Aslında biten değil, bitmeyen aşklar acı verirler... Aslında, dibine kadar yaşadığın değil, doymadan kalktığın aşklar ızdırap verirler...
Aslında, karşındakinin suçlu olduğuna değil, kendinin suçlu olduğuna inandığın aşklar, hayatı mahvederler...
Sorumluluğu karşı tarafa değil, kendine de yıktığın aşklar, içini acıtırlar...
Cız ettirirler...
Aşkın acısı, keşkelerin sayısıyla orantılıdır...
Keşkeler fazlaysa, aşkın acısı çoktur...
Keşkeler yoksa, artık aşk da yoktur...
Aşkı bitirmek, suçun karşı tarafta olduğuna inanmaktan geçer...
Suçun karşı tarafta olduğuna inanamayanlar, "keşke şunu da yapsaydım" diyenler, aşkı bitiremezler...
Aşkı bitirmiş gözükseler de, acıyı yok edemezler...
Aslında biten değil, bitmeyen aşklar acı verirler...
"Kalbin çok önemli gördüğü birini, sevme, arzulama ve içinde hissetme durumudur aşk..."
Dibine kadar yaşayıp tükettiğin değil, doymadan kalktığın, hala arzuladığın aşklar ızdırap verirler...
Artık ulaşamazsın... Oysa hala ulaşmak istersin...
Aşk ya direkten dönmüştür... Ya da bir nebze yaşanıp, yarım kalmıştır...
O durumda yarım kalan ya da direkten dönen sevgiliyi görmek istemez insan...
Umudu yoksa görmek istemez...
Umudu varsa, yarım kalan aşkı takip etmeye devam eder...
Kadın ve erkeğin yarım kalan aşkları değişiktir...
Kadın yarım kalan aşkının, bir başka kadınla mutlu olmasını hiç istemez...
Onu biriyle görmek istemez... Mutluluk haberini duymak istemez...
Hele hele evlendiğini hiç işitmek istemez...
Acı çeker...
Acı öfkeyi biriktirir...
İntikamı çağırır...
İntikam, nispet yapacak erkekleri buldurur...
Yarım kalan aşklar, ihtiras ve intikamlarla dolu egolarca yerlerde sürüklenir...
Çamura bulanır, balçıkla sıvanır...
***
Erkek de yarım kalan aşkının, bir başkasıyla olmasını arzulamaz...
O günlerde aşkın bittiğini söyleyen gururu ile aşkın bitmediğini söyleyen duygusu arasında hüzünlü ve öfkelidir...
Yeni hayattan zevk alamaz, kolay aşık olamaz...
Eski hayata gidemez, gururu izin vermez...
Bu zamanlar, erkeğin en tehlikeli olduğu zamanlardır...
Öfkelidir ve öfkesi şiddeti çağırır...
Kötülük etme iştahı kabarır...
Yarım kalan aşka, ya da bir başkasına...
Sevgili bir başka erkekle beraber olunca, erkek yıkılır, ama rahatlar...
Yenilmiştir...
Ama, başka erkeğe gittiği için de artık aşk bitmiştir...
Yenilgi, maçın devamından daha rahattır...
Hiç olmazsa önünü görecektir... Yeni bir hayata ve aşklara gidebilecektir...
Hasta olmayan erkeğin öfkesi, kadın hayatına bir başka erkeğin girmesiyle sonlanır...
Kadının öfkesi ise, çok daha iyisi bulunmadıkça her daim sürecektir... Bazen katlanarak ve acı intikamlar alarak...
Oysa aşkın bir zamanlar yarım kalmasının esas nedeni, suçun ve sorumluluğun kişinin kendisinde olduğuna inanmasındadır...
"Keşke"lerin çokluğundadır...
En acısı da budur...