah, her seyi hakkiyla bilendir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
NiLuFeR

NiLuFeR


Mesaj Sayısı : 191
Puan : 231
Kayıt tarihi : 02/05/09

Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 5 Empty
MesajKonu: Geri: Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre)   Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 5 I_icon_minitimeC.tesi Mayıs 02, 2009 7:38 pm

NUH

Bismillahirrahmanirrahim

1- Gerçekten biz Nûh'u kavmine gönderdik, "kavmine aci bir azap gelmezden önce onlari uyar" diye.

2- Dedi ki, "ey kavmim! Gerçekten ben size açik bir uyariciyim".

3- Söyle ki, "Allah'a kulluk edin, ondan korkun ve bana itaat edin."

4- "Günahlarinizi bagislasin ve sizi belli bir süreye kadar ertelesin. Kuskusuz Allah'in takdir ettigi süre gelince ertelenmez. Eger bilseydiniz.." (inanirdiniz).

5- Nûh dedi ki: "Ey Rabbim! Ben kavmimi gece gündüz davet ettim."

6- "Fakat benim çagirmam, onlarin sadece kaçmalarini artirdi."

7- "Ben onlari senin bagislaman için her davet ettigimde, onlar parmaklarini kulaklarina tikadilar, elbiselerine büründüler, israr ettiler, kibirlendikçe kibirlendiler. "

8- "Sonra ben onlari açik açik çagirdim."

9- "Sonra hem ilan ederek söyledim onlara, hem gizli gizli. "

10- "Gelin, dedim, Rabbinizin sizi bagislamasini isteyin. Çünkü o çok bagislayicidir."

11- "Üzerinize gökten bol yagmur yagdirsin."

12- "Mallar ve ogullar vererek sizin imdadiniza kossun. Sizin için bahçeler yapsin, irmaklar yapsin."

13- "Niçin siz Allah'a bir vakar yakistiramiyorsunuz?"

14- "Oysa o sizi asama asama yaratmistir."

15- "Görmediniz mi Allah yedi gögü uygun tabakalar halinde nasil yaratmis?"

16- Ve Ay'i bunlarin içinde bir nur yapmis, günesi de bir lamba kilmis.

17- Allah sizi yerden bir bitki bitirir gibi bitirdi.

18- Sonra sizi tekrar oraya geri çevirecek ve tekrar çikaracaktir.

19- Allah sizin için yeri bir yaygi yapmistir.

20- Ki, ondan açilan genis genis yollarda gidesiniz.

21. Nûh dedi ki: "Ey Rabbim! Onlar bana isyan ettiler; mali ve çocugu hüsrandan baska bir seyini artirmayan kimsenin ardina düstüler."

22. "Büyük büyük tuzaklar kurdular."

23. Dediler ki: "Sakin tanrilarinizi birakmayin, ne Vedd'i, ne Suva'i ve ne de Yegus'u, Yeûk'u ve Nesr'i."

24. Çok kisiyi yoldan saptirdilar. Sen de o zalimlerin sadece saskinliklarini artir.

25. Hatalarindan dolayi boguldular, atese sokuldular, kendilerine Allah'a karsi yardimcilar da bulamadilar.

26. Nûh dedi ki: "Yeryüzünde kafirlerden bir tek kisi birakma."

27. "Zira sen onlari birakirsan kullarini yoldan çikarirlar ve sadece ahlâksiz ve kâfir çocuklar dogururlar."

28-"Ey Rabbim! Bana, babama, anama, mümin olarak evime girene ve bütün inanmis erkek ve kadinlara magfiret buyur. Zalimlerin de sadece helakini artir."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
NiLuFeR

NiLuFeR


Mesaj Sayısı : 191
Puan : 231
Kayıt tarihi : 02/05/09

Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 5 Empty
MesajKonu: Geri: Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre)   Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 5 I_icon_minitimeC.tesi Mayıs 02, 2009 7:39 pm

NUR

Bismillahirrahmanirrahim

1- (Iste bu âyetler) bizim indirdigimiz ve (hükümlerini üzerinize) farz kildigimiz bir sûredir. Belki düsünüp ögüt alirsiniz diye onda açik açik âyetler indirdik.

2- Zina eden kadin ve zina eden erkekten her birine yüz sopa vurun; Allah'a ve ahiret gününe inaniyorsaniz, Allah dini(ni tatbik) hususunda sizi sakin acima duygusu kaplamasin! Müminlerden bir grup da onlara uygulanan cezaya sahit olsun.

3- Zina eden erkek, zina eden veya müsrik olan bir kadindan baskasi ile evlenemez; zina eden bir kadinla da ancak zina eden veya müsrik olan erkek evlenebilir. Bu, müminlere haram kilinmistir.

4- Namuslu kadinlara zina isnadinda bulunup, sonra (bunu ispat için) dört sahit getiremeyenlere seksener sopa vurun ve artik onlarin sahitligini hiçbir zaman kabul etmeyin. Onlar tamamen günahkardirlar.

5- Ancak bundan sonra tevbe edip islah olanlar müstesnadir. Çünkü Allah çok bagislayici ve merhametlidir.

6- Eslerine zina isnadinda bulunup da kendilerinden baska sahitleri olmayanlara gelince, onlarin her birinin sahitligi kendisinin dogru söyleyenlerden olduguna dair dört defa Allah adina yemin ederek sahitlik etmesidir.

7- Besinci defa da, eger yalan söyleyenlerden ise, Allah'in lanetinin kendi üzerine olmasini dilemesidir.

8- Kadinin, kocasinin yalan söyleyenlerden olduguna dair dört defa Allah adina yemin ve sahitlik etmesi,

9- Besinci defa da, eger (kocasi) dogru söyleyenlerden ise, Allah'in gazabinin kendi üzerine olmasini dilemesi kendisinden cezayi kaldirir.

10- Ya Allah'in size bol lütfu ve merhameti olmasaydi ve Allah tevbeleri kabul eden hüküm ve hikmet sahibi olmasaydi (haliniz nice olurdu.)?

11- Haberiniz olsun ki (Muhammed'in esine) bu agir ifki (iftirayi) uyduranlar sizin içinizden bir gruptur. Bunu kendiniz için bir kötülük saymayin; aksine o, sizin için bir iyiliktir. Onlardan herbir kisiye, günah olarak ne islemisse (onun karsiligi ceza) vardir. (Elebaslilik yapan, bu yüzden de) bu günahin büyügünü yüklenen kimse için de çok büyük bir azap vardir.

12- Erkek ve kadin müminlerin, bu iftirayi isittiklerinde kendi vicdanlari ile hüsnü zanda bulunup da, "bu apaçik bir iftiradir" demeleri gerekmez miydi?

13- (Bu iddiayi ortaya atanlarin) da bu konuda dört sahit getirmeleri gerekmez miydi? Madem ki sahitler getirip ispat edemediler, öyle ise onlar Allah nezdinde yalancilarin ta kendisidirler.

13- (Bu iddiayi ortaya atanlarin) da bu konuda dört sahit getirmeleri gerekmez miydi? Madem ki sahitler getirip ispat edemediler, öyle ise onlar Allah nezdinde yalancilarin ta kendisidirler.

14- Eger dünyada ve ahirette Allah'in lütuf ve merhameti üstünüzde olmasaydi, size mutlaka büyük bir azab isabet ederdi.

15- Çünkü siz bu iftirayi, gelisi güzel birbirinizin agzindan aliyor ve hakkinda bilgi sahibi olmadiginiz (bu uydurma haberi) agizlarinizda geveleyip duruyorsunuz. Bunun önemsiz oldugunu saniyorsunuz. Halbuki bu, Allah katinda çok büyük bir suçtur.

16- Onu duydugunuzda "Bunu konusup yaymamiz bize yakismaz. Hasâ! Bu, çok büyük bir iftiradir..." demeli degil miydiniz?

17- Eger inanmis insanlarsaniz, Allah, bir daha buna benzer tutumu tekrarlamaktan sizi sakindirip uyariyor.

18-Ve Allah âyetlerini size açikliyor. Allah, (isin iç yüzünü) çok iyi bilir, tam bir hüküm ve hikmet sahibidir.

19- Inananlar arasinda kötü söz ve davranisin yayilmasini arzulayan kimseler için dünyada da, ahirette de aci veren bir azab vardir. (Her seyi) Allah bilir; siz bilmezsiniz.

20- Ya sizin üstünüze Allah'in lütuf ve merhameti olmasaydi; Allah çok sefkatli ve merhametli olmasaydi (haliniz nice olurdu)?

21- Ey iman edenler! Seytanin adimlarini takip etmeyin. Kim seytanin adimlarini takip ederse, sunu bilsin ki o, edepsizlikleri ve kötülügü emreder. Eger üstünüzde Allah'in lütuf ve merhameti olmasaydi, içinizden hiçbir kimse temize çikmazdi. Fakat Allah, diledigini arindirir. Allah isitir ve bilir.

22- Içinizden faziletli ve servet sahibi kimseler akrabaya, yoksullara, Allah yolunda göç edenlere (mallarindan) vermeyeceklerine yemin etmesinler; bagislasinlar, feragat göstersinler. Allah'in sizi bagislamasini arzulamaz misiniz? Allah çok bagislayandir, çok merhametlidir.

23- Namuslu, kötülüklerden habersiz mümin kadinlara zina isnadinda bulunanlar, dünya ve ahirette lanetlenmislerdir. Onlar için çok büyük bir azab vardir.

24- O gün dilleri, elleri ve ayaklari, yapmis olduklarindan dolayi aleyhlerinde sahitlik edecektir.

25- O gün Allah onlara gerçek cezalarini tastamam verecek ve onlar Allah'in gerçek oldugunu anlayacaklar.

26- Kötü kadinlar, kötü erkeklere, kötü erkekler ise kötü kadinlara; temiz kadinlar temiz erkeklere, temiz erkekler de temiz kadinlara yarasir. Iste bu temiz olan, (iftiracilarin) söylediklerinden çok uzaktirlar. Kendileri için bagislanma ve güzel bir rizik vardir.

27- Ey iman edenler! Kendi evinizden baska evlere, geldiginizi farkettirip ev halkina selam vermedikçe girmeyin. Bu sizin için daha iyidir. Herhalde (bunu) düsünüp anlarsiniz.

28- Orada kimse bulamazsaniz, size izin verilinceye kadar oraya girmeyin. Eger size, "Geri dönün!" denilirse, hemen dönün. Çünkü bu, sizin için daha temiz bir davranistir. Allah, yaptiginizi bilir.

29- Içinde kendinize ait bir seylerin bulundugu oturulmayan bir eve girmenizde herhangi bir sakinca yoktur. Allah, sizin açiga vurduklarinizi da, gizlediklerinizi de bilir.

30- (Resulüm!) Mümin erkeklere, gözlerini (harama) dikmemelerini, irzlarini da korumalarini söyle. Çünkü bu, kendileri için daha temiz bir davranistir. Süphesiz Allah, onlarin yapmakta olduklarindan haberdardir.

31- Mümin kadinlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kisimlari müstesna olmak üzere, zinetlerini teshir etmesinler. Bas örtülerini, yakalarinin üzerine (kadar) örtsünler. Kocalari, babalari, kocalarinin babalari, kendi ogullari, kocalarinin ogullari, erkek kardesleri, erkek kardeslerinin ogullari, kiz kardeslerinin ogullari, kendi kadinlari (mümin kadinlar), ellerinin altinda bulunan (köleleri), erkeklerden, kadina ihtiyaci kalmamis (cinsî güçten düsmüs) hizmetçiler, yahut henüz kadinlarin gizli kadinlik hususiyetlerinin farkinda olmayan çocuklardan baskasina zinetlerini göstermesinler. Gizlemekte olduklari zinetleri anlasilsin diye, ayaklarini yere vurmasinlar. Ey müminler! Hep birden Allah'a tevbe ediniz ki, kurtulusa eresiniz.

32- Aranizdaki bekarlari, kölelerinizden ve cariyelerinizden iyi davranista olanlari evlendirin. Eger bunlar fakir iseler, Allah kendi lütfu ile onlari zenginlestirir. Allah, (lütfu) genis olan ve (her seyi) bilendir.

33- Evlenme imkanini bulamayanlar ise, Allah, lütfu ile kendilerini varlikli kilincaya kadar iffetlerini korusunlar. Ellerinizin altinda bulunanlardan (köleler ve cariyelerden) mükatebe yapmak isteyenlerle, eger kendilerinde (hürriyete kavusmalarinda kendileri için) bir iyilik görüyorsaniz, hemen mükatebe yapin. Allah'in size vermis oldugu malindan siz de onlara verin. Dünya hayatinin geçici menfaatlerini elde edeceksiniz diye, namuslu kalmak isteyen cariyelerinizi fuhsa zorlamayin. Kim onlari zor altinda birakirsa, bilinmelidir ki, zorlanmalarindan sonra Allah (onlar için) çok bagislayici ve merhametlidir.

34- Andolsun ki biz size açik açik bildiren âyetler, sizden önce yasayip gitmis olanlardan örnekler ve takvaya ulasmis kimseler için ögütler indirdik.

35- Allah, göklerin ve yerin nurudur (aydinlaticisidir). O'nun nurunun temsili, içinde lamba bulunan bir kandil gibidir. O lamba bir billur içindedir; o billur da sanki inciye benzer bir yildiz gibidir ki, doguya da batiya da nisbet edilemeyen mübarek bir agaçtan çikan yagdan tutusturulur. (Bu öyle bir agaç ki) yagi, nerdeyse, kendisine ates degmese bile isik verir. (Bu isik) nur

üstüne nurdur. Allah diledigi kimseyi nuruyla hidayete iletir. Allah insanlara (iste böyle) misal verir; Allah her seyi bilir.

36- (Bu kandil) birtakim evlerdedir ki, Allah (o evlerin) yücelmesine ve içlerinde isminin okunmasina izin vermistir. Orada sabah aksam O'nu tesbih ederler.

37- Birtakim insanlar (Allahi tesbih ederler) ki, ne ticaret ne de alis veris onlari Allah'i anmaktan, namaz kilmaktan ve zekat vermekten alikoymaz. Onlar, kalplerin ve gözlerin allak bullak oldugu bir günden korkarlar.

38- Çünkü Allah, kendilerine isledikleri amellerin en güzeli ile ecir verecek, lütfundan fazlasini da bahsedecektir ve Allah, diledigine hesapsiz rizik verir.

39- Küfredenlere gelince, onlarin amelleri, issiz çöllerdeki serap gibidir ki, susayan onu su zanneder, nihayet ona vardiginda orada herhangi bir sey bulamamis, üstelik yanibasinda da (inanmadigi, kendisinden sakinmadigi) Allah'i bulmustur. Allah ise onun hesabini tastamam görmüstür. Allah hesabi çok çabuk görür.

40- Yahut (o kâfirlerin duygu, düsünce ve davranislari) engin bir denizdeki yogun karanliklar gibidir ki, onu dalga üstüne dalga kapliyor; üstünde de bulut. Bir biri üstüne karanliklar... Insan, elini çikarip uzatsa, nerdeyse onu dahi göremez. Bir kimseye Allah, nur vermemisse, artik o kimsenin isik ve aydinliktan nasibi yoktur.

41- Görmez misin ki, göklerde ve yerde bulunanlarla dizi dizi kanat çirpip uçan kuslarin Allah'i tesbih ettiklerini? Her biri kendi tesbihini ve duâsini bilmistir. Allah, onlarin yapmakta olduklarini hakkiyla bilir.

42- Göklerin ve yerin mülkü Allah'indir; dönüs de ancak O'nadir.

43- Görmez misin ki Allah bulutlari (diledigi yere) sürüklüyor; sonra onlari biraraya getirip üstüste yigiyor. Iste görüyorsun ki bunlar arasinda yagmur çikiyor. O, gökten, sanki oradaki daglardan da dolu indirir. Artik onu diledigine isabet ettirir; dilediginden de onu uzak tutar; bu bulutlardan çikan simsegin pariltisi nerdeyse gözleri alir!

44- Allah gece ile gündüzü evirip çeviriyor. Süphesiz bunda (hakikati gören) gözlere sahip olanlar için mutlak bir ibret vardir.

45- Allah, her hayvani sudan yaratti. Iste bunlardan kimi karni üstünde sürünür, kimi iki yagi üstünde yürür, kimi dört ayagi üstünde yürür... Allah diledigini yapar; çünkü Allah her seye kâdirdir.

46- Andolsun biz (her seyi) apaçik bildiren âyetler indirdik. Allah diledigini dogru yola iletir.

47- Bir de "Allah'a ve Resulüne inandik ve itaat ettik" diyorlar da, sonra bunun arkasindan yan çiziyorlar; bunlar mümin degillerdir.

48- Aralarinda hükmetmesi için Allah'a ve Resulüne çagrildiklari zaman, bakarsin ki, içlerinden birkismi yüz çevirip dönerler.

49- Ama, eger (Allah ve Resulünün hükmettigi) hak kendi lehlerine ise, ona, gönülden bagli olarak saygi ile gelirler.

50- Kalplerinde bir hastalik mi var? Yoksa süphe ve tereddüd içinde midirler? Yoksa Allah ve Resulünün kendilerine zulüm ve haksizlik edeceginden mi korkuyorlar? Hayir, asil zalimler kendileridir!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
NiLuFeR

NiLuFeR


Mesaj Sayısı : 191
Puan : 231
Kayıt tarihi : 02/05/09

Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 5 Empty
MesajKonu: Geri: Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre)   Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 5 I_icon_minitimeC.tesi Mayıs 02, 2009 7:39 pm

51- Aralarinda hüküm vermesi için Allah'a ve Resulüne davet edildiklerinde müminlerin sözü ancak "isittik ve itaat ettik" demeleridir. Iste bunlar asil kurtulusa erenlerdir.

52- Her kim Allah'a ve Resulüne itaat eder, Allah'a saygi duyar ve O'ndan sakinirsa, iste asil bunlar bedbahtliktan kurtulanlardir.

53- Ötekiler (münafiklar), sen hakikaten kendilerine emrettigin takdirde mutlaka (savasa) çikacaklarina dair, en agir yeminleri ile Allah'a yemin ettiler. De ki: Yemin etmeyin. Itaatiniz malumdur! Bilin ki Allah, yaptiklarinizdan haberdardir.

54- De ki: Allah'a itaat edin; Peygambere de itaat edin. Eger yüz çevirirseniz sunu bilin ki, Peygamberin sorumlulugu kendine yüklenen, sizin sorumlugunuz da size yüklenendir. Eger ona itaat ederseniz, dogru yolu bulmus olursunuz. Peygambere düsen, sadece açik açik duyurmaktir.

55- Allah, sizlerden iman edip iyi davranislarda bulunanlara, kendilerinden öncekileri sahip ve hakim kildigi gibi, kendilerini de yeryüzüne sahip ve hakim kilacagini, onlar için begenip seçtigi dini (Islâm'i) onlarin iyiligine yerlestirip koruyacagini ve geçirdikleri korku döneminden sonra, bunun yerine onlara güven saglayacagni vaad etti. Çünkü onlar bana kulluk ederler. Hiçbir seyi bana es tutmazlar. Artik bundan sonra kim inkâr ederse, iste bunlar asil büyük günahkarlardir.

56- Hem namazi kilin, zekati verin ve peygambere itaat edin ki rahmete eresiniz.

57- Inkâr edenlerin, yeryüzünde (Allah'i) aciz birakacaklarini sanmayasin! Onlarin varacagi yer cehennemdir. Ne kötü varis yeridir orasi!

58- Ey iman edenler! Ellerinizin altinda bulunan (köle ve cariyeleriniz) ve içinizden henüz erginlik çagina girmemis olanlar, sabah namazindan önce, ögleyin soyundugunuz vakit ve yatsi namazindan sonra (yaniniza gireceklerinde) sizden üç defa izin istesinler. Bunlar mahrem halde bulunabileceginiz üç vakittir. Bu vakitlerin disinda ne sizin için, ne de onlar için bir mahzur yoktur. (Birbirinizin yanina girip çikabilirsiniz.) Iste Allah, âyetlerini size böyle açiklar. Allah her seyi bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

59- Sizden olan çocuklariniz erginlik çagina girdiklerinde, kendilerinden öncekiler (büyükleri) izin istedikleri gibi, onlar da izin istesinler. Iste Allah, âyetlerini size böyle açiklar. Allah her seyi bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

60- Bir nikah ümidi kalmayan, çocuktan kesilmis yasli kadinlarin ise, zinetlerini (yabanci erkeklere) göstermeksizin dis elbiselerini çikarmalarinda kendilerine bir vebal yoktur. Yine de iffetli olmalari kendileri için daha hayirlidir. Allah isitendir, bilendir.

61- A'maya güçlük yoktur; topala güçlük yoktur; hastaya da güçlük yoktur. Sizin için de gerek kendi evlerinizden, gerekse babalarinizin evlerinden, annelerinizin evlerinden, erkek kardeslerinizin evlerinden, kiz kardeslerinizin evlerinden, amcalarinizin evlerinden halalarinizin evlerinden, dayilarinizin evlerinden, teyzelerinizin evlerinden veya anahtarlarina malik oldugunuz yerlerden, yahut dostlarinizin evlerinden yemenizde bir sakinca yoktur. Toplu halde veya ayri ayri yemenizde de bir güçlük ve günah yoktur. Evlere girdiginiz zaman Allah tarafindan mübarek ve güzel bir yasama dilegi olarak kendinize (birbirinize) selam verin. Iste Allah düsünüp anlayasiniz diye size âyetlerini böyle açiklar.

62- Müminler ancak, Allah'a ve Resülüne gönülden inanmis kimselerdir. Onlar o Peygamber ile birlikte sosyal bir isle mesgul iken ondan izin istemedikçe birakip gitmezler. (Resulüm!) Su senden izin isteyenler, hakikaten Allah'a ve Resulüne iman etmis kimselerdir. Öyle ise, bazi isleri için senden izin istediklerinde, sen de onlardan diledigine izin ver; onlar için Allah'tan bagis dile; çünkü Allah magfiret edicidir, merhametlidir.

63-(Ey müminler!) Peygamberin davetini, aranizdan bazinizin baziniza daveti gibi zannetmeyin. Içinizden, birini siper ederek sivisip gidenleri muhakkak ki Allah bilmektedir. Bu sebeple, O'nun emrine aykiri davrananlar, baslarina bir bela gelmesinden veya kendilerine çok elemli bir azap isabet etmesinden sakinsinlar.

64- Bilmis olun ki, göklerde ve yerde ne varsa Allah'indir. O, sizin ne yolda, ne durumda oldugunuzu iyi bilir. Huzuruna döndürülecekleri günde ise, yapmis olduklarini hemen kendilerine haber verir. Allah, her seyi hakkiyla bilendir..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
NiLuFeR

NiLuFeR


Mesaj Sayısı : 191
Puan : 231
Kayıt tarihi : 02/05/09

Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 5 Empty
MesajKonu: Geri: Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre)   Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 5 I_icon_minitimeC.tesi Mayıs 02, 2009 7:39 pm

RAD

Bismillahirrahmanirrahim

1. Elif, Lâm, Mîm, Ra. Iste bunlar sana o kitabin âyetleridir ve sana Rabbinden indirilen haktir. Lâkin insanlarin çogu iman etmezler.

2. Allah O'dur ki, gökleri direksiz yükseltti, onu görüyorsunuz, sonra ars üzerine istiva etti, günesi ve ayi emrine boyun egdirdi. Her biri belli bir vakte kadar akar gider. Bütün isleri O yönetiyor. Âyetleri O açikliyor ki, Rabbinizin huzuruna çikacaginizi iyi bilesiniz.

3. Yeryüzünü enine boyuna yayip döseyen, onda oturakli daglar ve irmaklar meydana getiren ve yeryüzünde meyvelerin hepsinden iki çift yapan O'dur. Sürekli olarak gece ile gündüzü birbirine dolamaktadir. Düsünecek olan bir kavim için bunda muhakkak ki, ibretler vardir.

4. Yeryüzünde birbirine komsu kitalar vardir. Üzüm baglari, ekinler, çatalli ve çatalsiz hurmaliklar vardir ki, hepsi bir tek su ile sulanir. Halbuki meyvelerinde birini öbürüne üstün kiliyoruz. Akli eren bir kavim için bunda muhakkak ibretler vardir.

5. Eger sasiyorsan, asil sasilacak sey onlarin su sözleridir: "Biz toprak olup gittikten sonra mi, yani biz gerçekten yeniden mi yaratilacagiz?" Iste bunlar Rablerini inkâr etmislerdir. Bunlar boyunlarinda demir halkalar bulunanlardir. Ve iste bunlar cehennemliktirler, orada ebedî kalacaklardir.

6. Ayrica senden iyilikten önce hemen kötülügü getirmeni isterler. Oysa daha önce onlara misal olacak cezalar gelip geçmistir. Ve gerçekten Rabbin, zulümlerine karsilik insanlara magfiret sahibidir. Bununla beraber Rabbinin azabi da cidden çok çetindir.

7. O kâfirler: "Rabbinden ona bir mucize indirilmeli degil miydi?" derler. Sen bir uyaricidan baska bir sey degilsin ve her kavim için bir hidayetçi vardir.

8. Her disinin neye gebe oldugunu Allah bilir. Ve rahimler ne eksiltir, ne arttirir, onu da bilir. O'nun katinda her seyin bir ölçüsü vardir.

9. Allah görünmeyeni de bilir, görüneni de. Büyüktür ve yücelerden yücedir.

10. Sizden sözü gizleyenle açiga vuran, gece gizlenenle gündüz açiga çikan, O'nun açisindan esittir (hepsini görür ve bilir).

11. Her insan için önünden ve arkasindan takip edenler vardir. Allah'in emrinden dolayi onu gözetirler. Allah bir kavme verdigini, o kavim kendisini bozup degistirmedikçe degistirmez. Allah bir kavme de kötülük murad etti mi, artik onun geri çevrilmesine de imkan yoktur. Onlar için Allah'dan baska bir veli de bulunmaz.

12. Size korku ve ümit içinde simsegi gösteren ve o yagmur yüklü bulutlari meydana getiren O'dur.

13. Gök gürültüsü O'na hamd ile, melekler de O'nun korkusundan dolayi O'nu tesbih ederler. O yildirimlar gönderir, onunla diledigini çarpar. Onlar Allah hakkinda mücadele edip duruyorlar. Oysa Allah'in çarpmasi pek çetindir.

14. Gerçek dua O'nadir. O'nun disinda yalvarip durduklari ise onlara hiçbir seyle cevap veremezler. Onlar olsa olsa agzina su gelsin diye iki avucunu açana benzer ki, o, ona gelmez. Kâfirlerin duasi hep bir sapiklik içindedir.

15. Oysa göklerde ve yerde kim varsa ister istemez kendileri de gölgeleri de sabah aksam Allah'a secde ederler.

16. De ki: "Göklerin ve yerin Rabbi kimdir?" De ki: "Allah'dir". De ki: "Allah'dan baskalarini, o kendi kendilerine ne bir fayda, ne de bir zarar verebilenleri dostlar mi ediniyorsunuz?" De ki: "Hiç kör ile gören bir olur mu? Hiç karanliklarla aydinlik bir olur mu?" Yoksa Allah'a, O'nun gibi yaratan birtakim ortaklar buldular da, bu yaratis kendilerince birbirine benzer mi göründü? De ki: "Allah, her seyi yaratandir. O, birdir. Her seye üstün ve kahredicidir."

17. Gökten bir su indirdi de vadiler, kendi miktarlarinca sel olup aktilar. Sel de suyun yüzüne çikan bir köpük yüklendi. Bir zinet esyasi veya bir degerli mal yapmak için, ateste üzerini körükledikleri madenlerden de onun gibi bir köpük meydana gelir. Iste Allah hak ile batili böyle çarpistirir. Fakat köpük atilir gider, insanlara faydasi olan ise yerde kalir. Iste Allah böyle misaller verir.

18. Rablerinin emirlerine uyanlar için daha güzeli vardir. O'na itaat etmeyenler ise, yeryüzünde bulunan ne varsa hepsi kendilerinin olsa da onu ve bir o kadarini bütünüyle kurtulus fidyesi olarak verirlerdi. Iste onlar, hesabin kötüsü kendileri için olanlardir. Varacaklari yer de cehennemdir. Orasi da ne fena yataktir.

19. Simdi Rabbinden sana indirilenin gerçekten hak oldugunu bilen bir kimse, kör olan bir kimse gibi olur mu? Fakat bunu ancak üstün akilli ve temiz vicdanli kimseler idrak ederler.

20. Onlar ki, Allah'in ahdini yerine getirirler ve antlasmayi bozmazlar.

21. Ve onlar ki, Allah'in riayet edilmesini emrettigi seye riayet ederler ve Rablerine saygi gösterirler ve hesabin kötülügünden korkarlar.

22. Rablerinin rizasini kazanmak arzusuyla sabrederler ve namazi dosdogru kilarlar ve kendilerine verdigimiz riziklardan gizli ve açikça Allah yolunda harcarlar ve çirkinlikleri güzelliklerle yok ederler. Iste bunlar, bu hayatin akibeti kendilerinin olacak olanlardir.

23. Adn cennetlerine girecekler, atalarindan, eslerinden ve zürriyetlerinden salih olanlarla birlikte olacaklar. Melekler de her kapidan yanlarina girip söyle diyecekler:

24. "Sabrettiginiz için size selam olsun. Ahiret yurdu ne güzeldir!"

25. Allah'in ahdini misak ile belgeledikten sonra bozanlar ve Allah'in birlestirilmesini emrettigi baglantilari koparanlar ve yeryüzünü bozguna verenler varya, iste lanet olsun onlara! Ve yurdun kötüsü de onlaradir.

26. Allah, diledigi kimseye rizki genisletir de, daraltir da. Onlar ise dünya hayati ile ferahlanmaktalar. Oysa düna hayati ahiret hayatinin yaninda bir yol azigindan ibarettir.

27. Yine o iman etmeyenler diyorlar ki: "Ona Rabbinden bir âyet indirilseydi ya." De ki: "Hakikaten Allah, diledigini sasirtir ve kendisine gönül vereni de hidayete erdirir."

28. Onlar, iman etmis ve kalbleri Allah zikriyle yatismis olanlardir. Evet, iyi bilin ki, kalbler Allah'in zikri ile yatisir.

29. Onlar ki, iman etmisler ve salih ameller islemislerdir, ne mutlu onlara, varacaklari yer de ne güzeldir!

30. Iste seni böyle, kendilerinden önce nice ümmetler gelip geçmis olan bir ümmet içinde gönderdik ki, onlar Rahmân'a küfredip dururlarken, sen onlara sana vahyettigimiz kitabi okuyasin. De ki: "O Rahmân benim Rabbimdir, O'ndan baska tanri yoktur. Ben O'na dayandim, tevbem de O'nadir.

31. Bir Kur'ân ki, onunla daglar yürütülse veya onunla yer parçalansa veya onunla ölüler konusturulsa (o yine bu Kur'an olurdu). Fakat emir bütünüyle Allah'indir. Iman edenler, kâfirlerden ümit kesip daha anlamadilar mi ki, Allah dileseydi, elbette insanlarin hepsine toptan hidayet buyururdu. O küfürde direnenlerin kendi sanatlariyla baslarina musibet inip duracak, ya da yurtlarinin yakinina konacak. Nihayet Allah'in vaadi gelecek. Muhakkak ki, Allah vaad ettigi zamani sasirmaz.

32. Andolsun ki, senden önceki peygamberlerle de alay edildi. Ben de o kâfirlere bir süre için meydan verdim. Sonra da tuttum onlari cezalandirdim. O vakit azabim nasil imis (gördüler).

33. Bütün kazandiklariyla her bir nefsin üzerinde böylesine hükümran olan baska kim vardir? Böyle iken tuttular da Allah'a ortaklar uydurdular. De ki: "Onlara isimler verip durun bakalim. Siz O'na yeryüzünde bilmedigi bir sey mi haber vereceksiniz? Yoksa anlami olmayan kuru bir laf mi? Dogrusu küfre sapanlara kendi oyunlari güzel gösterildi de yoldan saptirildilar. Allah her kimi saptirirsa, artik onu yola getirecek kimse yoktur.

34. Onlara dünya hayatinda bir azap vardir. Ahiret azabi ise elbette daha çetindir. Onlari Allah'dan koruyacak da yoktur.

35. Müttakilere vaad olunan cennetin misali söyledir: Altindan irmaklar akar durur, yemisleri süreklidir, gölgeleri de. Iste bu, takva yolunu tutanlarin akibetidir. Kâfirlerin akibeti de atestir.

36. Bir de kendilerine kitap verdiklerimiz, sana indirilen (vahiy) le sevinç duyuyorlar. Bununla beraber hiziplesenlerden, âyetlerin bir kismini inkâr edenler de vardir. De ki: "Ben ancak Allah'a kulluk etmekle ve O'na sirk kosmamakla emrolundum. Ben O'na davet ediyorum, dönüsüm de O'nadir."

37. Ve iste biz o Kur'ân'i Arapça bir hüküm olarak indirdik. Yemin olsun ki, eger sen, sana vahiyle gelen bu bilgiden sonra onlarin keyiflerine uyacak olursan, sana Allah'dan ne bir dost vardir, ne de bir koruyucu.

38. Andolsun ki, biz senden önce de peygamberler gönderdik. Onlara da esler ve çocuklar verdik. Allah'in izni olmadan herhangi bir âyet getirmek ise hiçbir peygamberin haddi degildir. Her ecel için bir yazi vardir.

39. Allah diledigini imha eder, diledigini de yerinde birakir. Ana kitap O'nun katindadir.

40. Onlara vaad ettigimiz azabin bir kismini sana göstersek, yahut seni, onu görmeden vefat ettirsek, yine de sana düsen sadece teblig etmek, bize düsen de hesaba çekmektir.

41. Görmüyorlar mi ki, biz yeri etrafindan eksiltip duruyoruz. Allah öyle hükmeder ki, O'nun hükmünü engelleyecek kimse yoktur. O çok hizli hesap görür.

42. Onlardan öncekiler de hileler yapmislardi. Fakat sonuçta bütün hileler(in cezasi) Allah'a aittir. Her nefsin ne kazandigini O bilir. Bu dünyanin akibetinin kime ait oldugunu kâfirler de yakinda bilecekler.

43. O kâfirler: "Sen Allah tarafindan gönderilmis bir peygamber degilsin" diyorlar. De ki: "Benimle sizin aranizda sahit olarak Allah yeter, bir de yaninda kitap ilmi bulunan (yeter)."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
NiLuFeR

NiLuFeR


Mesaj Sayısı : 191
Puan : 231
Kayıt tarihi : 02/05/09

Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 5 Empty
MesajKonu: Geri: Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre)   Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 5 I_icon_minitimeC.tesi Mayıs 02, 2009 7:41 pm

RAHMAN

Bismillahirrahmanirrahim

1. Rahmân (çok merhametli olan Allah)

2. Kurân'i ögretti.

3. Insani yaratti.

4. Ona beyani ögretti.

5. Günes de ay da bir hesab iledir.

6. Bitkiler ve agaçlar secde etmektedirler.

7. Gögü yükseltti ve mizani koydu.

8. Sakin tartida taskinlik etmeyin.

9. Tartiyi adaletle yapin, terazide eksiklik yapmayin.

10. (Allah) yeri mahlukat için (asagiya) koydu.

11. Orada meyvalar ve salkimli hurma agaçlari vardir.

12. Yaprakli taneler ve hos kokulu bitkiler vardir.

13. Simdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanliyorsunuz?

14. Allah insani, pismis bir çamura benzeyen bir balçiktan yaratti.

15. Cinleri de hâlis atesten yaratti.

16. Simdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanliyorsunuz?

17. (O) iki dogunun ve iki batinin Rabbidir.

18. Simdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanliyorsunuz?

19. (Aci ve tatli) iki denizi saliverdi birbirine kavusuyorlar.

20. Fakat aralarinda bir engel vardir, birbirlerine geçip karismiyorlar.

21. Simdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanliyorsunuz?

22. Ikisinden de inci ve mercan çikar.

23. Simdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanliyorsunuz?

24. Denizde koca daglar gibi yükselen gemiler de onundur.

25. Simdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanliyorsunuz?

26. Yer üzerinde bulunan her sey fânidir.

27. Yalniz celâl ve ikram sahibi Rabbinin yüzü (zâti) baki kalacaktir.

28. Simdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanliyorsunuz?

29. Göklerde ve yerde bulunanlar, O'ndan isterler. O, her gün yeni bir istedir.

30. Simdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanliyorsunuz?

31. Ey insan ve cin! sizin de hesabinizi ele alacagiz.

32. Simdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanliyorsunuz?

33. Ey cin ve insan topluluklari! Göklerin ve yerin çevresinden geçmeye gücünüz yeterse geçin gidin. Ama Allah'in verdigi bir güç olmadan geçemezsiniz.

34. Simdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanliyorsunuz?

35. Üzerinize atesten alev ve duman gönderilir, kendinizi savunamazsiniz.

36. Simdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanliyorsunuz

37. Gök yarilip da, erimis yag gibi kipkirmizi bir gül oldugu zaman...

38. Simdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanliyorsunuz?

39. Iste o gün, ne insana ne de cinne günahindan sorulmaz.

40. Simdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanliyorsunuz?

41. Suçlular simalarindan taninir, alinlarindan ve ayaklarindan tutulur.

42. Simdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanliyorsunuz?

43. Iste bu, suçlularin yalanladigi cehennemdir.

44. Onunla kaynar su arasinda dolasirlar.

45. Simdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanliyorsunuz?

46. Rabbinin makamindan korkan kimselere iki cennet vardir.

47. Simdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanliyorsunuz?

48. Ikisinin de çesitli agaçlari, meyvalari vardir.

49. Simdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanliyorsunuz?

50. Ikisinde de akip giden iki kaynak vardir.

51. Simdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanliyorsunuz?

52. Ikisinde de her türlü meyvadan çift çift vardir.

53. Simdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanliyorsunuz?

54. Astarlari atlastan yataklara yaslanirlar. Iki cennetin de devsirmesi yakindir.

55. Simdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanliyorsunuz?

56. Oralarda gözlerini yalniz eslerine çevirmis dilberler var ki, bunlardan önce onlara ne insan ne de cin dokunmustur.

57. Simdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanliyorsunuz?

58. Sanki onlar yâkut ve mercandirlar.

59. Simdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanliyorsunuz?

60. Iyiligin karsiligi, yalniz iyilik degil midir?

61. Simdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanliyorsunuz?

62. Bu ikisinden baska iki cennet daha vardir.

63. Simdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanliyorsunuz?

64. (Bu cennetler) yemyesildirler.

65. Simdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanliyorsunuz?

66. Ikisinde de fiskiran iki kaynak vardir.

67. Simdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanliyorsunuz?

68. Ikisinde de her türlü meyva, hurma ve nar vardir.

69. Simdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanliyorsunuz?

70. Içlerinde güzel huylu, güzel yüzlü kadinlar vardir.

71. Simdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanliyorsunuz?

72. Çadirlar içerisinde gözlerini yalniz kocalarina çevirmis hûriler vardir.

73. Simdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanliyorsunuz?

74. Bunlardan önce onlara ne insan ne de cin dokunmustur.

75. Simdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanliyorsunuz?

76. Yesil yastiklara ve hârikulâde güzel islemeli döseklere yaslanirlar.

77. Simdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanliyorsunuz?

78-Büyüklük ve ikram sahibi Rabbinin adi ne yücedir!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
NiLuFeR

NiLuFeR


Mesaj Sayısı : 191
Puan : 231
Kayıt tarihi : 02/05/09

Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 5 Empty
MesajKonu: Geri: Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre)   Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 5 I_icon_minitimeC.tesi Mayıs 02, 2009 7:41 pm

RUM

Bismillahirrahmanirrahim

1- Elif, Lâm, Mim.

2- Rumlar yenildi.

3- (Araplarin bulundugu bölgeye) en yakin bir yerde onlar, bu yenilgilerinin ardindan mutlaka galib geleceklerdir.

4- (Bu da) birkaç yil içinde (olacaktir). Onlarin bu yenilgilerinden önce de sonra da emir Allah'indir ve o gün müminler, sevineceklerdir.

5- (Bu da) Allah'in yardimiyla (olacaktir). Allah diledigine yardim eder, galip kilar. O çok güçlüdür, çok merhamet edicidir.

6- Allah'in vaadi budur. Allah, vaadinden caymaz. Fakat insanlarin çogu bilmezler.

7- Onlar, sadece bu dünya hayatinin dis yüzünü bilirler. Ahiretten ise onlar hep gafildirler.

8- Kendi içlerinde hiç düsünmediler mi ki, Allah göklerde, yerde ve bu ikisi arasinda bulunan her seyi ancak hak ile ve belirlenmis bir süre için yaratmistir? Gerçekten insanlarin çogu, Rablerine kavusmayi inkâr etmektedirler.

9- Onlar, yeryüzünde gezmediler mi ki, kendilerinden öncekilerin sonu nasil olmus baksinlar? Onlar, kendilerinden daha güçlüydüler. Topragi sürmüsler ve onu, bunlarin imar ettiklerinden daha çok imar etmislerdi. Onlara da peygamberleri delillerle gelmislerdi. Demek Allah onlara zulmetmiyordu. Fakat onlar, kendilerine zulmediyorlardi.

10- Sonra o kötülük edenlerin sonu çok kötü oldu. Çünkü onlar, Allah'in âyetlerini yalan saydilar ve onlarla alay ediyorlardi.

11- Allah yaratmayi ilkin yapar, sonra da çevirir, onu yeniden yapar. Sonra hep döndürülüp O'na götürüleceksiniz.

12- Kiyamet saatinin gelip çattigi gün suçlular, her ümidi keserler.

13- Allah'a ortak kostuklarindan, kendilerine sefaat edecekler de bulunmaz. Onlar, o zaman Allah'a kostuklari ortaklari inkâr ederler.

14- Kiyamet saatinin gelip çattigi gün varya, o gün (inananlarla inanmayanlar) ayrilirlar.

15- Simdi iman edip salih ameller yapmis olanlara gelince, onlar bir bahçe içinde neselenirler.

16- Âyetlerimizi ve âhiret bulusmasini yalan sayip da küfredenlere gelince, iste onlar o zaman azab içinde hazir bulundurulurlar.

17- O halde aksama girdiginiz zaman da, sabaha girdiginiz zaman da tesbih Allah'indir. (daima O, tesbih edilir).

18- Göklerde ve yerde, ikindileyin de, ögleye erdiginiz zaman da hamd O'na mahsustur.

19- O, ölüden diri çikarir, diriden ölü çikarir ve topraga ölümünden sonra hayat verir. Sizler de iste öyle çikarilacaksiniz.

20- O'nun âyetlerinden (kudretinin delillerinden)dir ki, sizi bir topraktan yaratti. Sonra da siz simdi yeryüzünde dagilip yayilan insanlar oluverdiniz.

21- Yine O'nun âyetlerindendir ki, sizin için nefislerinizden kendilerine isinirsiniz diye esler yaratmis, araniza bir sevgi ve merhamet koymustur. Süphesiz ki bunda düsünecek bir kavim için nice ibretler vardir.

22- Yine göklerin ve yerin yaratilisi ile dillerinizin ve renklerinizin farkli olusu da O'nun âyetlerindendir. Süphesiz ki bunda bilenler için nice ibretler vardir.

23- Yine gecede ve gündüzde uyumaniz ve lütfundan nasib aramaniz da O'nun âyetlerindendir. Süphesiz ki bunda dinleyecek bir kavim için nice ibretler vardir.

24- Yine O'nun âyetlerindendir ki, size hem korku ve hem de umut vermek için simsegi gösteriyor. Ve gökten bir su indiriyor da onunla yeryüzüne ölümünden sonra hayat veriyor. Süphesiz ki bunda aklini kullanacak bir kavim için nice ibretler vardir.

25- Yine gögün ve yerin, emriyle durmasi da O'nun âyetlerindendir. Sonra sizi bir tek çagirisla çagirdigi zaman bir de bakarsiniz ki (yerden diriltilip çikariliyorsunuz).

26- Göklerde ve yerde kim varsa hepsi O'nundur. Hepsi de O'na itaat etmektedirler.

27- Hem yaratmayi ilkin yapan O'dur. Sonra onu çevirip yeniden yapacak olan da O'dur ki, bu O'na çok kolaydir. Göklerde ve yerde en

yüksek san ve seref O'nundur. O çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.

28- Allah, size kendinizden bir misâl verdi: Hiç size rizik olarak verdigimiz seylerde elleriniz altindaki kölelerinizden ortaklariniz bulunur da onlarla siz esit olur, aranizda birbirinizi saydiginiz gibi, onlari da sayar misiniz? Iste biz, düsünecek bir kavim için âyetleri böyle açikliyoruz.

29- Fakat zulmedenler, bilgisizce hevalarina uydular. Artik Allah'in sasirdigini kim yola getirebilir? Onlarin yardimcilari da yoktur.

30- O halde yüzünü, Allah'i bir taniyarak dine, Allah'in insanlari üzerine yaratmis oldugu fitratina dogrult. Allah'in yaratisinda degisiklik bulunmaz. Dosdogru din budur. Fakat insanlarin çogu bilmezler.

31- Baskasindan geçerek hep O'na gönül verin ve O'ndan sakinin. Namaza devam edin ve müsrilerden olmayin.

32- O müsriklerden (olmayin ki) onlar, dinlerini ayirip öbek öbek olmuslardir. Her grup kendilerindekine güvenmektedir.

33- Bununla beraber insanlara bir keder dokundugu zaman her seyden geçerek Rablerine yalvarir, dua ederler; sonra tarafindan bir rahmet tattiriverdigi zaman da bakarsin onlardan bir kismi tutar, O Rablerine ortak kosarlar.

34- Bunu da kendilerine verdigimiz nimetlere nankörlük etmek için yaparlar. Haydi geçinedurun bakalim, yakinda bileceksiniz.

35- Yoksa biz onlara bir delil indirmisiz de O'na ortak kosmalarini o mu söylüyor?

36- Bir de biz insanlara bir rahmet tattirdigimiz zaman ona güveniyorlar da; ellerinin önceden yaptigi seyler sebebiyle baslarina bir fenalik gelirse, hemen her ümidi kesiveriyorlar.

37- Onlar görmediler mi ki, Allah diledigi kimseye rizki serer ve daraltir. Süphesiz ki bunda iman edecek bir kavim için ibretler vardir.

38- O halde akrabaya da hakkini ver, yoksula da, yolcuya da... Bu, Allah'in rizasini dileyenler için daha hayirlidir. Kurtulusa erecek olanlar da iste onlardir.

39- Insanlarin mallari içinde artsin diye verdiginiz faiz, Allah yaninda artmaz. Allah'in rizasini dileyerek verdiginiz zekata gelince, iste onlar, mallari kat kat artmis olanlardir.

40- Allah, O'dur ki, sizi yaratti, sonra da size rizik verdi, sonra sizi öldürür, sonra sizi diriltir. Hiç sizin ortak kostuklarinizdan, bunlardan birini yapacak olan var mi? Allah, onlarin ortak kostuklarindan münezzeh ve yücedir.

41- Yaptiklarinin bir kismini tatsinlar diye insanlarin kendi ellerinin kazandigi seyler yüzünden karada ve denizde fesat ortaya çikti. Umulur ki onlar hakka dönerler.

42- De ki, yeryüzünde bir gezin de bakin, bundan öncekilerin sonu nasil olmus! Onlarin pek çogu müsrik idiler.

42- De ki, yeryüzünde bir gezin de bakin, bundan öncekilerin sonu nasil olmus! Onlarin pek çogu müsrik idiler.

43- Allah'tan geri çevrilmesine hiçbir çare olmayan bir gün gelmeden önce yüzünü dosdogru, sabit dine çevir. O gün (gelince) insanlar birbirlerinden ayrilirlar.

44- Her kim inkâr ederse, inkâri kendi aleyhinedir. Kim de salih amel islerse, onlar kendileri için rahat bir yer hazirlamis olurlar.

45- Çünkü O, iman edip salih amel isleyenlere lütfundan mükafat verecektir. Çünkü O, kâfirleri sevmez.

46- Rüzgarlari müjdeciler olarak göndermesi, size rahmetinden tattirmasi, emriyle gemilerin akip gitmesi ve lütfundan rizik isteyip kazanmaniz O'nun âyetlerindendir. Hem gerek ki sükredesiniz.

47- Andolsun ki biz, senden önce birçok peygamberleri kavimlerine gönderdik de, onlara apaçik delillerle vardilar. Onun üzerine günah isleyenlerden intikam aldik. Müminlere yardim ise, bizim nezdimizde bir hak oldu.

48- Allah O'dur ki, rüzgarlari gönderir de bir bulut savururlar. Derken onu gökyüzünde nasil dilerse öyle serer, parça parça da eder. Derken yagmuru görürsün, aralarindan çikar. Derken onu kullarindan kimlere diliyorsa döküverdi mi derhal yüzleri güler.

49- Halbuki onlar, daha önce üzerlerine yagmur indirilmeden evvel ümidi kesmislerdi.

50- Simdi bak Allah'in rahmetinin eserlerine! yeryüzünü ölümünden sonra nasil diriltiyor? Süphe yok ki O, mutlaka ölüleri diriltir. O her seye kâdirdir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
NiLuFeR

NiLuFeR


Mesaj Sayısı : 191
Puan : 231
Kayıt tarihi : 02/05/09

Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 5 Empty
MesajKonu: Geri: Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre)   Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 5 I_icon_minitimeC.tesi Mayıs 02, 2009 7:41 pm

51- Andolsun ki biz, bir rüzgâr göndersek de onu (rahmetin eseri olan ekini) sararmis görseler, mutlaka onun arkasindan nankörlüge baslarlar.

52- Çünkü sen ölülere isittiremezsin. O daveti, arkalarini dönmüs giderlerken sagirlara da duyuramazsin.

53- Körleri de sapikliklarindan hidayete getiremezsin. Sen ancak âyetlerimizi iman edeceklere duyurursun da onlar müslüman olur, selâmeti bulurlar.

54- Allah O'dur ki, sizi güçsüz olarak yaratir, sonra güçsüzlügün arkasindan kuvvet verir. Sonra kuvvetin arkasindan yine güçsüzlüge ve ihtiyarliga getirir. O diledigini yaratir. Ve O, her seyi bilir, her seye gücü yeter.

55- Kiyamet kopacagi gün günahkarlar dünyada bir saatten fazla durmadiklarina yemin ederler. Onlar önceden de böyle haktan çevriliyorlardi.

56- Kendilerine ilim ve iman verilenler de söyle diyecekler: "Andolsun ki, Allah'in kitabinda takdir edilmis olan tekrar dirilme gününe kadar kaldiniz. Iste bu, dirilme günüdür. Fakat siz bunu bilmiyordunuz.

57- Artik o gün zulmedenlere mazeretleri fayda vermeyecektir. Onlarin dertlerinin çaresine de bakilmayacaktir.

58- Andolsun ki, biz insanlar için bu Kur'ân'da her türlü meselden örnekler getirdik. Yemin ederim ki, sen onlara baska bir âyet de getirsen o kâfirler yine: "Siz yalancilardan (uydurdugunuz sözü Allah'a nispet edenlerden) baskasi degilsiniz." diyeceklerdir.

59- Iste bilmeyenlerin kalblerini Allah böyle mühürler.

60- Simdi sen sabret. Çünkü Allah'in vaadi mutlaka haktir. Sakin imani saglam olmayanlar seni hafiflige sevketmesinler.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
NiLuFeR

NiLuFeR


Mesaj Sayısı : 191
Puan : 231
Kayıt tarihi : 02/05/09

Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 5 Empty
MesajKonu: Geri: Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre)   Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 5 I_icon_minitimeC.tesi Mayıs 02, 2009 7:42 pm

SAD

Bismillahirrahmanirrahim

1- Sâd. Bu zikirle dolu Kur'ân'a bak!

2- O inkâr edenler bir gurur ve ayrilik içindedirler.

3- Kendilerinden önce nicelerini helak ettik. Onlar çagristilar. Ama artik kurtulus vakti degildi.

4- Içlerinden kendilerine uyarici bir peygamber geldigine sastilar da kâfirler: "Bu bir sihirbazdir, yalancidir" dediler.

5- "Ilâhlari, bir tek ilâh mi kilmis? Bu gerçekten sasilacak bir sey, çok tuhaf!"

6- Içlerinden ileri gelenler firladilar ve dediler ki: "Ilâhlariniz üzerinde sabir ve sebat edin. Bu, gerçekten arzu edilen bir murad!"

7- "Biz bunu baska bir dinde isitmedik, bu mutlaka bir uydurmadir."

8- "Kur'ân aramizdan ona mi indirilmis?" dediler. Dogrusu onlar benim Kur'ân'imdan bir kusku içindeler. Ve dogrusu onlar henüz azabimi tatmadilar.

9- Yoksa sana o Kur'ân'i veren çok güçlü ve ihsan sahibi Rabbinin hazineleri onlarin yaninda mi?

10- Yoksa bütün o göklerin, yerin ve aralarindakilerin mülkü onlarin mi? Öyle ise bütün imkanlarini seferber ederek yükselsinler de görelim!

11- Onlar burada çesitli partilerden (gruplardan) bozguna ugramis bir ordudur.

12- Onlardan önce Nuh kavmi, Âd kavmi ve saltanat sahibi Firavun da yalanlamislardi.

13- Semûd kavmi, Lut kavmi ve Eykeliler (Suayb kavmi) de yalanlamislardi. Iste o çesitli partiler bunlardir.

14- Hepsi de gönderilen peygamberleri yalanladilar da azabim böyle hak oldu.

15- Onlar da bir tek haykirisa bakiyorlar. Öyle ki onun gecikmesi de yoktur.

16- Bir de: "Ey Rabbimiz! Hesap gününden önce bizim azabdan payimizi acele ver" dediler.

17- Simdi sen onlarin dediklerine sabret de kuvvetli kulumuz Davud'u hatirla. Çünkü o, zikir ve tesbih ile bize yönelmisti.

18- Biz, daglari onun emrine vermistik. Aksam-sabah onunla birlikte tesbih ederlerdi.

19- Kuslari da toplu olarak onun emrine vermistik. Hepsi de ona uyarak zikir ve tesbih ederlerdi.

20- Biz onun mülkünü kuvvetlendirmis ve kendisine hikmet ve hakki batildan ayirt etme kabiliyeti vermistik.

21- Bir de davacilarin kissasi geldi mi sana? Hani surdan asarak mihraba ulasmislardi.

22- Davud'un yanina giriverdiler de onlardan telase düstü. Ona "Korkma!" dediler, biz iki davaciyiz. Birimiz, birimize haksizlik etti. Simdi sen aramizda hak ile hüküm ver ve asiri gitme de bizi dogru yolun ortasina çikar.

23- Biri: "Iste bu benim kardesim. Onun doksan dokuz disi koyunu var, benim ise bir tek disi koyunum var. Böyle iken: Onu da bana ver, dedi ve tartismada beni yendi" diye anlatti.

24- Davud dedi ki: "Dogrusu senin bir koyununu kendi koyunlarina katmak istemesiyle sana zulmetmistir. Gerçekten bir cemiyette yasayanlarin çogu mutlaka birbirlerine haksizlik ediyorlar. Ancak iman edip de salih amel isleyenler baska. Ama onlar da pek az." Davud, bizim kendisini imtihan ettigimizi sanmisti. Hemen Rabbinden magfiret diledi, rüku

ederek yere kapandi, tevbe ile Allah'a yöneldi.

25- Biz de o zannettigi seyi kendisine bagisladik. Süphesiz yanimizda onun bir yakinligi ve güzel bir dönüs yeri vardir.

26- Ey Davud! Gerçekten biz seni yeryüzünde bir halife yaptik. Artik insanlar arasinda hak ile hüküm ver. Keyfe, arzuya uyma ki, seni Allah yolundan saptirmasin. Çünkü Allah yolundan sapanlar, hesap gününü unuttuklari için kendilerine çok siddetli bir azab vardir.

27- Hem o gögü, yeri ve aralarindakileri biz bosuna yaratmadik. O, kâfirlerin zannidir. Onun için vay atese girecek olan kâfirlerin haline!

28- Yoksa, iman edip de salih amel isleyenleri biz, o yeryüzündeki bozguncular gibi yapar miyiz? Yoksa o takva sahiplerini azgin günahkarlar gibi yapar miyiz?

29- Bu, sana indirdigimiz mübarek bir kitaptir ki, insanlar onun âyetlerini düsünsünler ve temiz akil sahipleri ibret alsinlar.

30- Bir de Davud'a Süleyman'i bahsettik. Süleyman ne güzel kuldu. Çünkü o seslice tesbih edip Allah'a yönelirdi.

31- Hani kendisine bir zaman aksam üstü iyi cins ve rahvan atlar gösterilmisti.

32- "Ben, dedi, at sevgisini, Rabbimi anmaktan ötürü tercih ettim." Nihayet atlar perdenin arkasina gizlendi.

33- "Geri getirin onlari bana!" dedi ve artik onlarin bacaklarini, boyunlarini silmeye basladi.

34- Andolsun ki Süleyman'i imtihan da ettik ve tahtinin üzerine bir ceset biraktik. Sonra tekrar tevbe ile önceki haline döndü.

35- Süleyman: "Ey Rabbim! Beni bagisla ve bana öyle bir mülk ihsan et ki, ardimdan hiç kimseye yarasmasin. Süphesiz, bütün dilekleri veren sensin." dedi.

36- Bunun üzerine biz rüzgari onun emrine verdik. Onun emriyle istedigi yere yumusacik akardi.

37- Dalgiç ve yapi ustasi seytanlari da.

38- Ve daha digerlerini de zincirlerde bagli olarak (Onun emrine verdik).

39- "Iste bu, bizim ihsanimizdir. Artik sen dilersen baskalarina ver veya verme. Bundan hesaba çekilmeyeceksin" dedik.

40- Süphesiz ki ona huzurumuzda bir yakinlik ve güzel bir makam vardir.

41- Kulumuz Eyyub'u da an. Bir zaman o, Rabbine söyle nida etmisti: "Mesakkat ve aci ile bana seytan dokundu."

42- (Biz ona): "Ayagini yere vur! Iste sana yikanilacak ve içilecek soguk bir su" dedik.

43- Ve ona, bütün ailesini ve beraberlerinde bir mislini daha tarafimizdan bir rahmet olarak bahsettik ki, akil sahipleri için bir ibret olsun.

44- (Bir de dedik ki): "Eline bir demet al da onunla (esine) vur; yemininde durmamazlik etme." Dogrusu biz onu sabirli bulduk. O ne güzel kul! O hakikaten daima Allah'a yönelmektedir.

45- Kullarimiz Ibrahim'i, Ishak'i ve Yakub'u da an. Onlar eller ve gözler sahipleri idiler.

46- Çünkü biz onlari temiz bir hasletle, hâlis yurt (ahiret) düsüncesine ermis has kullarimizdan kilmisizdir.

47- Çünkü onlar, nezdimizde seçilmis en hayirli kimselerdendir.

48- Ismail'i, Elyasa'yi, Zü'l-Kifl'i de an. Hepsi de en hayirli kimselerdendir.

49- Iste bu bir ögüttür. Süphesiz korunan müttakiler için herhalde güzel bir istikbal (güzel bir dönüs yeri) vardir.

50- Bütün kapilari kendilerine açilmis olan Adn cennetleri vardir.

51- Içlerine kurularak orada birçok yemisle, bambaska bir içki isteyeceklerdir.

52- Yanlarinda da bakislari yalniz kocalarina dönük hep ayni yasta dilberler vardir.

53- O hesap günü için size vaad edilen iste budur.

54- Iste bu, bizim rizkimiz; muhakkak ki ona hiç tükenmek yoktur.

55- Bu, böyledir. Süphesiz azginlar için de fena bir gelecek vardir.

56- Cehennem! Ona yaslanacaklar, fakat o ne çirkin dösektir.

57- Iste artik tatsinlar onu ki, o kaynar su ve irindir.

58- Ve o sekilden çifter çifter tadacaklari diger acilar da vardir.

59- Iste sunlar da sizin pesinize düsenlerdir. Onlara merhaba yok. Çünkü onlar cehenneme saliniyorlar.

60- (Arkadan gelenler öncekilere Derler ki: "Hayir, asil size merhaba yok. Çünkü cehennemi bize siz takdim ettiniz. Bakin o ne kötü yatak!"

61- "Ey Rabbimiz! Bize bunu takdim edenin atesteki azabini kat kat artir" derler.

62- Bir de derler ki: "Kötülerden saydigimiz birtakim adamlari (fakir müminleri) niye göremiyoruz?"

63- "Onlari eglence yerine tutmustuk ha! Yoksa bu gözler onlardan kaydi mi?"

64- Süphesiz ki bu haktir. Ates ehlinin birbiriyle tartismasi muhakkak olacaktir.

65- De ki: "Ben ancak korkuyu haber veren bir peygamberim. O tek ve kahredici olan Allah'tan baska tanri da yoktur."

66- "O, göklerin, yerin ve ikisi arasindakilerin Rabbidir. O çok güçlüdür, çok bagislayicidir."

67- De ki: "Bu, bir büyük haberdir."

68- "Siz ondan yüz çeviriyorsunuz."

69- "Münakasa ederlerken, benim melekler yüksek topluluguna ait ne bilgim olabilirdi?"

70- "Ancak ben açiktan açiga korkutmakla görevli oldugum için o bilgi bana vahyediliyor."

71- Hani Rabbin meleklere demisti ki: "Ben çamurdan bir insan yaratmaktayim."

72- "Onu tesviye edip, düzeltip de ruhumdan ona üfledim mi derhal ona secdeye kapanin."

73- Bunun üzerine meleklerin hepsi toptan secde ettiler.

74- Yalniz Iblis etmedi, büyüklük tasladi ve kâfirlerden oldu.

75- Allah: "Ey Iblis! O benim kudretimle yarattigima secde etmene ne engel oldu? Kibirlenmek mi istedin? Yoksa yüksek derecelerde bulunanlardan mi oldun?" dedi.

76- Iblis dedi ki: "Ben ondan hayirliyim. Beni atesten yarattin, onu ise çamurdan yarattin."

77- Allah: "Hemen çik oradan, artik sen kovuldun."

78- "Ve elbette lanetim ceza gününe kadar senin üzerindedir." buyurdu.

79- Iblis: "Ya Rab! O halde insanlarin diriltilecekleri güne kadar bana mühlet ver." dedi.

80, 81- Allah: "Haydi belirli bir vakte kadar mühlet verilenlerdensin" buyurdu.

82- Iblis: "Öyle ise izzet ve serefine yemin ederim ki, ben onlarin hepsini mutlaka aldatir, saptiririm."

83- "Ancak içlerinden ihlas ile seçilmis has kullarin müstesna" dedi.

84- Allah buyurdu ki: "O dogru, ben hep dogruyu söylerim."

85- "Andolsun ki, cehennemi mutlaka senden ve onlarin sana uyanlarindan, topunuzdan tika basa dolduracagim."

86- Ey Muhammed! De ki: "Ben o Kur'ân'a karsi sizden bir ücret istemiyorum. Ve ben kendiligimden bir sey de teklif etmiyorum. "

87- "O Kur'ân, bütün âlemler için bir zikir, bir ögüttür. "

88- "Herhalde onun haberini bir zaman sonra bileceksiniz."
__________________
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
NiLuFeR

NiLuFeR


Mesaj Sayısı : 191
Puan : 231
Kayıt tarihi : 02/05/09

Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 5 Empty
MesajKonu: Geri: Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre)   Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 5 I_icon_minitimeC.tesi Mayıs 02, 2009 7:42 pm

SAFF

Bismillahirrahmanirrahim

1- Göklerdekilerin ve yerdekilerin hepsi Allah'i tesbih eder. O, üstündür, hikmet sahibidir.

2- Ey iman edenler! Yapmayacaginiz seyi niçin söylüyorsunuz?

3- Yapmayacaginizi söylemeniz, Allah yaninda siddetli bir bugza sebeb olur.

4- Allah, kendi yolunda kenetlenmis bir duvar gibi saf baglayarak savasanlari sever.

5- Bir zaman Musa, kavmine: "Ey kavmim! Benim, Allah'in size gönderdigi elçisi oldugumu bildiginiz halde niçin beni incitiyorsunuz?" demisti. Onlar egrilince, Allah da kalblerini egriltti. Allah fasiklari dogru yola iletmez.

6- Meryem oglu Isa da: "Ey Israilogullari! ben size Allah'in elçisiyim. benden önce gelen Tevrat'i dogrulayici ve benden sonra gelecek Ahmed adinda bir peygamberi müjdeleyici olarak (geldim)." demisti. Fakat onlara apaçik delillerle gelince "Bu, apaçik bir büyüdür." dediler.

7- Islâm'a davet olundugu halde Allah üzerine yalan uydurandan daha zalim kim olabilir? Allah zalim toplumu dogru yola iletmez.

8- Agizlariyla Allah'in nurunu söndürmek istiyorlar. Halbuki kâfirler hos görmese de Allah nurunu tamamlayacaktir.

9- O, Resulünü hidayet ve hak dinle gönderdi ki, müsrikler istemese de onu, bütün dinlerin üstüne çikarsin.

10- Ey Iman edenler! Sizi aci bir azabdan kurtaracak ticareti size göstereyim mi?

11- Allah'a ve Resulüne inanirsiniz, mallarinizla ve canlarinizla Allah yolunda savasirsiniz. Eger bilirseniz sizin için en iyisi budur.

12- (Eger böyle yaparsaniz Allah) sizin günahlarinizi bagislar ve sizi altlarindan irmaklar akan cennetlere, Adn cennetlerinde hos yerlere koyar. Iste büyük kurtulus budur.

13- Seveceginiz bir sey daha var: Allah'tan yardim ve yakin bir fetih.. Müminleri müjdele.

14-Ey inananlar, Allah'in yardimcilari olun. Nitekim Meryem oglu Isa da havarilere: "Allah'a (giden yolda) benim yardimcilarim kimdir?" demisti. Havariler: "Allah (yolun)un yardimcilari biziz." dediler. Israil ogullarindan bir zümre inandi, bir zümre inkar etti. Biz de inananlari, düsmanlarina karsi destekledik, onlar üstün geldiler
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
NiLuFeR

NiLuFeR


Mesaj Sayısı : 191
Puan : 231
Kayıt tarihi : 02/05/09

Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 5 Empty
MesajKonu: Geri: Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre)   Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 5 I_icon_minitimeC.tesi Mayıs 02, 2009 7:43 pm

SAFFAT

Bismillahirrahmanirrahim

1- Andolsun o saf baglayip duranlara.

2- O haykirip da sürenlere.

3- Ve o yolda zikir okuyanlara.

4- Ki sizin ilâhiniz birdir.

5- O, göklerin, yerin ve aralarindakilerin Rabbidir, bütün dogularin da Rabbidir.

6- Gerçekten biz dünya gögünü (o yakin gögü) bir zinetle, yildizlarla süsledik.

7- Onu her inatçi seytandan koruduk.

8- Onlar yüksek (melekler) toplulugunu dinleyemezler. Her taraftan kovulup atilirlar.

9- Uzaklastirilirlar. Onlara ardi arkasi kesilmez bir azab vardir.

10- Ancak kulak hirsizligi yapanlar olur. Onu da yakici bir alev takip eder.

11- Simdi onlara sor: "Yaradilisça kendileri mi daha çetin, yoksa bizim yarattiklarimiz mi?" Gerçekten biz onlari civik bir çamurdan yarattik.

12- Fakat sen onlara sasiyorsun, ama onlar (seninle) egleniyorlar.

13- Kendilerine hatirlatildiginda da düsünmüyorlar.

14- Bir mucize gördükleri zaman da eglenceye aliyorlar.

15- Ve diyorlar ki: "Bu apaçik büyüden baska bir sey degildir."

16- "Öldügümüz ve bir toprakla bir yigin kemik oldugumuz zaman mi biz tekrar dirilecekmisiz?"

17- "Önceki atalarimiz da mi?.."

18- De ki: "Evet, hem de sizler çok asagilanmis olarak (dirileceksiniz)."

19- Çünkü O (sura üfürmek) zorlu bir kumandadan ibarettir ki, derhal onlarin gözleri açiliverir.

20- "Eyvah bizlere! Iste bu hesap günüdür." derler.

21- (Onlara): "Iste bu, sizin yalanlamakta oldugunuz (iyi ve kötüyü) ayirt etme günüdür" denir.

22, 23- Toplayin mahsere o zulmedenleri, eslerini ve Allah'tan baska taptiklari seyleri. Toplayin da götürün onlari sirata (cehennem köprüsüne) dogru.

24- Ve durdurun onlari, çünkü sorguya çekilecekler.

25- (Onlara): "Ne oldu sizlere de yardimlasmiyorsunuz?" (denilir.)

26- Hayir, bugün onlar teslim olmuslardir.

27- Onlar, birbirine dönmüs sorusuyorlar.

28- Onlar: "Siz bize (ugurlu görünerek) sagdan gelir dururdunuz" derler.

29- (Ileri gelenler de) derler ki: "Hayir, siz inanmamistiniz."

30- "Bizim de size karsi bir gücümüz yoktu. Fakat siz azmis bir kavimdiniz."

31- "Onun için üzerimize Rabbimizin azab sözü hak oldu. Süphesiz azabimizi tadacagiz."

32- "Evet biz, sizi kiskirttik. Çünkü biz azgindik."

33- O halde hepsi o gün azabda ortaktirlar.

34- Iste biz günahkarlara böyle yapariz.

35- Çünkü onlar, kendilerine: "Allah'tan baska ilâh yoktur" denildigi zaman kafa tutuyorlardi.

36- Ve: "Biz, hiçbir mecnun (deli) sair için ilâhlarimizi birakir miyiz?" diyorlardi.

37- Hayir o, hak ile geldi ve bütün peygamberleri tasdik etti.

38- Elbette siz o aci azabi tadacaksiniz.

39- Bununla beraber baska degil, hep yaptiginiz amellerinizle cezalandirilacaksiniz.

40- Sadece Allah'in ihlasli kullari müstesnadir.

41- Iste onlar için belli bir rizik vardir.

42, 43- Meyveler (vardir), Naîm cennetlerinde onlara hep ikram edilir.

44- (Onlar) Karsilikli tahtlar üzerindedirler.

45, 46- Içenlere lezzet veren, pinardan doldurulmus bembeyaz bir kadehle onlarin etrafinda dolasilir.

47- Onda ne bir zararli sonuç vardir, ne de sarhosluk verir.

48- Yanlarinda iri gözlü, bakislarini kocalarindan baskalarina çevirmeyen hanimlar vardir.

49- Sanki onlar örtülüp saklanmis yumurta gibidirler.

50- Derken birbirine dönüp sorarlar:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
NiLuFeR

NiLuFeR


Mesaj Sayısı : 191
Puan : 231
Kayıt tarihi : 02/05/09

Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 5 Empty
MesajKonu: Geri: Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre)   Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre) - Sayfa 5 I_icon_minitimeC.tesi Mayıs 02, 2009 7:43 pm

51- Içlerinden bir sözcü der ki: "Gerçekten benim bir arkadasim vardi."

52- Derdi ki: "Sen gerçekten inananlardan misin?"

53- "Öldügümüz ve bir toprakla bir yigin kemik oldugumuz zaman biz hakikaten cezalanacak miyiz?"

54- "Siz onu tanir misiniz?" der.

55- Derken bakinir ve onu cehennemin ta ortasinda görür.

56- Ona söyle der: "Allah'a yemin ederim ki, dogrusu sen az daha beni helak edecektin."

57- "Rabbimin nimeti olmasaydi, ben de bu tutuklananlardan olacaktim."

58, 59- "Nasilmis bak. Biz ilk ölümümüzden baska bir daha ölmeyecek miymisiz? Biz azaba ugratilmayacak miymisiz?

60- Iste bu büyük kurtulustur.

61- Çalisanlar iste böyle bir kurtulus için çalissinlar.

62- Nasil, bu mu daha hayirli konukluk için, yoksa zakkum agaci mi?

63- Gerçekten biz onu zalimler için bir fitne (imtihan) yaptik.

64- O bir agaçtir ki cehennemin dibinde çikar.

65- Tomurcuklari seytanlarin baslari gibidir.

66- Mutlaka onlar, ondan yiyecekler de karinlarini bundan dolduracaklardir.

67- Sonra üzerine onlar için kaynar bir içecek vardir.

68- Sonra da dönecekleri yer, süphesiz cehennemdir.

69- Çünkü onlar, atalarini sapiklikta buldular.

70- Simdi de kendileri onlarin izlerinde kosturuyorlar.

71- Andolsun ki, onlardan öncekilerin çogu sapiklikta idiler.

72- Gerçekten biz onlara içlerinden uyarici peygamberler de gönderdik.

73- Sonra da bak o uyarilanlarin sonu nasil oldu?

74- Ancak Allah'in ihlas ile seçilen kullari baska.

75- Andolsun ki Nuh bize seslenip dua etmisti de biz de ne güzel kabul etmistik.

76- Biz hem onu, hem ailesini o büyük sikintidan kurtardik.

77- Hem onun neslini bâki kalanlar kildik.

78- Hem de sonradan gelenler içinde güzel bir namini biraktik.

79- Bütün âlemler içinde Nuh'a selam olsun.

80- Iste biz iyilik yapanlari böyle mükafatlandiririz.

81- Çünkü o bizim mümin kullarimizdandi.

82- Sonra digerlerini suda bogduk.

83- Süphesiz ki Ibrahim de onun kolundandi.

84- Çünkü o, Rabbine tertemiz bir kalb ile gelmisti.

85- O babasina ve kavmine söyle demisti: "Siz nelere tapiyorsunuz?"

86- "Yalancilik etmek için mi Allah'tan baska ilâhlar istiyorsunuz?"

87- "Siz âlemlerin Rabbini ne zannediyorsunuz?"

88, 89- Derken yildizlara bir bakti da: "Ben gerçekten hastayim" dedi.

90- O zaman arkalarini dönerek basindan kaçisiverdiler.

91- Derken bir kurnazlikla onlarin ilâhlarina vardi da, "Buyursaniza, yemez misiniz?" dedi.

92- (Cevap vermediklerini görünce de): "Neyiniz var da konusmuyorsunuz?" (dedi).

93- Nihayet bir yolunu bulup onlara kuvvetli bir darbe indirdi.

94- Bunun üzerine birbirlerine girerek ona yürüdüler.

95- Ibrahim dedi ki: "A, siz kendi yonttugunuz seylere mi tapiyorsunuz?"

96- "Halbuki sizi de yaptiklarinizi da Allah yaratmistir."

97- Onlar: "Haydin onun için bir yapi yapin da onu atese atin." dediler.

98- Böylece ona bir tuzak kurmak istediler. Biz de kendilerini daha alçak düsürdük.

99- Bir de dedi ki: "Ben Rabbime gidiyorum, o bana yolunu gösterir."

100- "Ey Rabbim! Bana salihlerden (bir ogul) ihsan et!"

101- Biz de kendisine yumusak huylu bir ogul müjdeledik.

102- Oglu, yaninda kosacak çaga gelince: "Ey oglum! Ben seni rüyamda bogazladigimi görüyorum. Artik bak, ne düsünürsün?" dedi. Çocuk da: "Babacigim sana ne emrediliyorsa yap, insaallah beni sabredenlerden bulacaksin" dedi.

103- Ne zaman ki ikisi de bu sekilde Allah'a teslim oldular, Ibrahim oglunu sakagi üzerine yatirdi.

104- Biz de ona söyle seslendik: "Ey Ibrahim! "

105- "Rüyana gerçekten sadakat gösterdin, süphesiz ki, biz iyilik yapanlari böyle mükafatlandiririz."

106- "Süphesiz ki bu apaçik bir imtihandi." (dedik)

107- Ve ona büyük bir kurbanlik fidye verdik.

108- Kendisine sonradan gelenler içinde iyi bir nâm biraktik.

109- Selam olsun Ibrahim'e...

110- Iste biz iyilik yapanlari böyle mükafatlandiririz.

111- Çünkü o bizim mümin kullarimizdandi.

112- Ona bir de salihlerden bir peygamber olmak üzere Ishak'i müjdeledik.

113- Hem ona hem Ishak'a bereketler verdik. Her ikisinin neslinden de hem iyilik yapanlar var, hem de açikça kendi nefsine zulmedenler var.

114- Andolsun ki biz Musa ile Harun'a da nimetler verdik.

115- Hem kendilerini ve kavimlerini o büyük sikintidan kurtardik.

116- Hem yardim ettik onlara da, galip gelenler onlar oldular.

117- Hem kendilerine o belli kitabi (Tevrat'i) verdik.

118- Kendilerini dogru yola çikardik.

119- Sonrakiler içinde onlara iyi bir nam biraktik:

120- Selam olsun, Musa ile Harun'a.

121- Iste biz iyilik yapanlari böyle mükafatlandiririz.

122- Çünkü onlarin ikisi de bizim mümin kullarimizdandi.

123- Süphesiz Ilyas da gönderilen peygamberlerdendir.

124,125,126- Hani o kavmine: "Siz Allah'tan korkmaz misiniz? Yaratanlarin en güzeli olan, sizin de Rabbiniz, daha önceki atalarinizin da Rabbi bulunan Allah'i birakip da "Ba'l'e" (Ba'l ismindeki puta) mi yalvariyorsunuz?" dedi.

127- Fakat onlar, onu yalanladilar. Bu yüzden onlar mutlaka (cehennemde) hazir bulundurulacaklardir.

128- Ancak Allah'in ihlasli kullari müstesna.

129- Ona da sonrakiler içinde sunu biraktik:

130- Selam olsun Ilyâsîn'e .

131- Iste biz iyilik yapanlari böyle mükafatlandiririz.

132- Çünkü o bizim mümin kullarimizdandi.

133- Süphesiz Lût da gönderilen peygamberlerdendir.

134- Hani biz onu ve ailesinin tamamini kurtarmistik.

135- Ancak geride kalip batanlar içinde kalan yasli bir kadin hariç.

136- Sonra digerlerini helak etmistik.

137, 138- Ve siz elbette sabahleyin ve geceleyin onlara ugrar ve üzerlerinden geçersiniz. Hâlâ akil edip düsünmez misiniz?

139- Süphesiz Yunus da gönderilen peygamberlerdendir.

140- Hani o bir zaman dolu bir gemiye kaçmisti.

141- (Oradakilerle) kur'a çekmis de kaydirilanlardan (yenilenlerden) olmustu.

142- Derken (denize atilmis ve) kendisini balik yutmustu. (Kendi nefsini) kiniyordu.

143, 144- Eger çok tesbih edenlerden olmasaydi, yeniden dirilecekleri güne kadar onun karninda kalirdi.

145- Biz onu hasta bir halde bir alana çikardik.

146- Üzerine kabak cinsinden bir agaç bitirdik.

147- Biz onu (Yunus'u) yüz bin veya daha çok insana peygamber olarak gönderdik.

148- O zaman ona iman ettiler de biz onlari bir zamana kadar yasattik.

149- Simdi sor o seninkilere: Kizlar, Rabbinin de, oglanlar onlarin mi?

150- Yoksa biz melekleri disi yaratmisiz da onlar sahit mi bulunuyorlarmis?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali (Alfabe Sırasına Göre)
Sayfa başına dön 
5 sayfadaki 7 sayfasıSayfaya git : Önceki  1, 2, 3, 4, 5, 6, 7  Sonraki
 Similar topics
-
» KURÂN-I KERÎM OKUMANIN FAZİLETİ
» KUR'AN I KERIM NASIL SEFAAT EDER...

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
www.ASKmekan.Net :: İslam Dünyasi-
Buraya geçin: